Sonunda l olan 5 harfli 327 kelime var. L harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde l harfi olan kelimeler listesine ya da başında l harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KURAL

  1. [isim] Bir sanata, bir bilime, bir düşünce ve davranış sistemine temel olan, yön veren ilke, nizam
    • "Dil bilgisi kuralları."
  2. Davranışlarımıza yön veren, uyulması gereken ilke
    • "O yirmi beş yaşına kadar umumi kurallara, yargılara sığmayan bir hayat yaşamıştır." (Halide Edip Adıvar)

ÜÇGÜL

  1. [isim] Bir tür yonca

AMPUL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] İçinde, elektrik akımı ile akkor durumuna gelerek ışık verebilen bir iletkeni bulunan, havası boşaltılmış cam şişe
  2. İçinde sıvı durumda ilaç bulunan, kapalı cam tüp

SİCİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Resmî belgelerin kaydedildiği kütük
  2. Görevlilerin her türlü durumlarının işlendiği dosya
    • "Sicil ve bürokrasi baskı ve sıkısına pek gelemezdi." (Falih Rıfkı Atay)

VARİL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Çoğunlukla sıvı maddeleri koymak için kullanılan, metalden yapılmış, silindir biçiminde, üstü kapalı kap
    • "Yetmişer kiloluk varilleri raylar üzerinde yuvarlayarak tıngır tıngır getiriyorlar." (Aka Gündüz)
  2. Petrol ölçü birimi (158,8l litre)
  3. Bir kabın içine aldığı madde miktarı
    • "Petrolün varili 25 dolara yükseldi."

ÇİĞİL
...
FEKÜL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Patates gibi bazı bitkilerin yumrularında bulunan nişasta

VEKİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Birinin, işini görmesi için kendi yerine bıraktığı veya yetki verdiği kimse
  2. Milletvekili
  3. Bakan
    • "Hanın avlusundan sokağa vekil ve sefir otomobillerine taş çıkartacak bir lüks otomobil yürüdü." (Reşat Nuri Güntekin)

FAKÜL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Benek

İLKEL

  1. [sıfat] İlk durumunda kalmış olan, gelişmesinin başında bulunan, iptidai, primitif
    • "İran'da ve Afganistan'da bu aşiretleri idare edenlerin ilkel planda kalmış menfaatleri var." (Çetin Altan)
  2. Sanatta yalın bir nitelik gösteren, yapmacıksız olan, primitif
  3. [isim] Özellikle XIV-XV. yüzyıllarda İtalyan ressamlarına, Orta Çağ sonlarında Avrupa ressamlarına verilen ad
  4. Eğitimsiz, kültürsüz, görgüsüz
  5. Zaman bakımından en eski olan, iptidai, primitif

ZELİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Hor görülen, aşağı tutulan, aşağılanan
    • "Şımarık kantocu kim bilir hangi tesirler altında eski mütevazı, zelil, ahiretlik olmuştu." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Onun namusu için ben zelil oldum, onun saati için ben bedbaht oldum." (Aka Gündüz)

DİRİL

  1. [sıfat] Diriksel

İTHAL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İçine alma
  2. Bir ülkeye başka ülkelerden mal getirme veya satın alma
  3. Başka ülkelerden alınan mal

DAHİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir işe karışmış olma, karışma
    • "Yok, paşa kardeş, bu zaferde benim dahlim yok." (Feridun Fazıl Tülbentçi)

MEFUL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Yapılmış, işlenmiş
  2. Bir işin etkisinde olan
  3. [isim] Tümleç

ŞEKEL

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] İsrail para birimi

VASIL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Ulaşan, varan
    • "Biraz sonra tren Menemen'e vasıl oldu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

EÇHEL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Çok cahil, çok bilgisiz olan

PAÇAL

  1. [isim] Ekmek yapmak için çeşitli tahılların yasaya göre belirlenen gerekli karışım oranı
  2. Çeşitli şeylerin karışımı

KABUL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir şeye isteyerek veya istemeyerek razı olma
    • "Her mihnet kabulüm yeter ki / Gün eksilmesin penceremden." (Cahit Sıtkı Tarancı)
    • "Kabul ettiler, meclis dağıldı." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Konukları veya işi olanları yanına, katına alma
    • "Kış yaklaştığı için Nevin'in hafta başı kabulleri hararetleniyordu." (Peyami Safa)
    • "... beni bahçesinde çınar ve dut ağaçlarının gölgesinde kabul etti." (Ahmet Haşim)
  3. Sunulan bir şeyi, armağanı alma
  4. Bir öneriyi uygun bulma, onaylama
  5. Bir yere alınma
    • "Okula kabulüm için dilekçe verdim."
  6. Akseptans

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü