Başında h olan 4 harfli 60 kelime var. H harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde h harfi olan kelimeler listesine ya da sonu h harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında h bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

HONA

  1. [isim] Erkek sığır

HARP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Savaş
    • "Birinci Dünya Harbi'nde de başıma gelmeyen kalmadı." (Refik Halit Karay)

HİLE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Birini aldatmak, yanıltmak için yapılan düzen, dolap, oyun, desise, entrika
    • "Gayet basit bir hile ile, saflığından istifade ederek işi başardı." (Refik Halit Karay)
    • "Yarışmaların eski tadı kalmadı Sabri Bey, binbir türlü hile yapıyorlar." (Atilla İlhan)
  2. Çıkar sağlamak için bir şeye değersiz bir şey katma
    • "Bu sütte hile var."

HINK

  1. [isim] "Karşısındakinin hareketlerini aynen taklit eden" anlamındaki hınk demiş burnundan düşmüş deyiminde geçen bir söz

HOŞT

  1. [ünlem] Köpekleri ürkütüp kaçırmak için çıkarılan ses

HINÇ

  1. [isim] Öç alma duygusu ile dolu öfke, kin, gayz
    • "Kendisini bırakıp gittiğimden dolayı uğradığı ihanetin hıncı ile pek kolay affetmeyecekti." (Refik Halit Karay)
    • "Fakat bu kadarcık bir mukabeleyle bütün hıncını almış değildi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Hıncını çıkarmak için başka vesileler arıyordu." (Reşat Nuri Güntekin)

HOPA
...
HACI

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Din buyruklarını yerine getirmek için hacca gitmiş Müslüman
  2. Kudüs, Efes vb. kutsal bir yeri ziyaret etmiş olan Hristiyan

HURÇ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Genellikle yelken bezinden veya meşinden yapılmış büyük heybe
  2. Çeşitli kumaşlardan yapılan, içerisine battaniye, yorgan vb. eşya konulan özel çanta

HARE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Bazı nesne, canlı, göz vb.nde dalgalanır gibi görünen parlak çizgiler, meneviş, dalgır
    • "Uskumrunun hareleri daha sık, gözleri küçük oysa kolyozun hem hareleri daha taraklı hem gözleri daha patlak." (Oktay Rifat)
  2. Üzerinde dalgalı çizgiler bulunan kumaş
  3. Çok sert taş, mermer

HİNT
...
HALK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Aynı ülkede yaşayan, aynı uyrukta olan insan topluluğu
    • "Türk halkı."
  2. Aynı soydan gelen, ayrı ülkelerin uyruğu olarak yaşayan insan topluluğu
    • "Yahudi halkı."
  3. Bir ülke içerisinde yaşayan değişik soylardan insan topluluklarının her biri
    • "Bağımsız Devletler Topluluğunun halkları."
  4. Belli bir bölgede veya çevrede yaşayanların bütünü
    • "Bütün köy halkı orada idi." (Ömer Seyfettin)
  5. Yöneticilere göre bir ülkedeki yurttaşların bütünü, kamu
    • "Bilmiyorlar ki halk, halkın diliyle konuşan sanatkârla birliktir." (Orhan Veli Kanık)
  6. Aydınların dışında kalan topluluk
    • "Halktan bir adam."

HAMT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tanrı'ya şükretme

HARÇ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Harcanan para, masraf
  2. Resmî işlerde devlet veznesine ödenen para
    • "Tapu harcı. Mahkeme harcı."
  3. Yükseköğrenim öğrencilerinin ödemek zorunda olduğu katkı payı
  4. Yapıda tuğla veya taşların örgüsünü sağlamlaştırmak, duvarları sıvamak için kullanılan, toprak, saman, kum, kireç, çimento vb. şeyleri su ile kararak yapılan karışım
    • "Sıvanmış, boyanmış bir binanın tuğlaları arasındaki harcı göremeyiz." (Orhan Veli Kanık)
  5. Bir yemeğin yapılmasında kullanılan ve tat veren maddelerin bütünü
    • "Bu yemeğin harcı pek iyi değil."
  6. Giysiler dikilirken kullanılan tamamlayıcı veya süsleyici şeyler
  7. Bahçıvanlıkta değişik nitelikteki toprak vb. maddelerin karıştırılmasıyla hazırlanmış toprak

HALE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ayın çevresinde görülen ışık halkası, ağıl, ayla
    • "Üstünde gençliğin, masumiyetin, saadetin verdiği bir hale vardı." (Hüseyin Cahit Yalçın)
  2. Hristiyanlıkta aziz sayılanların resimlerinde başları çevresinde çizilen daire

HANİ

  1. [zarf] "Nerede, ne oldu, nerede kaldı" anlamlarında kullanılan bir soru sözü
    • "Çoban kaval çaldı sordu bülbüle / Sürülerim hani, ovam nerede?" (Ziya Gökalp)
    • "Garson, hani ya kahve nerede ? Bir saattir bekliyorum." (Abdülhak Şinasi Hisar)
    • "Arkasından, hanidir gizlediği ağır bir suçu itiraf edermiş gibi fısıltıyla ekledi." (Atilla İlhan)
  2. Karşıdakinin daha önceden bildiği bir şey kendisine hatırlatılmak istenildiğinde kullanılan bir söz
    • "Nevin geçen sene kolunda bir ağrı duymuştu hani." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. Verilen sözü hatırlatan sözün başına getirildiğinde sitem anlatan bir söz
    • "Hani uykun vardı?" (Orhan Kemal)
  4. Bazen "bari" anlamında kullanılan bir söz
    • "Hani, benim kim olduğumu bilmese."
  5. "Doğrusunu söylemek gerekirse, kaldı ki, üstelik" anlamlarında kullanılan bir söz
    • "Benim sormam hani yarenlik olsun, anlarsınız ya!" (Memduh Şevket Esendal)

HART

  1. [zarf] Birden ve sert bir biçimde (ısırmak, yemek)

HAİZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Bir şeyi olan, elinde bulunduran, taşıyan
    • "Ehemmiyeti haiz bir mesele."
    • "Haiz olduğu vasıflar bizim için uygundur."

HUŞU

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Alçak gönüllülük
  2. Tanrı'ya boyun eğme, gönlü korku ve saygı ile dolu olma
    • "Süleymaniye'yi olduğu kadar Köln katedralini de aynı huşu ile tavaf ettiklerini gözlerimle gördüm." (Haldun Taner)

HALA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Babanın kız kardeşi, bibi

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü