Başında g olan 7 harfli 315 kelime var. G harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde g harfi olan kelimeler listesine ya da sonu g harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında g bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- GENİTAL
- ...
- GÖZETİM
-
-
[isim]
Gözetme işi, nezaret
- "Din ve ahlak eğitimi devlet gözetim ve denetimi altında yapılır." (Anayasa)
-
Himaye
-
Gözaltı
-
[isim]
Gözetme işi, nezaret
- GABYACI
-
-
[isim]
Yelkenli gemilerde yelken, arma, seren ve bütün bunlara ait her tür işi yapan görevli, gabyar
-
[isim]
Yelkenli gemilerde yelken, arma, seren ve bütün bunlara ait her tür işi yapan görevli, gabyar
- GEBERME
-
-
[isim]
Gebermek işi
-
[isim]
Gebermek işi
- GEÇİRİŞ
-
-
[isim]
Geçirme işi veya biçimi
-
[isim]
Geçirme işi veya biçimi
- GÖRÜLME
-
-
[isim]
Görülmek işi
-
[isim]
Görülmek işi
- GÜZEŞTE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Geçmiş, geçen
- "Bahse girer misiniz? Beş dakika içinde en heyecanlı bir vaka icat etmeye muktedir olursam bu iki güzeşte aylıktan birini kasaya bırakır mısınız?" (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Geçmiş, geçen
- GENÇTEN
-
-
[sıfat]
Genç sayılan (kimse)
- "Ev sahibi Hacı Ali'yi tanıdım. Gençten bir adamdı." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[sıfat]
Genç sayılan (kimse)
- GÖZÜNDE
-
-
(o kimseye) göre
- "İşkembe ayıklamaktan, bulaşık yıkamaktan göz açamıyordum." (Orhan Kemal)
- "Daha ileride denizin yüzünü birdenbire allak bullak eden akıntıya benzer bir çırpıntı oluyor, bu çırpıntı göz açıp kapayıncaya kadar kesiliyor." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Göz alabildiğine uzanan yeşil tepelerin, ruha ferahlık veren bir munis enginliği vardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Kocakarı yöntemlerine inanmayı göz ardı ettiğini söyleyemezdim." (Ayşe Kulin)
-
(o kimseye) göre
- GÜNYÜZÜ
- ...
- GÜVENME
-
-
[isim]
Güven duyma, güveni olma
-
[isim]
Güven duyma, güveni olma
- GAGAMSI
-
-
[sıfat]
Gagayı andıran, gagaya benzeyen, gaga gibi
-
[sıfat]
Gagayı andıran, gagaya benzeyen, gaga gibi
- GEBERİK
-
-
Ölü, ölmüş
-
Ölü, ölmüş
- GAYESİZ
-
-
[sıfat]
Amacı olmayan
-
[sıfat]
Amacı olmayan
- GÖNÜLLÜ
-
-
[sıfat]
Bir işi yapmayı hiçbir yükümlülüğü yokken isteyerek üstlenen
- "Yabancı dil bildiği için de Kore'ye gönüllü olarak göndermeye kalkmışlardı." (Çetin Altan)
-
Çok istekli
- "Henüz nizamiye ve gönüllü taburların neferleri dağılmamıştı." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Seven kimse veya sevgili
-
[sıfat]
Bir işi yapmayı hiçbir yükümlülüğü yokken isteyerek üstlenen
- GAİLELİ
-
-
[sıfat]
Başa dert olan, üzüntü veren, gaile çıkaran
- "Çok gaileli bir iş."
-
Sıkıntısı olan, dertli
- "Ne gaileli başım var."
-
[sıfat]
Başa dert olan, üzüntü veren, gaile çıkaran
- GÖRMECE
-
-
[zarf]
Görmek şartıyla
-
[zarf]
Görmek şartıyla
- GAZHANE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Hava gazı üretilen veya depolanan yer
-
[isim]
Hava gazı üretilen veya depolanan yer
- GAMZELİ
-
-
[sıfat]
Gamzesi olan
-
[sıfat]
Gamzesi olan
- GÜDÜMLÜ
-
-
[sıfat]
Güdülebilen, yönlendirilebilen, yönetilebilir
- "Güdümlü mermi."
-
Belirli bir plan veya yönde yürütülen bir amacı, bir eğilimi yansıtan
- "Çalıkuşu, bizim millî eğitim davamızı ele alan güdümlü bir romandır." (Necati Cumalı)
-
[sıfat]
Güdülebilen, yönlendirilebilen, yönetilebilir