Sonunda ke olan 5 harfli 17 kelime var. KE ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ke olan kelimeler listesine ya da başında ke olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E K Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

EK, KE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

PARKE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Konut, iş yeri vb. yerlerin tabanını döşemek için çeşitli boyutlarda, ince, uzunca tahta parçalarının veya yapay malzemenin belirli bir düzene göre yerleştirilmesiyle yapılan döşeme
  2. Bu döşemede kullanılan, aynı boydaki küçük tahta parçası
  3. Parke taşı

TRAKE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Soluk borusu
  2. Eklem bacaklılarda bulunan özel solunum kanalları

ÖREKE

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Eğrilmekte olan yün, keten vb. şeylerin tutturulduğu, bir ucu çatal değnek

HERKE

  1. [isim] Bakraç, kova
    • "... kadınlar da başlarını örtüledikleri gibi ellerinde herkeler, tatlı su çeşmelerinin başında, mezarlıktaki servilerde kargaların meclis kurması gibi toplandılar." (Tarık Dursun K)

BLOKE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Kullanılması önlenmiş, el konulmuş
    • "Lübnan hükûmeti Türk emlakini usulen bloke ettiğinden satış muamelesi durdurulmuş." (Refik Halit Karay)

SİRKE

  1. [isim] Bit, tahtakurusu vb.nin asalak böceklerin yumurtası
    • "Hepsi bit, sirke içinde, sıvandım, hepsini temizledim." (Halide Edip Adıvar)

HELKE

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Bakraç, kova, herke

MARKE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] İşaretlenmiş, belirtilmiş

YETKE

  1. [isim] Otorite
    • "Saçmalama özgürlüğüme hiç kimsenin, hiçbir yetkenin karışamayacağına sevindim." (Tomris Uyar)
  2. Yeterliğine herkesi inandırarak bir kimsenin kendisine sağladığı itaat ve güven, otorite, sulta, velayet

MASKE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Boyalı karton, kumaş veya plastikten yapılan ve başkalarınca tanınmamak için yüze geçirilerek kullanılan yapma yüz
    • "Yüzlerinden yalancı maskeleri sıyırmak, hiçlikleri meydana çıkarmak Çalıkuşu'nun en büyük eğlencesiydi." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Korunmak için özel olarak yapılıp yüze geçirilen şey
    • "Gaz maskesi."
  3. Yüz ve boyun güzelliği için cilde sürülen krem, macun vb. şeyler
  4. Gerçek duyguları veya bir şeyin gerçek görünüşünü gizleyen aldatıcı görünüş, davranış
    • "Hayırseverlik maskesiyle kendi çıkarını yürütüyor."
  5. Kişinin oynadığı rol veya hem kendisine hem de çevresine karşı takındığı davranış

KEŞKE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [ünlem] Dilek anlatan cümlelerin başına getirilerek "ne olurdu" anlamında özlem veya pişmanlık bildiren bir söz, bari, keşki
    • "Keşke vazifesi oralarda olsaydı!" (Falih Rıfkı Atay)

PEYKE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Genellikle eski iş yerlerinde ve evlerde bulunan, duvara bitişik alçak, tahta sedir, kerevet
    • "Tıpkı köyünde bir kahvenin peykesi üstüne oturur gibi oturuyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

TEPKE

  1. [isim] Dıştan gelen bir uyarım sonucu doğan hareket, salgı gibi iç tepkilere yol açan irade dışı sinir etkinliği, yansı, refleks
  2. Dıştan gelen bir uyarım sonucunda doğan ve hareket, salgı vb. tepkilere yol açan samimiyetsiz sinir etkinliği, refleks

SİKKE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Madenî para
  2. Madenî paralara vurulan damga

TEKKE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tarikattan olanların barındıkları, ibadet ve tören yaptıkları yer, dergâh
    • "Hemen her ev yarı saray ve yarı tekke gibi bir şeydi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. İşsiz güçsüz kimselerin buluşup sığındıkları yer
  3. Esrar içilen üstü kapalı yer
  4. Hapishane
    • "Bakıyorum, tekke sana yaramış, dedi. Ne zaman çıktın?" (Tahsin Yücel)

TAKKE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İnce kumaştan dikilmiş veya ipten örülmüş, çoğunlukla yarım küre biçiminde başlık
    • "Yatarken beyaz gecelik entarisini giyer ve başına da küçücük gecelik takkesini geçirirmiş." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Yarım küre biçimindeki kubbenin üst bölümü

FİSKE

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Parmak uçlarıyla yapılan hafif vuruş
    • "Başının altından yastığı çektim ve yüzüne fiskeler hâlinde su serptim." (Peyami Safa)
    • "Yumurta yiyince çocuğun derisi fiske fiske kabardı."
  2. [sıfat] İki parmak ucu ile tutulabilen miktarda olan
    • "Yeniden dolan bardağa, bizim dost bir fiske kül daha attı." (Çetin Altan)
  3. İnsan derisinde herhangi bir sebeple ortaya çıkan ufak ve içi su dolu kabartı

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü