Başında g olan 9 harfli 333 kelime var. G harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde g harfi olan kelimeler listesine ya da sonu g harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında g bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- GAYELİLİK
- ...
- GEZİCİLİK
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Gezici olma durumu
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Gezici olma durumu
                    
                    
- GÖSTERGEÇ
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Işının yeğinlik düzeyini algılayıp ölçen alet, monitör
                    
                    
- 
                    
                        Ses dalgası iletiminde, iletimi bozmadan ve kesmeden niteliğini denetleyen alet, monitör
                    
                    
- 
                    
                        Televizyon, bilgisayar vb.nde görüntü ile sesin niteliğini eşleme, görüntü seçimini gerçekleştirme, görüntüyü yayımlama gibi işlerin denetlenmesinde kullanılan alet, monitör
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Işının yeğinlik düzeyini algılayıp ölçen alet, monitör
                    
                    
- GÖSTERMEK
- 
    - 
                        [-i]
                    
                        Birini veya bir şeyi işaretle belirtmek
                    
                    - "Vitrindeki oyuncağı parmağıyla gösterdi."
 
- 
                        [-i]
                    
                        Görülmesini sağlamak, görmesine yol açmak
                    
                    - "Size kitaplarımı göstereyim."
 
- 
                    
                        Belirtmek, anlatmak
                    
                    - "Bu söz onun iyi niyetini gösteriyor."
 
- 
                        [-e]
                    
                        Bir şeyin etkisi altında tutulmak
                    
                    - "Güneşe göstermek. Aleve göstermek."
 
- 
                        [-e]
                    
                        Kanıtla inandırmak
                    
                    - "Bunun böyle olduğunu size göstereceğim."
 
- 
                        [nsz]
                    
                        Öğretmek, açıklamak
                    
                    - "Yol göstermek."
 
- 
                        [-e]
                    
                        Yapmasını söylemek, görevlendirmek
                    
                    - "Size ne iş gösterdiler?"
 
- 
                    
                        Güzelliğini ortaya çıkarmak, temsil etmek
                    
                    - "Bu seni ablandan daha şirin gösteriyor, emin ol!" (Reşat Nuri Güntekin)
 
- 
                    
                        Herhangi bir biçimde değerlendirmeye yol açmak
                    
                    - "Gerçekleri çarpıtarak gösteriyor."
 
- 
                        [nsz]
                    
                        Görünmek, benzemek
                    
                    
- 
                        [yardımcı  fiil]
                    
                        Etmek
                    
                    - "İtaat göstermek. Dayanışma göstermek."
 
- 
                        [-e]
                    
                        Sert bir biçimde karşılık vermek
                    
                    - "Anası da babasının küfürlerini tekrarlıyor, evde ona göstereceğini söylüyor, gözlerini açıyor, başını sallıyordu." (Ömer Seyfettin)
 
 
- 
                        [-i]
                    
                        Birini veya bir şeyi işaretle belirtmek
                    
                    
- GÜNLÜĞÜNE
- ...
- GERİLETME
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Geriletmek işi
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Geriletmek işi
                    
                    
- GOLFSTRİM
- 
    Kelime Kökeni : İngilizce - 
                        [isim]
                    
                        Atlas Okyanusunda, Meksika körfezinden başlayarak Britanya ve İskandinavya kıyılarına kadar ulaşıp Avrupa Rusya'sının kuzey kıyılarına kadar gelen ve Batı Avrupa'nın deniz iklimini yumuşatan sıcak su akıntısı
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Atlas Okyanusunda, Meksika körfezinden başlayarak Britanya ve İskandinavya kıyılarına kadar ulaşıp Avrupa Rusya'sının kuzey kıyılarına kadar gelen ve Batı Avrupa'nın deniz iklimini yumuşatan sıcak su akıntısı
                    
                    
- GASLETMEK
- 
    Kelime Kökeni : Arapça - 
                        [-i]
                    
                        Ölüyü yıkamak
                    
                    
 
- 
                        [-i]
                    
                        Ölüyü yıkamak
                    
                    
- GEOTEKNİK
- 
    Kelime Kökeni : Fransızca - 
                        [isim]
                    
                        İnşaat mühendisliğinin temel yapımında kullanılmak üzere zeminin davranış özelliklerini inceleyen alt uzmanlık alanı
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        İnşaat mühendisliğinin temel yapımında kullanılmak üzere zeminin davranış özelliklerini inceleyen alt uzmanlık alanı
                    
                    
- GÖRKEMSİZ
- ...
- GUATEMALA
- ...
- GADROLMAK
- 
    Kelime Kökeni : Arapça - 
                        [-e]
                    
                        Haksızlığa uğramak
                    
                    
 
- 
                        [-e]
                    
                        Haksızlığa uğramak
                    
                    
- GÖKKANDİL
- 
    - 
                        [sıfat]
                    
                        Kendini bilmeyecek kadar sarhoş
                    
                    
 
- 
                        [sıfat]
                    
                        Kendini bilmeyecek kadar sarhoş
                    
                    
- GECELERCE
- ...
- GÜRLETMEK
- ...
- GÖNDERTME
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Göndertmek işi
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Göndertmek işi
                    
                    
- GRİMTIRAK
- 
    - 
                        [sıfat]
                    
                        Grimsi
                    
                    
 
- 
                        [sıfat]
                    
                        Grimsi
                    
                    
- GERÇEKTEN
- 
    - 
                        [zarf]
                    
                        Gerçek olarak, hakikaten, sahi, sahiden, filhakika, filvaki
                    
                    - "Hiçbir genç adam, ölümü gerçekten düşünmemiştir." (Nurullah ataç)
 
 
- 
                        [zarf]
                    
                        Gerçek olarak, hakikaten, sahi, sahiden, filhakika, filvaki
                    
                    
- GÖSTERTME
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Göstertmek işi
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Göstertmek işi
                    
                    
- GÜDÜLEMEK
- 
    - 
                        [-i]
                    
                        Amaçlanan davranışa yönelirken bireye güç vermek, hedefe yoğunlaştırmak
                    
                    
 
- 
                        [-i]
                    
                        Amaçlanan davranışa yönelirken bireye güç vermek, hedefe yoğunlaştırmak
                    
                    
