Sonunda p olan 5 harfli 102 kelime var. P harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde p harfi olan kelimeler listesine ya da başında p harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

POLİP

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Sölenterlerden, toplu veya tek başına yaşayabilen basit yapılı hayvan
  2. Mukoza ile kaplı boşluklar içinde gelişen, yumuşak, telsel, genellikle saplı bir armut biçiminde ur

TAYİP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ayıplama, kınama

AHBAP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kendisiyle yakın ilişki kurulup sevilen, sayılan kimse
    • "Ben yeni tanıdım ama, kızın eski ahbapları imişler!" (Osman Cemal Kaygılı)
    • "Gümrükten itibaren her rast geldiği adamla ahbap çıktı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Dünden beri bir Avusturyalı doktor ile ahbap oldum." (Ömer Seyfettin)
  2. [ünlem] Samimiyet, içtenlik bildiren bir seslenme sözü
    • "Baksana ahbap!"

CENUP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Güney

TROMP

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Binanın bir bölümünü tutmaya yarayan köşe kubbesi

NİZİP
...
NESEP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Soy, baba soyu

TAKİP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yetişmek, yakalamak veya bulmak amacıyla birinin arkasından gitme, izleme
    • "Hazım Aslan'ı, bir polis hafiyesi gibi günlerce takipten sonra bulmaya muvaffak oldum." (Halide Edip Adıvar)
    • "Kocası okurken gözleriyle satırları takip ediyor, elleriyle boncuk çantasını ovalıyordu." (Ömer Seyfettin)
  2. Ardınca gitme veya gelme
    • "Çocuk, babasının kendisini takibinden memnun olmadı."
    • "Bu yolu takip ederseniz eve varırsınız."
  3. Kovuşturma, kovuşturulma
    • "Savcılık, basın suçlarının takibinden sorumludur."
    • "Modayı takip etmek."
  4. İzinden gitme, uyma, izleme
    • "Atatürk'ün düşüncelerini takip, gençliğin başlıca amacıdır."
    • "Öğretmenin anlattıklarını takip etmek."
  5. Geri çekilmekte olan düşmanı yok etmek için yapılan hareket

MİKAP
...
AHŞAP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Ağaçtan, tahtadan yapılmış

VACİP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Müslümanlıkça yapılması gerekli olan
    • "Kurban Bayramı'nda her zenginin kurban kesmesi vaciptir." (Burhan Felek)
    • "Ayağın nasıl olup da mezbeleye atıldığını bulmak artık başhemşireye vacip olmuştur." (Haldun Taner)
  2. Yapılması gerekli olan

CENAP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Saygı, onur ve büyüklük anlamıyla kullanılan bir söz
    • "Prens cenapları için oturacak yer arıyoruz." (Ömer Seyfettin)

ÖZALP
...
TALİP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] İsteyen, istekli
    • "Keşke bilmeksizin, tesadüfen, İsmail'in almak istediği bu kıza talip çıkmış bir adam vaziyetinde kalsaydım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. [isim] Genellikle evlenmek isteyen ve bu isteğini evleneceği kimseye bildiren erkek
    • "O taşralı müteahhidin ona talip olmasıyla bütün bu tasavvurlar bir anda yıkılıvermişti." (Haldun Taner)

MUCİP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Gerektiren, gerektirici

CELEP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Koyun, keçi, sığır vb. kesilecek hayvanların ticaretini yapan kimse
    • "Sen kasap mısın, koyun tüccarı mı, celeplerle senin ne işin var?" (Osman Cemal Kaygılı)
  2. İç oğlanı

HESAP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Aritmetik
    • "Oraya çıkınca hamallara onar kuruştan hesap göreceksin." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Hesap verin bakalım, nerelerde sürtüyordunuz bu saatlere kadar?" (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Meclis kapanacak ve orada hükûmeti hesaba çekeceklermiş." (Atatürk)
    • "Hem benim avukat veya yargıç olmak isteyip istemediğimi de hesaba kattıkları yoktu." (Necati Cumalı)
  2. Matematiksel işlem
    • "Bu karanlık işlerin hesabını sorarlar." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Evvela, sana birkaç haftadır mektup yazamayışımın hesabını vereyim." (Reşat Nuri Güntekin)
  3. Alacaklı veya borçlu olma durumu
    • "Al eline kalemi, şu benim hesapları görüver." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Kemeraltı Caddesi'ne varınca arabadan inerek hesabını gördüm." (Halit Ziya Uşaklıgil)
  4. Ödenecek ücretin dökümünü ve tutarını gösteren kâğıt, hesap pusulası, adisyon
  5. Oranlama, tahmin
    • "Evdeki hesap çarşıya uymamak."
  6. Bir girişimin, bir işin başarıya ulaşması için alınan önlemlerin bütünü
    • "Harbe nasıl, niçin ve ne hesapla girmiştik?." (Falih Rıfkı Atay)
  7. Tutum, durum, anlayış
    • "İnsana daha insanca ortamlar yaratmak için bütün hesaplarımız." (Azra Erhat)
  8. Bankadaki işlemlerin yapılabilmesi için kişi, kurum ve kuruluşlar adına düzenlenen çizelge

NAKİP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir kavmin, kabilenin başkanı veya onun vekili
  2. Bir tekkede en yaşlı derviş veya dede

ZEHAP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sanma, sanı, zannetme
    • "Bu oyunun kendine düşman bir partiye seçmen kazandırdığı zehabına kapılmış olacak." (Haldun Taner)
    • "Kim bilir ne taraflara yorar, ne zehaplarda bulunur?" (Sermet Muhtar Alus)

CEVAP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir soruya, bir isteğe, bir söz veya yazıya verilen karşılık, yanıt
    • "Belindeki önlüğü çıkarmaya uğraşıyor, cevap arıyor gibi düşünüyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Onun lakırtı söylemeye niyeti olmadığını göstererek kendisi cevap verdi." (Reşat Nuri Güntekin)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü