Sonunda n olan 4 harfli 81 kelime var. N harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde n harfi olan kelimeler listesine ya da başında n harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KLAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Boy (II)
- "Belli bir klandan olan, o klanın geleneklerine göre davranmaktan başka türlüsünü düşünemezdi." (Melih Cevdet Anday)
-
[isim]
Boy (II)
- ALAN
-
-
[isim]
Düz, açık ve geniş yer, meydan, saha
-
Orman içinde düz ve ağaçsız yer, düzlük, kayran
-
Yüz ölçümü
-
Eski Roma'da açık hava gösterisi yapılan geniş yer
-
Bir çalışma çevresi
- "Sanat kapalı bir alan değildir; sanat eseri herkes için, bütün toplum için yaratılır." (Nurullah ataç)
-
İçinde birtakım kuvvet çizgilerinin yayılmış bulunduğu varsayılan uzay parçası
- "Yer çekimi alanı. Mıknatıs alanı. Elektrik alanı."
-
Bir alıcı merceğinin net bir görüntü sağlayabildiği derinlik ve genişliğin bütünü
-
Yarışmaların, karşılaşmaların ve oyunların yapıldığı yer, saha
-
[isim]
Düz, açık ve geniş yer, meydan, saha
- IŞIN
-
-
[isim]
Bir ışık kaynağından çıkarak her yöne yayılıp giden ışık demeti, şua
-
Işınetkin özdeklerin saçtıkları alfa, beta, gama ışınlarından her biri
-
Bir noktadan çıkıp sonsuza giden yarım doğrulardan her biri
-
[isim]
Bir ışık kaynağından çıkarak her yöne yayılıp giden ışık demeti, şua
- ENİN
- ...
- STEN
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
9 mm çapında, İngiliz yapısı, hafif, kullanışı kolay bir tür makineli tüfek
-
[isim]
9 mm çapında, İngiliz yapısı, hafif, kullanışı kolay bir tür makineli tüfek
- EMAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Radyoaktif cisimlerde ölçü birimi
-
[isim]
Radyoaktif cisimlerde ölçü birimi
- GREN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kâğıdın yüzeyinin pürüzlülük derece ve tipinin bir izlenimi
-
[isim]
Kâğıdın yüzeyinin pürüzlülük derece ve tipinin bir izlenimi
- TEİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Çayda bulunan ve kafein niteliğinde olan etkili madde
-
[isim]
Çayda bulunan ve kafein niteliğinde olan etkili madde
- URAN
-
-
[isim]
Teknik, sanayi, endüstri
-
[isim]
Teknik, sanayi, endüstri
- AMAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[ünlem]
(ama:n) Yardım istenildiğini anlatan bir söz
- "Aman Allahım!"
- "Galiba bu sene soğuk aman dedirtecek." (Refik Halit Karay)
- "Evi satacakmışsın, aman derim!"
- "Teslim olan halka aman vererek hepsini evlerine yolladı." (Falih Rıfkı Atay)
-
Bir suçun bağışlanmasının istendiğini anlatan bir söz
- "Aman, bir daha yapmam!"
-
Usanç ve öfke anlatan bir söz
- "Aman bırak beni! Aman, bu laflardan da bıktık!"
-
Rica anlatan bir söz
- "Aman, acele etmeli, vakit geçiyor." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Dikkat çekmek için kullanılan bir söz
- "Aman, çocuğa iyi bakın!"
-
Çok beğenmeyi anlatan bir söz: Aman ne güzel şey! Bu anlamda kullanıldığında buna da edatı da getirilebilir
- "Aman da ne güzel şey!"
-
Şaşma anlatan bir söz
- "Aman efendim, bana öyle şeyler söyledi ki donakaldım."
-
[ünlem]
(ama:n) Yardım istenildiğini anlatan bir söz
- PUAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Çeşitli sporlarda kullanılan ölçüsü ve değeri değişken birim
-
Genellikle test biçimindeki sınavlarda cevaplandırılacak soruların sayı olarak değeri veya cevaplayanın başarı değeri
-
Kumaşlardaki benek, nokta
-
[isim]
Çeşitli sporlarda kullanılan ölçüsü ve değeri değişken birim
- ODUN
-
-
[isim]
Yakılmak için kesilmiş, parçalanmış ağaç
- "Sobada çıralar hemen alev almış, odunları da tutuşturmuştu." (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
Anlayışsız ve kaba (kimse)
-
[isim]
Yakılmak için kesilmiş, parçalanmış ağaç
- SAHN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Avlu
-
Cami, medrese ve kiliselerde umumun toplanmasına mahsus üstü kubbeli, örtülü yer
-
[isim]
Avlu
- UÇUN
-
-
[isim]
Bayrağın uçkurluk karşısındaki kenarı
-
[isim]
Bayrağın uçkurluk karşısındaki kenarı
- KAİN
- ...
- ULAN
-
-
[ünlem]
Ey
- "Ulan, bizim sokak çocukları ne insan şeyler be!" (Memduh Şevket Esendal)
-
Öfke ve nefret anlatan bir seslenme sözü
- "Uşaktım ulan ne olacak, dediği zaman kimse sesini çıkarmazdı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[ünlem]
Ey
- AÇAN
-
-
[isim]
Oynak kemiklerin arasındaki açıları genişletmeye yarayan kasların genel adı, büken karşıtı
-
[isim]
Oynak kemiklerin arasındaki açıları genişletmeye yarayan kasların genel adı, büken karşıtı
- MAİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Eşkenar dörtgen
-
[isim]
Eşkenar dörtgen
- YUAN
- ...
- EMİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Güvenli
- "Gizli kitapları ve notları yok etmemiş yahut daha emin bir yere kaldırmamıştım." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Onları kimsenin görmediğine emin olunca pervasız konuşmaya başladılar." (Mahmut Yesari)
-
Sakıncasız, emniyetli, tehlikesiz
- "Dağlar hiçbir zaman emin değildir." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Şüphesi olmayan
- "Pek büyük bir serveti olduğundan emin idiler." (Halit Ziya Uşaklıgil)
-
[isim]
Osmanlı İmparatorluğu'nda bazı devlet görevlerindeki sorumlu kişi
- "Şehremini."
-
[sıfat]
Güvenli