Sonunda n olan 4 harfli 81 kelime var. N harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde n harfi olan kelimeler listesine ya da başında n harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- IŞIN
-
-
[isim]
Bir ışık kaynağından çıkarak her yöne yayılıp giden ışık demeti, şua
-
Işınetkin özdeklerin saçtıkları alfa, beta, gama ışınlarından her biri
-
Bir noktadan çıkıp sonsuza giden yarım doğrulardan her biri
-
[isim]
Bir ışık kaynağından çıkarak her yöne yayılıp giden ışık demeti, şua
- KLON
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Kopya
-
[isim]
Kopya
- AYİN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Dinî tören
-
Mevlevi tekkelerinde okunan ağır bestelerin biçimi
-
[isim]
Dinî tören
- PUAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Çeşitli sporlarda kullanılan ölçüsü ve değeri değişken birim
-
Genellikle test biçimindeki sınavlarda cevaplandırılacak soruların sayı olarak değeri veya cevaplayanın başarı değeri
-
Kumaşlardaki benek, nokta
-
[isim]
Çeşitli sporlarda kullanılan ölçüsü ve değeri değişken birim
- ELAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Şimdi, şu anda, hâlâ, henüz, daha
- "Zaten evlerinde elan sinide, yer sofrasında yemek yiyorlar." (Refik Halit Karay)
-
[zarf]
Şimdi, şu anda, hâlâ, henüz, daha
- LAİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Lanetlenmiş, melun
-
[sıfat]
Lanetlenmiş, melun
- ASAN
- ...
- AĞIN
- ...
- ENİN
- ...
- ETEN
-
-
[isim]
Etene
-
Yemişlerin yenilen bölümü
-
[isim]
Etene
- YUAN
- ...
- KLAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Boy (II)
- "Belli bir klandan olan, o klanın geleneklerine göre davranmaktan başka türlüsünü düşünemezdi." (Melih Cevdet Anday)
-
[isim]
Boy (II)
- EVİN
-
-
[isim]
Bir şeyin içindeki öz, lüp
-
Buğday tanesinin olgunlaşmış içi, özü, habbe
-
[isim]
Bir şeyin içindeki öz, lüp
- ERİN
-
-
[sıfat]
Ergen
-
[sıfat]
Ergen
- İZAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anlayış, anlama yeteneği
-
[isim]
Anlayış, anlama yeteneği
- ORAN
-
-
[isim]
Büyüklük, nicelik, derece bakımından iki şey arasında veya parça ile bütün arasında bulunan bağıntı, nispet
- "Dini, dili ne olursa olsun her insan doğup büyüdüğü, ekmeğini kazandığı toprak üstünde korkusuz, güven altında yaşadığı oranda kendini mutlu duyuyordu." (Necati Cumalı)
-
İki şeyin birbirini tutması, karşılıklı uygunluk, tenasüp
-
Akıl yoluyla gerçeğe yakın olduğuna inanılarak verilen yargı, tahmin
-
İki büyüklük, iki nicelik arasındaki bağıntı
- "Üçün sekize oranı."
-
[isim]
Büyüklük, nicelik, derece bakımından iki şey arasında veya parça ile bütün arasında bulunan bağıntı, nispet
- İZİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şey yapmak için verilen veya alınan özgürlük, müsaade, ruhsat, icazet, mezuniyet
- "Viyana'dan döneli bir ay olmuştu ve izni üç hafta sonra bitiyordu." (Halide Edip Adıvar)
- "Çalıştığı bankanın müdürlerinden birinin kızıyla nişanlanmak için izin alıp Edirne'ye gitmişti." (Memduh Şevket Esendal)
- "Annemden Hasan'la beraber Yeşilköy'e gitmek için izin istedim." (Halide Edip Adıvar)
- "Kendisi belediyeden birkaç gün izin kopararak onları ziyaret edecekti." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Bir kimseye çalıştığı yerce verilen tatil
- "Yıllık iznini kullanıyor."
-
[isim]
Bir şey yapmak için verilen veya alınan özgürlük, müsaade, ruhsat, icazet, mezuniyet
- AYAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Belli, açık
- "Onun duru aydınlığında alın yazımızın en çapraşık satırları, bize, birdenbire ayan oluverir." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Belli, açık
- DREN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Ark
-
Ameliyat sonrası vücut içinde kalan doku artıklarını ve sıvıları dışarı atmak veya yara üzerindeki iltihabı akıtmakta kullanılan bükülgen tüp
-
[isim]
Ark
- EZAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Müslümanlıkta namaz vaktini bildirmek için müezzinin yüksek sesle yaptığı çağrı
- "Emirgân Camiinden yankılanan sabah ezanını duydular." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Müslümanlıkta namaz vaktini bildirmek için müezzinin yüksek sesle yaptığı çağrı