Sonunda p olan 5 harfli 102 kelime var. P harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde p harfi olan kelimeler listesine ya da başında p harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

NESEP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Soy, baba soyu

NİZİP
...
POLİP

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Sölenterlerden, toplu veya tek başına yaşayabilen basit yapılı hayvan
  2. Mukoza ile kaplı boşluklar içinde gelişen, yumuşak, telsel, genellikle saplı bir armut biçiminde ur

GAZAP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Öfke, kızgınlık, hiddet
    • "En önde Tevfik, en arkada cüce, birbirinin ayaklarına basarak Emine'nin gazabından sokağa fırladılar, karanlıkta birdenbire kayboldular." (Halide Edip Adıvar)
    • "Sert kelimeler kullandı, köpürdü, gazaba geldi." (Peyami Safa)

GARİP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Kimsesiz, zavallı
    • "Sizin gibi modern bir sosyete adamının böyle düşünmesini garip buluyorum." (Mahmut Yesari)
    • "Frankfurt caddelerinde en çok garibime giden insan, dilencisi olmuştur." (Ahmet Haşim)
  2. Yabancı, gurbette yaşayan, elgin
  3. Acayip
    • "Yağmur, ortalığa garip bir kış serinliği getirmişti." (Atilla İlhan)
  4. [ünlem] Şaşılacak bir şey karşısında söylenen söz
    • "Demek Bekir böyle utangaç bir çocukmuş. Garip!" (Atilla İlhan)
  5. Dokunaklı, hüzün veren
    • "Bir yabancı için dünyanın neresinde olursa olsun büyükşehir böyle garip bir yalnızlık duygusu veriyor." (Halide Edip Adıvar)

RATIP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Yaş, nemli

KEŞAP
...
MUHİP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Seven, sevgi besleyen, dost

CANİP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yan, taraf

CAZİP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Alımlı
    • "Gizli bir musikinin vezniyle dalgalanan ipekli maddeler gibi cazip, yumuşak ve tatlı idi." (Peyami Safa)

HİTAP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sözü birine veya birilerine yöneltme, seslenme
    • "Kötü konuşuyoruz, bilhassa tanımadıklarımıza hitap ederken tamamıyla kekeliyoruz." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)

SİBOP
...
NASİP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Birinin payına düşen şey
    • "Acaba İstanbul'u bir daha görmek nasip olacak mı?" (Halide Edip Adıvar)
    • "Herkes ondan haz veya hüzün, kendi nasibini alırdı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Bir kimsenin elde edebildiği, sahip olabildiği şey
    • "Türk'e ve Türk vatanına bir kurtuluş nasip ise onu gene Mehmetçiklerden beklemeliyiz." (Aka Gündüz)
    • "Konaktaki hamamlardan halayıklar, hizmetçiler de nasiplerini alırmış." (Salâh Birsel)
    • "Allah bana o rezaletle gelmeyi nasip etmesin, ölmek daha iyi." (Halide Edip Adıvar)
    • "Hiçbir erkeğe nasip olmadığını iddia edeceğim hayat, hep kaçamaklarla dolu idi." (Refik Halit Karay)
  3. Kısmet, talih, baht
    • "Tembellerin nasibi aç kalmaktır."
  4. Günlük kazanç

VACİP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Müslümanlıkça yapılması gerekli olan
    • "Kurban Bayramı'nda her zenginin kurban kesmesi vaciptir." (Burhan Felek)
    • "Ayağın nasıl olup da mezbeleye atıldığını bulmak artık başhemşireye vacip olmuştur." (Haldun Taner)
  2. Yapılması gerekli olan

LAKAP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir kimseye, bir aileye kendi adından ayrı olarak sonradan takılan, o kimsenin veya o ailenin bir özelliğinden kaynaklanan ad
    • "Arkadaşının taktığı bu lakabı, Ger Ali, soyadı kanunu çıkınca isminin başından alıp sonuna koydu mu bilmiyorum." (Yusuf Ziya Ortaç)

NİKAP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yüz örtüsü, peçe

AKREP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Saatin iki ibresinden küçüğü
    • "Rengi kararmış bir saat; ne yelkovanı var ne akrebi." (Sermet Muhtar Alus)

RECEP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ay takviminin yedinci ayı, üç ayların birincisi

TAKİP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yetişmek, yakalamak veya bulmak amacıyla birinin arkasından gitme, izleme
    • "Hazım Aslan'ı, bir polis hafiyesi gibi günlerce takipten sonra bulmaya muvaffak oldum." (Halide Edip Adıvar)
    • "Kocası okurken gözleriyle satırları takip ediyor, elleriyle boncuk çantasını ovalıyordu." (Ömer Seyfettin)
  2. Ardınca gitme veya gelme
    • "Çocuk, babasının kendisini takibinden memnun olmadı."
    • "Bu yolu takip ederseniz eve varırsınız."
  3. Kovuşturma, kovuşturulma
    • "Savcılık, basın suçlarının takibinden sorumludur."
    • "Modayı takip etmek."
  4. İzinden gitme, uyma, izleme
    • "Atatürk'ün düşüncelerini takip, gençliğin başlıca amacıdır."
    • "Öğretmenin anlattıklarını takip etmek."
  5. Geri çekilmekte olan düşmanı yok etmek için yapılan hareket

PİKAP

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Küçük kamyon, kamyonet
    • "Kamyonlar, pikaplar arka arkaya park etmiş duruyorlardı yan sokaklarda." (Çetin Altan)
  2. Elektrikle veya pille çalışan, plak dinlemekte kullanılan araç

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü