Sonunda p olan 3 harfli 41 kelime var. P harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde p harfi olan kelimeler listesine ya da başında p harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KAP
-
-
[isim]
İçi gaz, sıvı veya katı herhangi bir maddeyi alabilen oyuk nesne
- "Aynı yazar bu kabına sığamayan oyuncunun el, kol, yüz kıpırtılarını da şöyle dile getirir." (Salâh Birsel)
-
Kap kacak
-
Türlü şeylerin taşınması veya saklanması için kullanılan torba, kılıf, çanta, sepet, sandık vb
-
Kapak, cilt
-
[isim]
İçi gaz, sıvı veya katı herhangi bir maddeyi alabilen oyuk nesne
- HAP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kolayca yutulabilmesi için toparlak durumuna getirilmiş ilaç
- "Doktorlar hap, banyo ve perhiz tavsiye etmiş." (Burhan Felek)
- "Gideceğimiz kasabada iki yazlık sinema varsa hapı yutmuşuzdur." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Bir içimlik afyon
-
[isim]
Kolayca yutulabilmesi için toparlak durumuna getirilmiş ilaç
- POP
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Halkın arasında yaşayan motiflere, ögelere yer veren, onlardan yararlanan (kültür), popüler
-
[sıfat]
Halkın arasında yaşayan motiflere, ögelere yer veren, onlardan yararlanan (kültür), popüler
- SAP
-
-
[isim]
Bitkinin dal, yaprak, çiçek vb. bölümlerini taşıyan, ağaçlarda odunlaşarak gövde durumunu alan bölüm
- "Konuşma sap derken saman demek kabilinden hiçten şeylerden ibaret kalmıştır." (Refik Halit Karay)
- "Avurtları çökmüş, boynu yakasının ortasında sap gibi kalmıştı." (Haldun Taner)
- "O sapına kadar askerdir; asker doğmuş, asker ölecektir." (Haldun Taner)
-
Çiçek veya meyveyi dala bağlayan ince bölüm, sak
- "Armudun sapı. Gülün dikenli sapı."
-
Bir aracı tutmaya yarayan bölüm
- "Bir küçük çekmeceden sapı fil dişi bir revolver çıkarmıştı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
İplik, tire, ibrişim vb. şeylerde iğneye geçirilen bir dikişlik iplik
- "Bir sap tire. İki sap ibrişim."
-
Kabza
-
Demet durumundaki ekinler
- "Bugün sap çekeceğiz."
-
Erkek
-
[isim]
Bitkinin dal, yaprak, çiçek vb. bölümlerini taşıyan, ağaçlarda odunlaşarak gövde durumunu alan bölüm
- KİP
-
-
[isim]
Fiillerde belirli bir zamanla birlikte konuşanın, dinleyenin ve hakkında konuşulanın, teklik veya çokluk olarak belirtilmiş biçimi, sıyga
-
Değişebilen, geçici nitelik, san karşıtı
- "Bir maddenin biçimi bir kiptir, ağırlığı ise sanlarından biridir."
-
[sıfat]
Uygun, tıpatıp gelen
-
[sıfat]
Sağlam, dayanıklı
-
Örnek, kalıp
-
[isim]
Fiillerde belirli bir zamanla birlikte konuşanın, dinleyenin ve hakkında konuşulanın, teklik veya çokluk olarak belirtilmiş biçimi, sıyga
- DİP
-
-
[isim]
Oyuk veya çukur bir şeyin en alt bölümü
- "O kuyunun dibinde kireç vardır." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Eline geçirince dibine darı ekmeden bırakmazsın." (Rıfat Ilgaz)
- "Hakkında söylenti çıkan, derhâl dibine kadar incelenir, ya mahkûm olur ya temize çıkardı." (Aydın Boysan)
- "Dibini kurcalıyorsun, ... birkaç merkez dışında Ege üreticisi çoğunluk küçük çiftçi, orta çiftçi!" (Atilla İlhan)
-
Taban
- "Tencerenin dibi."
-
Dikili duran bir şeyin yerle birleştiği nokta ve çevresi veya bir şeyin yanı başı
- "En çok kafam terlemişti, parmaklarımı saçlarımın diplerine sürdüm." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Kapalı bir yerin kapıya göre en uzak bölümü
- "Karagöz perdesinin karşısına dizilmiş koltuklardan en diptekine oturdu." (Atilla İlhan)
-
Arka, kıç
- "Hepsi de tavuğun dibinden sabah sabah çıkmış, taptazedir." (Ercüment Ekrem Talu)
-
[isim]
Oyuk veya çukur bir şeyin en alt bölümü
- CİP
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Her türlü arazide kullanılabilen motorlu taşıt
-
[isim]
Her türlü arazide kullanılabilen motorlu taşıt
- HEP
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[zarf]
Hiçbiri dışta tutulmamak veya eksik olmamak üzere, bütün, tüm olarak
-
Sürekli olarak, her zaman, daima
- "Hep seni düşünüyorum."
-
[zarf]
Hiçbiri dışta tutulmamak veya eksik olmamak üzere, bütün, tüm olarak
- ROP
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Çoğu tek parça kadın giysisi
- "İlk gözüme çarpan şey, pembe renkli, ince yünlü, sade bir roptu." (Peyami Safa)
-
[isim]
Çoğu tek parça kadın giysisi
- KEP
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Başlık, sipersiz şapka
-
Asker şapkası
-
Hemşirelerin giydiği başlık
-
Bazı törenlerde profesör ve öğrencilerin giydikleri özel başlık
-
[isim]
Başlık, sipersiz şapka
- ALP
-
-
[sıfat]
Yiğit, kahraman
-
[sıfat]
Yiğit, kahraman
- RAP
-
-
[isim]
Ayakların yürürken çıkardığı ses
- "Delikanlı, yokuşa saptı, arabayı rap diye cakalı bir tavırla durdurdu." (Haldun Taner)
-
[isim]
Ayakların yürürken çıkardığı ses
- ÇÖP
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Saman inceliğinde herhangi bir sap, dal veya tahta parçası
- "Köşk o kadar sessizdi ki yere bir kibrit çöpü düşse çıkardığı ses işitilebilirdi." (Peyami Safa)
- "Dairedeki levazım müdürü çöp atlamazın biridir, diyorlar." (Falih Rıfkı Atay)
-
Yararsız, pis veya zararlı olduğu için atılan ufak tefek şeylerin hepsi
-
[isim]
Saman inceliğinde herhangi bir sap, dal veya tahta parçası
- KÜP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Su, pekmez, yağ vb. sıvıları veya un, buğday gibi tahılları saklamaya yarayan, geniş karınlı, dibi dar toprak kap
- "Ahırda kırık bir küpün içine, samanlarla çuvalların altına saklamış, gitti, getirdi." (Haldun Taner)
- "O zamandan beri küpe dönmüş. Hâlbuki o zamanlar ne ince bir kızdı." (Haldun Taner)
- "Ertesi günü babam horozun ölüsünü bulunca küplere bindi." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Hamiyetini bu felsefeye uydurarak küplerini doldurmayı bilenler bu memlekette bolluk içinde yaşarlar." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Sarhoş
-
[isim]
Su, pekmez, yağ vb. sıvıları veya un, buğday gibi tahılları saklamaya yarayan, geniş karınlı, dibi dar toprak kap
- ZIP
-
-
[isim]
Zıplayan veya birdenbire fırlayan bir şeyin hareketi veya çıkardığı ses
-
[isim]
Zıplayan veya birdenbire fırlayan bir şeyin hareketi veya çıkardığı ses
- LÖP
-
-
[sıfat]
İri ve yumuşak
-
[sıfat]
İri ve yumuşak
- TİP
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Aynı cinsten bütün varlıkların veya nesnelerin temel özelliklerini büyük ölçüde kendinde toplayan örnek
- "Aynı yaşta, aynı tipte, aynı kuvvette iki güreşçi." (Burhan Felek)
-
Tür, çeşit
-
İlgi çekici, değişik (kimse)
- "Ne tip adam."
-
Hikâye, roman, tiyatro gibi uzun anlatıma dayalı edebî eserlerde kişi kadrosu içinde yer alan ve belli bir düşüncenin, topluluğun zihniyetini ve ideolojinin temsilciliğini yüklenen kişi
- "Batılılaşmanın yanlış anlaşılmasını sergileyen tip: Bihruz Bey."
-
Kendine özgü kişiliği olmayan, genellikle bilinen kalıplardaki insanları gösteren oyun kişisi
-
[isim]
Aynı cinsten bütün varlıkların veya nesnelerin temel özelliklerini büyük ölçüde kendinde toplayan örnek
- HOP
-
-
[ünlem]
Uyarmak amacıyla kullanılan bir söz
- "Hop, gelen var!"
- "Hop diye denize atlayıverdi."
-
[ünlem]
Uyarmak amacıyla kullanılan bir söz
- JİP
- ...
- ŞIP
-
-
[isim]
Düşen su damlasının çıkardığı ses
-
[isim]
Düşen su damlasının çıkardığı ses