Başında p olan 3 harfli 40 kelime var. P harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde p harfi olan kelimeler listesine ya da sonu p harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında p bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

PED
...
PUF

  1. [isim] Arkalıksız, alçak, yumuşak, ayakları gözükmeyen oturacak
    • "Aynanın önündeki kumaş kaplı, arkalıksız, kabarık, yumuşacık pufa oturmuş." (Refik Halit Karay)
  2. Kaba, kabartılmış, yumuşak minder

PÜR

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Dolu (II)

PİS

  1. [sıfat] Leke, toz veya kirle kaplı olan, kirli, iğrendirici, murdar, mülevves
  2. Kendinde pislik olan veya pislenmiş olan
    • "Lağım suları pistir."
  3. Beğenilmeyecek durumda olan, kötü, zararlı
    • "Şu pis dünyanın acılarında bile öyle bir tat var ki her şeye razıyım." (Reşat Nuri Güntekin)
  4. Çirkin, sevimsiz olan
    • "Demin o pis, ukala suratıyla sırıta sırıta yanıma yaklaştı." (Reşat Nuri Güntekin)
  5. Dinleyenleri utandıracak durumda olan (söz)
    • "Pis sözler."
  6. İçinden çıkılması çok güç, karışık
    • "Pis bir iş."

PUT

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Bazı ilkel toplumlarda doğaüstü güç ve etkisi olduğuna inanılan canlı veya cansız nesne, tapıncak, sanem, fetiş
    • "Onu ben, büsbütün başka bir hayranlıkla âdeta bir puta taparcasına seviyordum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Düşündüklerimi lakırtı ile gayet kolay anlattığım hâlde kalemi ele alınca put gibi tutuluyorum." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Görmediniz mi, adını söyleyince herkes put kesiliyor." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
  2. Haç

PIT

  1. [isim] Çok küçük bir nesnenin, su damlasının yere veya herhangi bir şey üzerine düşmesiyle çıkan hafif ses

PEK

  1. [sıfat] Sert, katı
  2. Sağlam, dayanıklı
    • "İnsan gülden nazik, taştan pektir." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  3. [zarf] Gereken, beklenen veya alışılmış olandan çok
    • "Pek beğendikleri ve pek sevdikleri hâlde aldatırlar." (Hüseyin Cahit Yalçın)
  4. [zarf] Hızlı olarak
    • "Pek gittiği için çabuk yoruldu."

PES

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [ünlem] Yenilgiyi kabul ettiğini belirtmek için veya birinin şaşkınlık veren davranışlarına karşılık olarak kullanılan bir söz

PAH

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Eğik olarak kesilmiş kenar
  2. Bir yapı elemanında eğik bir yüzey elde etmek amacıyla keskinliği giderme

POF

  1. [isim] Yere düşen kaba ve yumuşakça bir şeyin veya havası boşalan bir nesnenin çıkardığı ses
    • "Yastık pof diye yere düştü. Balon pof diye söndü."

PIR

  1. [isim] Kuş kanatlarının çıkardığı ses
    • "Kuş, pır diye uçtu."
  2. Bir yerden kaçıp gitme düşüncesini anlatan bir söz
    • "Dörtyol ağzında pır!"

PUL

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Posta parası karşılığı mektuplara, damga resmine karşılık kâğıtlara yapıştırılan, basılı küçük kâğıt parçası
    • "Mektuplarına kendi pullarını yapıştırırlar, kendi memurlarıyla sevk ederlerdi." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Bazı giysilerde süs olarak kullanılan parlak, incecik, genellikle metal levhacık
    • "Arkasında bir omzu tamamıyla açık, altın pul işlemeli bir akşam tuvaleti vardı." (Halide Edip Adıvar)
  3. Tavla oyununda kullanılan, plastik, tahta vb.nden yapılmış yassı yuvarlak levhacık
  4. Vida, cıvata vb. şeylerin boynuna geçirilen, ortası delik metal levhacık
  5. Propaganda amacıyla kullanılan yazılı küçük kâğıt
  6. Üzerinde bulunduğu organa yapışık, biçim ve yapıca çok basit yaprakların her biri
  7. Balıkların, sürüngenlerin ve bazı kuşlarla memelilerin vücudunu kaplayan boynuzsu, sert levhacık
    • "Bir adamla minimini bir kız çocuğu elleri balık pulu içinde balık avlıyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
  8. Akçeden küçük metal para

PİÇ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Anası ile babası arasında evlilik bağı olmadan dünyaya gelen çocuk, veledizina
  2. Babası belli olmayan çocuk
    • "Can sıkıntısı, pişmanlık ve öfkenin, bu Vaniköy akşamını nasıl piç edeceğini şimdiden kestirebiliyordum." (Atilla İlhan)
  3. Her şeyin küçüğü, büyüğü ile aynı nitelikte olmayan
    • "Nasıl olsa bugünü de harcadık, piç ettik." (Atilla İlhan)
  4. Terbiyesiz, arsız çocuk
    • "Şimdi bir karış piçler bile zavallıya -Ulan, hödük, bana baksana- diye hitap ediyorlar." (Ömer Seyfettin)
  5. Kalleş, kurnaz, kötü niyetli kimse
  6. Bir ana bitkinin çevresinde yeniden beliren sürgün ve filizler

PER
...
POS

  1. [sıfat] Gür ve uzun (bıyık)

PİK

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Dökme demir, font

PÖÇ

  1. [isim] Kuyruk sokumu kemiği

POP

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Halkın arasında yaşayan motiflere, ögelere yer veren, onlardan yararlanan (kültür), popüler

PUS

  1. [isim] Görüş uzaklığını çok azaltmayan bir tür hafif sis
    • "Ortalığa ilk pus düşer düşmez dönüş saatini sezmiş gibi köy yönüne geçti ve bekledi." (Abbas Sayar )
  2. Bazı meyvelerin üzerinde oluşan, zamk veya sakıza benzeyen madde
  3. Yaprakların üzerinde görülen, örümcek ağını andıran böcek veya kurt yuvası
  4. Ağaçların kütük ve dallarındaki yosun
  5. Bazen meme başında oluşan kabuk

PAY

  1. [isim] Birden fazla kişi arasında bölüşülmüş bir bütünden, bu kişilerin her birine düşen bölüm, hisse
    • "Daha güzel günlere pay bırakmak için bir fedakârlık edelim." (Peyami Safa)
    • "Bununla beraber muhtar, bu vakadan köyün davası için bir pay çıkarmayı ihmal etmemektedir." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Gelin şu kitapları pay edelim."
    • "Batı, beynini sömürdüğü insanlara kendi uyruklarına sağladığı konfordan pay verip gönül alır." (Haldun Taner)
  2. Eşit bölüm
    • "Bunu beş pay yapın."
  3. Ticari bir işlemde zarar tehlikesine karşı ayrılan para, marj
  4. Bayağı kesirlerden birinin eşit parçalardan kaç tane aldığını gösteren sayı
    • "1/2 kesrinin payı 1 sayısıdır."

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü