Başında t olan 3 harfli 58 kelime var. T harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde t harfi olan kelimeler listesine ya da sonu t harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında t bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

TÜL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Çok ince gözenekli pamuk, ipek veya sentetik dokuma
  2. [sıfat] Bu dokumadan yapılmış
    • "Bütün pencereler eskisi gibi çiçekli ve tül perdeliydi." (Ahmet Haşim)

TIP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Hastalıkları iyileştirmek, hafifletmek veya önlemek amacıyla başvurulan teknik ve bilimsel çalışmaların tümü, hekimlik, tababet
    • "İlk önceleri tıp literatürüne dair bazı Fransızca kitaplar da getiriyordum." (Reşat Nuri Güntekin)

TUŞ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Piyano, org vb. müzik aletleriyle daktilo, hesap makinesi, bilgisayar ve telefon gibi makinelerde parmak vurulan yerlerin adı
    • "Piyanonun tuşlarından, kemanın tellerinden uçan sesler, insana, insan olmanın mutluluğunu tattırır." (Yusuf Ziya Ortaç)
  2. Yağlı boya ressamlığında fırçadaki boyanın tuvale sürülüş biçimi
  3. Eskrimde kılıcın ucunun karşı oyuncunun göğüs ve karın bölgesini koruyan özel giysinin bir bölümüne değmesi

TİN

  1. [isim] Ruh
  2. Birtakım fizik ötesi kurucularının, gerçeği ve evreni açıklamak için her şeyin özü, temeli veya yapıcısı olarak benimsedikleri madde dışı varlık

TİP

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Aynı cinsten bütün varlıkların veya nesnelerin temel özelliklerini büyük ölçüde kendinde toplayan örnek
    • "Aynı yaşta, aynı tipte, aynı kuvvette iki güreşçi." (Burhan Felek)
  2. Tür, çeşit
  3. İlgi çekici, değişik (kimse)
    • "Ne tip adam."
  4. Hikâye, roman, tiyatro gibi uzun anlatıma dayalı edebî eserlerde kişi kadrosu içinde yer alan ve belli bir düşüncenin, topluluğun zihniyetini ve ideolojinin temsilciliğini yüklenen kişi
    • "Batılılaşmanın yanlış anlaşılmasını sergileyen tip: Bihruz Bey."
  5. Kendine özgü kişiliği olmayan, genellikle bilinen kalıplardaki insanları gösteren oyun kişisi

TAŞ

  1. [isim] Kimyasal veya fiziksel durumu değişiklikler gösteren, rengini içindeki maden, tuz ve oksitlerden alan sert ve katı madde
    • "Kireç taşı. Oltu taşı."
    • "İkide birde bana bunun için taş atıyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Taş atıp kolunuz yorulmadan üstüne konduğunuz paranın nasıl kazanıldığını bir yazarsak görürsünüz." (Halide Edip Adıvar)
    • "Bunlardan en iyisini taş çatlasa konakta iki aydan fazla tutamazdı." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. [sıfat] Bu maddeden yapılmış, bu maddeden oluşmuş
    • "Hayvan sanki taş kesilmiş ve kulaklarını dimdik dikmişti." (Osman Cemal Kaygılı)
  3. Bazı yerlerde ve işlerde kullanılmak için bu maddeden özel olarak hazırlanmış malzeme
    • "Ben olduğum yerde taş gibi donup kaldım." (Reşat Nuri Güntekin)
  4. Yapı işlerinde kullanılmak için bu maddeden hazırlanmış malzeme
    • "Tophane yukarılarında taştan bir binada oturuyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
  5. Mücevherlerde kullanılan yüksek değerli cevher
    • "Bu küpenin taşları o kadar temiz değil."
  6. Dama, domino vb. oyunlarda kullanılan metal, kemik, plastik veya tahta parçalardan her biri
  7. Bazı organların içinde, özellikle idrar kesesi vb.nde oluşan, türlü biçim ve hacimdeki katı madde
  8. Bazı kütlelerden kopan veya koparılan parça
  9. Üstü kapalı bir biçimde söylenen iğneleyici söz, tariz

TIN

  1. [isim] Tınlayan şeyin çıkardığı ses, tınlama sesi

TIK

  1. [isim] İnce ve küçük bir nesne ile sert bir yere vurulduğunda çıkan ses

TUT
...
TUR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Dolaşma
    • "Yemekten sonra araba ile tura çıktık." (Yahya Kemal Beyatlı)
    • "Bir kaşıkçı kuşu çok yükseklerde tur atıyor." (Haldun Taner)
    • "Her ay, mehtapta bir iki kere merkeplerle tura çıkardık." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Bir sonuca ulaşıncaya kadar yapılan iş
  3. Başladığı noktada biten, bir veya daha fazla yere önceden belirlenmiş bir programa göre yapılan seyahat

TEN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] İnsan vücudunun dış yüzü, cilt
    • "Tene yapışıp benek benek su kabarcıkları dolan sert mayolar..." (Refik Halit Karay)
  2. Vücut
    • "Tende can kalmadı."

TAL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Kök, sap ve yaprak şeklinde farklılaşmamış bir bitkinin yaşama ve büyüme organı

TAV

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] İşlenecek bir nesnede bulunması gereken ısının, nemin yeterli olması durumu
  2. Hayvanlarda besili olma durumu
    • "Biraz durdu. Sonra işe az daha tav vermiş olmak için..." (Memduh Şevket Esendal)
  3. En uygun durum ve zaman

TOK

  1. [sıfat] Açlığını gidermiş, doymuş, aç karşıtı
  2. Sık ve kalın dokunmuş (kumaş)
  3. Kalın ve gür (ses)
    • "Biraz tok, biraz derinden gelen bir sesle..." (Yusuf Ziya Ortaç)
  4. Sevgi, sevecenlik, başarı, para, mal vb. şeyleri elde etmiş ve bunlara kavuşmuş olan

TÜM

  1. [isim] Bir şeyin bütünü, tamamı, hepsi
    • "Parasının tümünü kaybetti."
  2. [sıfat] Yarım olmayan, bütün, eksiksiz

TON

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir metreküp hacminde ve + 4 °C'deki arı suyun ağırlığı
  2. Bin kilogramlık ağırlık birimi

TAB

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Mizaç, huy, tabiat, karakter

TOR

  1. [isim] Sık gözlü ağ

TEÇ
...
TAN

  1. [isim] Güneş doğmadan önceki alaca karanlık, fecir
    • "Artık tan sökünceye kadar gelsin gazeller, şarkılar, feryatlar." (Salâh Birsel)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü