Başında p olan 7 harfli 251 kelime var. P harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde p harfi olan kelimeler listesine ya da sonu p harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında p bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- PROGRAM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Belirli şartlara ve düzene göre yapılması öngörülen işlemlerin bütünü, izlence
- "Ne yapacaksa yapmadan kurar hatta programını yanındakilere de söylerdi." (Ömer Seyfettin)
-
Yapılacak bir işin bölümlerini, bölümlerin sırasını ve zamanını gösteren tasarı
-
Okullarda, haftanın belli günlerinde, belli saatlerde verilecek dersleri gösteren çizelge
-
Tören, gösteri, gezi vb.nin öngörülen ayrıntılarını gösteren basılı kâğıt
-
Siyasi partinin, toplumsal örgütün veya hükûmetin açıkladığı ana ilkelerin tümü
-
Radyo ve televizyonda sunulan, haber, müzik, eğlence gibi kendi başına bir bütün oluşturan yayınlardan her biri
-
Bilgisayara bir işlemi yaptırmak için yazılan komutlar dizisi
-
[isim]
Belirli şartlara ve düzene göre yapılması öngörülen işlemlerin bütünü, izlence
- PERUKÇU
-
-
[isim]
Peruk yapan, hazırlayan veya satan kimse
-
[isim]
Peruk yapan, hazırlayan veya satan kimse
- PARTİLİ
-
-
[sıfat]
Bir partiden olan (kimse)
- "Partililer bulduklarını alıp götürmüşler." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Bir partiden olan (kimse)
- PLASTER
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Yara üzerine yapıştırılan, genellikle ilaçlı özel bant
-
[isim]
Yara üzerine yapıştırılan, genellikle ilaçlı özel bant
- PUSARIK
-
-
[sıfat]
Puslu, puslanmış, sisli
-
[isim]
Serap
-
[sıfat]
Puslu, puslanmış, sisli
- PRENSES
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Hükümdar ailesinden olan kadın veya kızlara verilen unvan
- "Yengem, ağzındaki lokmayla beraber, prensesten hiç de iyi haberler almadığını geveliyor." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Hükümdar karısı
-
[isim]
Hükümdar ailesinden olan kadın veya kızlara verilen unvan
- PAZARCI
-
-
[isim]
Değişik günlerde kurulan pazarlarda mal satan kimse
-
[isim]
Değişik günlerde kurulan pazarlarda mal satan kimse
- PERGOLA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Kazıkların ve belli kalınlıktaki dikmelerin üzerine bindirilmiş bir tür demir veya ahşap çardak
-
[isim]
Kazıkların ve belli kalınlıktaki dikmelerin üzerine bindirilmiş bir tür demir veya ahşap çardak
- PERVANE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Geceleri ışık çevresinde dönen küçük kelebek
- "Ötede mum yanıyor bir şeyler dönüyor / Pervaneler art arda ne çabuk ölüyor." (Behçet Necatigil)
-
Döndüğünde bir mekanizmayı işleten bir eksene dikey olarak bağlanmış, iki veya ikiden çok kanattan yapılmış alet
- "Türk uçaklarının pervane gürültüleri uğulduyor." (Aka Gündüz)
- "Hanımefendinin etrafında pervane gibi dönüyor, isteyeceği şeyleri evvelden keşfetmek için gözünün içine bakıyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Hanımlara kafa tuttuğu hâlde, onların karşısında pervane kesilir." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Selçuklularda ve İlhanlılarda has, zeamet, tımar ile ilgili olarak verilen ferman
- "Herkesin çevresinde saygılı bir pervane kesildiği bu huzurlu ortamda, bu genç kızın sıcak ilgisini hissetmek..." (Haldun Taner)
-
[isim]
Geceleri ışık çevresinde dönen küçük kelebek
- PROBLEM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Teoremler veya kurallar yardımıyla çözülmesi istenen soru, mesele
-
Mesele, sorun
- "Atatürk öldüğü zaman Türkiye'nin ufak tefek sıkıntılar dışında hiçbir büyük problemi yoktu." (Burhan Felek)
-
[sıfat]
Davranışları normal olmayan ve özel olarak eğitilmesi gereken (kimse)
- "Problem çocuk."
-
[isim]
Teoremler veya kurallar yardımıyla çözülmesi istenen soru, mesele
- PARAÇOL
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Gemi çatmasında eğri parça
-
Cumba vb. altına destek olarak konulan eğri ağaç
-
Tek at koşularak çekilen, üzeri kapalı, yanları açık bir tür araba, paraşol
-
[isim]
Gemi çatmasında eğri parça
- PERENDE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Havada çark gibi dönerek atılan takla
- "Ali çocuk gibi perendeler atarak otlarla, yamaçlarla sarmaş dolaş oluyordu." (Halikarnas Balıkçısı)
-
[isim]
Havada çark gibi dönerek atılan takla
- PENALTI
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Futbol ve hentbolda ceza alanı içinde yapılan kural dışı bir hareket sebebiyle yalnız kalecinin koruduğu kaleye ortadan ve tam karşıdan yapılan atış, ceza atışı, ceza vuruşu
- "En tutulmaz penaltıları çeler ama bazen de bakarsın bacak arasından en olmayacak golleri yerdi." (Haldun Taner)
-
Elemeli futbol maçlarının sonrasındaki eşitlik durumlarında takımların birbirlerine üstünlük sağlamaları için rakip kaleye en az beşer kez yaptığı vuruş
-
[isim]
Futbol ve hentbolda ceza alanı içinde yapılan kural dışı bir hareket sebebiyle yalnız kalecinin koruduğu kaleye ortadan ve tam karşıdan yapılan atış, ceza atışı, ceza vuruşu
- POMAKÇA
- ...
- PRESBİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Presbitliğe uğramış (göz veya kimse)
-
[sıfat]
Presbitliğe uğramış (göz veya kimse)
- PRESTİJ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Saygınlık, itibar
- "Prestijinizi kaybedersiniz diye mesajlar, mektuplar gönderiyorlardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Saygınlık, itibar
- PÜSÜRLÜ
-
-
[sıfat]
Püsürü olan, pürüzlü
-
[sıfat]
Püsürü olan, pürüzlü
- PENÇGAH
- ...
- PAYİDAR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Kalıcı, sonsuza kadar yaşayacak olan
- "Böyle bir siyaset, sabit ve payidar bir membadan çıkar." (Memduh Şevket Esendal)
- "Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır." (Atatürk)
-
[sıfat]
Kalıcı, sonsuza kadar yaşayacak olan
- PRENSİP
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İlke
- "Bunlar için esaslı bir prensip kararı alınmalıdır." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
İlke