Başında n olan 5 harfli 144 kelime var. N harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde n harfi olan kelimeler listesine ya da sonu n harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında n bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

NOKTA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Çok küçük boyutlarda işaret, benek
  2. Bazı harflerin üzerine konulan ufak işaret
  3. Yer
    • "Köşkten çıktık ve bahçenin her noktasını uzun uzun durup konuşarak dolaştık." (Ahmet Haşim)
  4. Konu, konu ile ilgili önemli bölüm
    • "Genç adam, o noktada alaka uyandırıcı bir şey keşfetmiş gibiydi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  5. Nöbetçi bulunan yer
    • "Orada polis noktası var."
  6. Nöbetçi, gözcü, bekçi
    • "O yokuşun başındaki küçücük karakolun her gece çıkardığı noktayı unutuyorsunuz." (Ömer Seyfettin)
  7. Sınır, derece, radde
    • "Savaşın gerçekleşme noktasına yaklaştığı sırada..."
  8. Cümlenin bittiğini anlatmak için sonuna konulan, küçük benek biçimindeki noktalama işareti (.)
  9. Hiçbir boyutu olmayan işaret
  10. Orta nokta

NAKDİ
...
NAZAR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Belli kimselerde bulunduğuna inanılan, insanlara, özellikle çocuklara, evcil hayvanlara, eve, mala mülke hatta cansız nesnelere de zarar veren, bakıştaki çarpıcı ve öldürücü güç, göz
    • "Hele marangoz Halil'in gözünü de denemiş. Nazara gelmemek için kendi kendine okuyup üflüyor, nerede tahta görürse tak tak vuruyor." (Haldun Taner)
    • "Ona düşman nazarıyla bakıyor."
  2. Bakış, bakma, göz atma
    • "İlk nazarda mağrur, azametli tesirini veriyor." (Sermet Muhtar Alus)

NÖBET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sıra, keşik
    • "Bu akşam nöbet sizde, masrafı siz yapacaksınız."
    • "Geceleyin nöbet bekleyen muhafızlara ve hizmetçilere görünmeden ... inermiş." (Refik Halit Karay)
  2. Sıra ile yapılan görev, iş
    • "Karlı dağlar başında nöbet geceleri, siper içlerindeki yağmurlu uzun günler." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  3. Hastalık sebebiyle titreme, yüksek ateş
    • "Bir aralık nöbeti artmış olacak, kebenin altından arabacıya seslendi." (Memduh Şevket Esendal)
  4. Vakit vakit ortaya çıkan aynı türden fizyolojik bozuklukların bütünü
    • "Bir sıtma nöbeti içinde titreyerek olduğu yere çöreklendi." (Sait Faik Abasıyanık)
  5. Kez, defa
    • "Akşamları gelince sofra kalktıktan sonra çocuklarla bir nöbet daha oyun oynanır." (Reşat Nuri Güntekin)
  6. Resmî yerlerde veya önemli kimselerin kapısında belli vakitlerde çalınan mızıka

NUBUK
...
NALÇA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ayakkabıların altına çakılan demir
  2. Nal

NİCEL

  1. [sıfat] Nicelik bakımından, nicelikle ilgili, kantitatif

NADAN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Bilgisiz, cahil
  2. Nobran, kaba, kötü
    • "Heyhat ki iyiler gider, nadanlar kalır." (Atilla İlhan)

NADİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Seyrek, az bulunur
  2. Seyrek
    • "Üsküp'e o gün nadir görülür bir kar yağmış." (Yahya Kemal Beyatlı)

NİFAK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Geçimsizlik, anlaşmazlık, ara bozuculuk
    • "Nifak unsurları her ikisinin iyi niyetlerinden yavaş yavaş, sinsi sinsi kendi çıkarlarına yararlanmasını bilecekti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Bülent ile haminnesinin arasına derin bir nifak sokmuştu." (Reşat Nuri Güntekin)

NAURU
...
NEMLİ

  1. [sıfat] Nemi olan, az ıslak, rutubetli, kuru karşıtı
    • "Hafif bir rüzgâr dalgası nemli saçlarının arasından geçti." (Peyami Safa)
  2. Yaşlı (göz)

NİJER
...
NAFTA

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Petrolden 100-250 °C arasında damıtılan ürün

NASIR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] En çok el ve ayağın sürekli sürtünmelere uğrayan noktalarında üst derinin kalınlaşması ve sertleşmesiyle oluşmuş deri
    • "Ellerinde nasır, yüzlerinde nur / Yarına ümitle yürüyenlere / Bir selam uçuralım." (Orhan Veli Kanık)
    • "Tütün alıcılarının nasırına basmamak, gölgelerini bile çiğnemeden dolanıp da geçmek gerektiğini biliyordu." (Necati Cumalı)

NİKAH
...
NESİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kuşak
    • "Bu nesil öyle zamanlar geçirdi ki doğduğuna lanet etti." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Oralarda nesli tükenmiş sandığımız âşıklar, halkı coşturmak için ozanların kopuzlarını çalıyorlar." (Orhan Seyfi Orhon)
  2. Hayvanlarda döl

NEPAL
...
NISIF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yarı

NASIL

Kelime Kökeni : Türkçe

  1. [zarf] Bir işin ne biçimde, hangi yolla olduğunu belirtmek için kullanılan bir söz
    • "Ben dudaklarımın ucuna gelen bir suali nasıl sorduğumu, niçin sorduğumu bilmiyorum." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Acele etmez ağırdan alır, nasıl ki bu akşam da ağırdan alıyor." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Nasıl olmuşsa gece anam şişenin kırıldığının farkına varmamış." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Ölüm nasıl olsa gelecek diye düşündü." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Bir hareketin yapılış biçimine duyulan şaşkınlığı belirten bir söz
    • "Falih Rıfkı Atay gibi en güzel Türkçeyi yazan bir muhabirin kaleminden bu satırlar nasıl çıktı?" (Orhan Seyfi Orhon)
  3. İşin zorunlu olduğunu belirten bir söz
    • "Bu yaptıklarından sonra ona nasıl kızmam?"
    • "Okula nasıl gitmez!"
  4. Ne kadar çok
    • "Seni nasıl seviyorum."
  5. Elbette, kesinlikle
    • "Bak nasıl sınıfını geçecek!"
  6. "Ben sana dememiş miydim, gördün mü?" anlamlarında kullanılan bir söz
    • "Nasıl, kitap kiminmiş?"
  7. "Ne dediniz?" veya "iyi mi, beğendiniz mi?" anlamlarında kullanılan bir söz
    • "Nasıl, bir daha söyler misiniz?"
  8. [sıfat] Ne gibi, ne türlü

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü