Başında t olan 3 harfli 58 kelime var. T harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde t harfi olan kelimeler listesine ya da sonu t harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında t bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

TOP

  1. [isim] Birçok spor oyununda kullanılan, türlü büyüklükte, genellikle kauçuktan yapılmış yuvarlak nesne
    • "Havası boşalmış bir futbol topu..." (Aka Gündüz)
    • "İngilizlerin topa tuttuğu yerlere gidip bir saat kadar muhtelif çapta birçok mermi ölçtüm." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Biz kim oluyoruz ki veresiye verelim, iki günde topu atarız." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Bazı aletlerde bulunan toparlağımsı parça
    • "Kantarın topu. Duvar saatinin topu."
  3. Kumaş, kâğıt gibi şeylerin belli miktardaki bağı, ferde
    • "Bir top basma. İki top ipekli."
  4. Kumaş, kâğıt vb. şeylerin düzenli bir yığın durumuna getirilmiş bağı
    • "Kâğıt topları."
  5. [sıfat] Yuvarlak biçimde olan, toparlak
    • "Bunlardan sonra top sakallı, çocuk yüzlü Şaban'ın dizi en çok sevdiği yerdi." (Halide Edip Adıvar)
  6. [zarf] Tamamen, bütünüyle
  7. Homoseksüel erkek
  8. Gülle veya şarapnel atan büyük, ateşli silah
    • "Deniz ufkunda bu top sesleri nerden geliyor / Barbaros belki donanmayla seferden geliyor." (Yahya Kemal Beyatlı)

TEM

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Tema

TÜY

  1. [isim] İnsan ve hayvan derisi üzerinde bulunan ince, kısa, yumuşak ve sık uzantılar
    • "İnce güzel kaşlarının ortasında iki tüyü her zamanki gibi tersine dönmüş." (Halide Edip Adıvar)
    • "Otelin kapıcısı yalan söylemekte tüy dikiyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Adamlar yüz kiloluk bir yükü tüy gibi kaldırırlar..." (Burhan Felek)
    • "Büyük hanım, daha fazla korkuyor, tüyleri diken diken oluyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Kuşların gövdesini örten ince ve tel gibi uzantıların her biri veya tamamı
    • "Akıllı kız Güner, ortaya çıkalı ne kadar oldu, daha dün bir bugün iki, baksana iyice tüyü düzmüş." (Atilla İlhan)
    • "Ne vahşi, ne korkunç; insanın tüylerini diken diken eden bir ölü sessizliği var." (Orhan Veli Kanık)
  3. Bazı bitki ve meyvelerle bazı dokumalar üzerinde görülen ince, kısa, yumuşak ve sık uzantılar

TUT
...
TÜL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Çok ince gözenekli pamuk, ipek veya sentetik dokuma
  2. [sıfat] Bu dokumadan yapılmış
    • "Bütün pencereler eskisi gibi çiçekli ve tül perdeliydi." (Ahmet Haşim)

TÜH

  1. [ünlem] "Vah vah" anlamında pişmanlık bildiren bir seslenme sözü, tü
  2. "Yazıklar olsun" anlamında bir seslenme sözü

TAS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Genellikle içine sulu şeyler konulan metal vb.nden yapılmış kap
    • "Tası tarağı toplayıp ortalıktan usul usul tüyüyorsunuz." (Tomris Uyar)
  2. [sıfat] Bu kabın alacağı miktarda olan
    • "İki tas pirinç."
  3. Başa giyilen metal koruyucu
    • "Tulumbacılar yangınlarda başlarına kalaylı taslar giyerler." (Salâh Birsel)

TAM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Eksiksiz, kesintisiz
    • "Tam iki saat yalandan tamirle uğraştım." (Aka Gündüz)
  2. Bütün, tüm
  3. [zarf] Uygun olarak, tıpkı, aynı
    • "Tam istediğim gibi davrandın."
  4. [zarf] Sırasında, anında
    • "Tam mağazaya gireceğim zaman arkamdan bir ses geldi." (Ömer Seyfettin)
  5. Gerçek, ehliyetli, yetkin, kusursuz
    • "Reşit Galip tam bir idealist gibi öldü." (Orhan Seyfi Orhon)
  6. Amerikan doları

TUR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Dolaşma
    • "Yemekten sonra araba ile tura çıktık." (Yahya Kemal Beyatlı)
    • "Bir kaşıkçı kuşu çok yükseklerde tur atıyor." (Haldun Taner)
    • "Her ay, mehtapta bir iki kere merkeplerle tura çıkardık." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Bir sonuca ulaşıncaya kadar yapılan iş
  3. Başladığı noktada biten, bir veya daha fazla yere önceden belirlenmiş bir programa göre yapılan seyahat

TAT

  1. [isim] Bazı cisimlerin tat alma organı üstünde bıraktığı duyum
    • "Nem elbisenize işlemiştir, yaşlığında deniz suyunun tuzlu tadı ve yapışkanlığı duyuluyor." (Refik Halit Karay)
    • "Kelimenin de tadını alır, kafiyenin de." (Yusuf Ziya Ortaç)
    • "Buradan itibaren anladım ki memleketin hiç tadı tuzu kalmamış." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Ana çorbaya tuz atıyor, baba mancanın tadına bakıyor." (Osman Cemal Kaygılı)
  2. Tatlılık
    • "Eski seyahat hürriyeti, yine tadı damağımızda kalan tatlı bir hatıra olmuş." (Refik Halit Karay)
    • "Bir orman, tadına doyum olmayan bükülüşlerle denize kadar iniyordu." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
  3. Hoşa giden durum, lezzet, zevk
    • "Öğle yemeğinden sonra gelen rehavetin tadı, hiçbir gece uykusunda bulunmaz." (Şevket Rado)

TEN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] İnsan vücudunun dış yüzü, cilt
    • "Tene yapışıp benek benek su kabarcıkları dolan sert mayolar..." (Refik Halit Karay)
  2. Vücut
    • "Tende can kalmadı."

TUŞ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Piyano, org vb. müzik aletleriyle daktilo, hesap makinesi, bilgisayar ve telefon gibi makinelerde parmak vurulan yerlerin adı
    • "Piyanonun tuşlarından, kemanın tellerinden uçan sesler, insana, insan olmanın mutluluğunu tattırır." (Yusuf Ziya Ortaç)
  2. Yağlı boya ressamlığında fırçadaki boyanın tuvale sürülüş biçimi
  3. Eskrimde kılıcın ucunun karşı oyuncunun göğüs ve karın bölgesini koruyan özel giysinin bir bölümüne değmesi

TAN

  1. [isim] Güneş doğmadan önceki alaca karanlık, fecir
    • "Artık tan sökünceye kadar gelsin gazeller, şarkılar, feryatlar." (Salâh Birsel)

TAR

  1. [isim] Doğu Anadolu ile Azerbaycan'da çalınan bir çalgı türü

TIĞ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Dantel veya yün örmekte kullanılan, ucu çengelli kısa şiş
    • "Maviş Hanım'ın elinde tığ, pencerenin önüne oturmuş, sabırla dantel üretir, görmüyor mu?" (Atilla İlhan)
    • "Böyle kibar, yakışıklı, tığ gibi kocayı rüyada görsen inanmazdın." (Sermet Muhtar Alus)
  2. Biz (II)
  3. Demirci ve tesviyecilerin delikleri büyütmek veya eşit duruma getirmek için kullandıkları takım

TİM

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Silahlı kuvvetlerde, belirli bir iş veya hizmeti başarabilecek güçteki en küçük birlik
  2. Silah, telsiz istasyonu vb.ni çalıştırmak için kurulan topluluk

TİP

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Aynı cinsten bütün varlıkların veya nesnelerin temel özelliklerini büyük ölçüde kendinde toplayan örnek
    • "Aynı yaşta, aynı tipte, aynı kuvvette iki güreşçi." (Burhan Felek)
  2. Tür, çeşit
  3. İlgi çekici, değişik (kimse)
    • "Ne tip adam."
  4. Hikâye, roman, tiyatro gibi uzun anlatıma dayalı edebî eserlerde kişi kadrosu içinde yer alan ve belli bir düşüncenin, topluluğun zihniyetini ve ideolojinin temsilciliğini yüklenen kişi
    • "Batılılaşmanın yanlış anlaşılmasını sergileyen tip: Bihruz Bey."
  5. Kendine özgü kişiliği olmayan, genellikle bilinen kalıplardaki insanları gösteren oyun kişisi

TEL

  1. [isim] Türlü metallerden yapılmış, kopmaya karşı bir direnç gösteren ince uzun nesne
    • "Gelin teli. Telgraf teli."
    • "Bahçeye tel çektik."
  2. [sıfat] Bu nesneden yapılmış veya bu nesne biçiminde olan
    • "Tel kafes. Tel çivi."
  3. Tencere, çaydanlık vb.ni ovarak temizlemek için kullanılan nesne
  4. İnsan saçını oluşturan ipçik
    • "İki açık sarı tel terli alnımızın üstüne yapışmıştı." (Sait Faik Abasıyanık)
  5. Bazı organizmaların demet durumundaki oluşumunu meydana getiren ipçiklerin her biri, lif

TUZ

  1. [isim] Kokusuz, suda eriyen, yiyecekleri korumada ve tatlandırmada kullanılan billursu madde
    • "Kaldırdığı gibi pekmez çömleğini vurmuş yere, tuz buz etmiş." (Rıfat Ilgaz)
    • "Küçük votka kadehleri, mermi ıslıklarıyla aynalara çarpıp tuzla buz oluyorlar." (Atilla İlhan)
  2. Bir asitteki hidrojenin yerini bir bazın almasıyla oluşan birleşim, sodyum klorür (NaCl)

TÖS

  1. [ünlem] Hayvanı töskürtmek için söylenen bir söz

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü