Başında n olan 5 harfli 144 kelime var. N harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde n harfi olan kelimeler listesine ya da sonu n harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında n bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- NUMEN
- 
    Kelime Kökeni : Fransızca - 
                        [isim]
                    
                        Nesnenin kendisi, görüngü karşıtı
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Nesnenin kendisi, görüngü karşıtı
                    
                    
- NABIZ
- 
    Kelime Kökeni : Arapça - 
                        [isim]
                    
                        Kalp atışının sağladığı kan basıncından dolayı atardamarlara ve özellikle bilekteki atardamara parmakla basıldığında duyulan kımıldama
                    
                    - "Nabzı durdu, nefesi durdu galiba." (Yusuf Ziya Ortaç)
- "Başına gelmeyen bela kalmadı. Azıcık nabza göre şerbet versen, başına bu dertler gelmezdi." (Aydın Boysan)
- "Doktor, hallacın yanına vardı. Nabzını tuttu." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Milletin sesini işitmek, nabzını yoklamak, meselesini ve durumunu kaynakta öğrenmek istiyordu." (Tarık Buğra)
 
- 
                    
                        Eğilim, düşünce, niyet
                    
                    - "Viyana'da hayat sevincinin nabzı kahvelerde atar." (Haldun Taner)
 
 
- 
                        [isim]
                    
                        Kalp atışının sağladığı kan basıncından dolayı atardamarlara ve özellikle bilekteki atardamara parmakla basıldığında duyulan kımıldama
                    
                    
- NUBUK
- ...
- NİKEL
- 
    Kelime Kökeni : Fransızca - 
                        [isim]
                    
                        Atom numarası 28, atom ağırlığı 58,71, yoğunluğu 8,9 olan, gümüş parlaklığında, demir sertliğinde, kolay işlenebilen ve kolayca tel durumuna getirilebilen bir element (simgesi Ni)
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Atom numarası 28, atom ağırlığı 58,71, yoğunluğu 8,9 olan, gümüş parlaklığında, demir sertliğinde, kolay işlenebilen ve kolayca tel durumuna getirilebilen bir element (simgesi Ni)
                    
                    
- NOKRA
- 
    Kelime Kökeni : Arapça - 
                        [isim]
                    
                        Büveleğin sebep olduğu, genellikle davar ve sığırlarda, seyrek olarak insanlarda rastlanan, ortası delik şişkinliklerle tanınan hastalık
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Büveleğin sebep olduğu, genellikle davar ve sığırlarda, seyrek olarak insanlarda rastlanan, ortası delik şişkinliklerle tanınan hastalık
                    
                    
- NEYÇE
- 
    Kelime Kökeni : Farsça - 
                        [isim]
                    
                        Küçük ney
                    
                    
- 
                    
                        Dokumacıların kullandığı küçük kamış
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Küçük ney
                    
                    
- NİZAM
- 
    Kelime Kökeni : Arapça - 
                        [isim]
                    
                        Düzen
                    
                    - "Evin nizamında Türk kadınlarının vakur zarafeti göze çarpar." (Orhan Seyfi Orhon)
 
- 
                    
                        Kural
                    
                    - "Şimdi, eski sıralar bozuldu, yeni sıralar, yeni nizamlar gelinceye kadar böyle olacak!" (Memduh Şevket Esendal)
 
 
- 
                        [isim]
                    
                        Düzen
                    
                    
- NONOŞ
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Sevgi sözü
                    
                    
- 
                    
                        Homoseksüel erkek
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Sevgi sözü
                    
                    
- NECİP
- 
    Kelime Kökeni : Arapça - 
                        [sıfat]
                    
                        Soylu, soyu temiz
                    
                    
 
- 
                        [sıfat]
                    
                        Soylu, soyu temiz
                    
                    
- NATUK
- 
    Kelime Kökeni : Arapça - 
                        [sıfat]
                    
                        Düzgün, güzel ve kolaylıkla söz söyleyen
                    
                    
 
- 
                        [sıfat]
                    
                        Düzgün, güzel ve kolaylıkla söz söyleyen
                    
                    
- NAKİL
- 
    Kelime Kökeni : Arapça - 
                        [isim]
                    
                        Bir yerden alıp başka bir yere iletme, aktarma, taşıma, geçirme, aktarım
                    
                    
- 
                    
                        Göç, taşınma
                    
                    - "İşte, nakil masrafı da avucumda, diyerek otuz lirayı saydı." (Sermet Muhtar Alus)
 
- 
                    
                        Anlatma, söyleme, hikâye etme
                    
                    
- 
                    
                        Bir görevden başka bir göreve atanma, tayin
                    
                    
- 
                    
                        Yazı veya resmin aynısını başka bir şeyin üzerine yapma, kopya etme
                    
                    
- 
                    
                        Başka dilden bir eseri kendi diline çevirme, tercüme etme
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Bir yerden alıp başka bir yere iletme, aktarma, taşıma, geçirme, aktarım
                    
                    
- NEVİR
- 
    Kelime Kökeni : Arapça - 
                        [isim]
                    
                        Yüzün rengi, bet beniz
                    
                    - "Halit'in tavrını beğenmemişti. Herifin birdenbire nevri dönmüştü." (Sait Faik Abasıyanık)
 
 
- 
                        [isim]
                    
                        Yüzün rengi, bet beniz
                    
                    
- NİĞDE
- ...
- NUKUT
- 
    Kelime Kökeni : Arapça - 
                        [isim]
                    
                        Paralar
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Paralar
                    
                    
- NASIP
- 
    Kelime Kökeni : Arapça - 
                        [isim]
                    
                        Atama
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Atama
                    
                    
- NEFER
- 
    Kelime Kökeni : Arapça - 
                        [isim]
                    
                        Er
                    
                    - "En kuvvetli, en dikkate değer nefer daima kapının önünde oturuyor." (Halide Edip Adıvar)
 
- 
                    
                        Kimse
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Er
                    
                    
- NOTER
- 
    Kelime Kökeni : Fransızca - 
                        [isim]
                    
                        Çeşitli belge ve işlemlere geçerlik kazandırmak ve yasanın öngördüğü diğer görevleri yerine getirmekle yükümlü, belli nitelikleri ve kendine özgü bir hukuk statüsü olan kamu görevlisi, kâtibiadil
                    
                    - "Notere işi düşen insanlara yardım etmeyi pek güzel bilirdi." (Memduh Şevket Esendal)
 
- 
                    
                        Bu görevlinin çalıştığı yer, noterlik
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Çeşitli belge ve işlemlere geçerlik kazandırmak ve yasanın öngördüğü diğer görevleri yerine getirmekle yükümlü, belli nitelikleri ve kendine özgü bir hukuk statüsü olan kamu görevlisi, kâtibiadil
                    
                    
- NEDBE
- 
    Kelime Kökeni : Arapça - 
                        [isim]
                    
                        Yara izi
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Yara izi
                    
                    
- NEDEN
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Bir olayı ve durumu gerektiren, doğuran başka olay veya durum, sebep
                    
                    - "İzmir'in işgali faciası, özel nedenlerden, onu ayrıca ilgilendiriyor." (Atilla İlhan)
 
- 
                        [zarf]
                    
                        Bir olayı doğuran başka bir olayı sormak için kullanılan bir söz; niçin
                    
                    - "Biz şarklılar neden ille her şeyi büyütüp efsaneleştiririz?" (Haldun Taner)
 
- 
                    
                        Bir varlığı veya olayı etkileyen, oluşturan, doğuran şey, sebep, illet
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Bir olayı ve durumu gerektiren, doğuran başka olay veya durum, sebep
                    
                    
- NİZİP
- ...
