Sonunda f olan 6 harfli 39 kelime var. F harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde f harfi olan kelimeler listesine ya da başında f harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- FİKTİF
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İtibari
-
[isim]
İtibari
- MAZRUF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Zarf içine konmuş, zarflı
-
[isim]
İçerik
- "Zarfa değil, mazrufa bakmalı."
-
[sıfat]
Zarf içine konmuş, zarflı
- MASRAF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Harcanan para, gider
- "Onların masrafı çoktur."
- "Bir adamın hiç tanımadığı insanlar için bu kadar zahmet ve masrafa girmesine bir türlü akıl erdiremiyorum." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Bir şeyin yapımında kullanılan gereç, harç
- "Bu yemeğin masrafı bol tutulmuş."
-
[isim]
Harcanan para, gider
- SİNKAF
- ...
- TAHRİF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şeyin aslını bozma, kalem oynatma, değiştirme
- "Ben sözleri tahrif ederek tercüme ettim." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Bir şeyin aslını bozma, kalem oynatma, değiştirme
- CAFCAF
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Gösteriş, şatafat
- "Cafcafından geçilmiyor."
-
[sıfat]
Ağız kalabalığı ile bir şeyi elde eden, şirret
-
[isim]
Gösteriş, şatafat
- ÇARŞAF
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Yatağın üstüne serilen veya yorgan kaplanan bez örtü
- "Yatağında oturdu, alnında toplanan ter damlalarını çarşafının ucuyla sildi." (Halide Edip Adıvar)
- "Çarşaf kadar bir kâğıda künyemi yazmışlar." (Refik Halit Karay)
-
Kadınların kullandığı ve baştan örtülen, pelerinli, eteklikli sokak giysisi
- "Çabucak yatak odasına koştu, çarşafını giydi." (Peyami Safa)
-
[isim]
Yatağın üstüne serilen veya yorgan kaplanan bez örtü
- TEKLİF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yapması için birinden bir iş isteme
- "Bilmem ne dağındaki petrol arama kampında bir iş teklif etmişlerdi." (Orhan Veli Kanık)
-
İncelenmek veya kabul edilmek için bir şey sunma, önerme, öneri
- "Elbise değiştirmek teklifini bir kere de ben tekrar ettim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Yapması için birinden bir iş isteme
- TASNİF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bölümleme, sınıflama
- "Her akşam bana saatlerce ut çalıyor, gevezelik ediyor, komşu kızlarını tasnif ediyor." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Bölümleme, sınıflama
- TEZYİF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şeyi değersiz, adi, bayağı, aşağılık göstermeye çalışma, küçültmek isteme
- "Muhayyel bir ati namına geçmişte millî ve güzel ne varsa hepsinin tahrip ve tezyif edildiğini gördük." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Alay etme, eğlenme
-
[isim]
Bir şeyi değersiz, adi, bayağı, aşağılık göstermeye çalışma, küçültmek isteme
- İTİRAF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Başkaları tarafından bilinmesi sakıncalı görülen bir gerçeği saklamaktan vazgeçip açıklama, söyleme, bildirme
- "Hatıralarım demek, söylemek istediklerim; itiraflarım demek, söyleyebildiklerim demektir." (Falih Rıfkı Atay)
- "Bu günahımı gizli bir defter içinde, kendi kendime itiraf etmeliyim." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Başkaları tarafından bilinmesi sakıncalı görülen bir gerçeği saklamaktan vazgeçip açıklama, söyleme, bildirme
- TAVZİF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Vazifelendirme, görevlendirme, iş verme
-
[isim]
Vazifelendirme, görevlendirme, iş verme
- MEVSUF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Nitelenmiş, nitelikleriyle belirlenmiş
-
[isim]
Sıfat tamlamasında tamlanan
-
[sıfat]
Nitelenmiş, nitelikleriyle belirlenmiş
- ŞEFFAF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Saydam
-
[sıfat]
Saydam
- MÜSRİF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Tutumsuz
- "Müsrif zannettiği karısı, evin hayatını, kendisi yokken, en akıllı adamlar gibi zamaneye uydurmuştu." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Tutumsuz
- TALTİF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İyilik ederek gönül alma
- "Bundan dolayı beni taltif etmeniz lazım gelirdi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Birini nişan, madalya, aylık artırma vb. şeylerle ödüllendirme
-
[isim]
İyilik ederek gönül alma
- MAARİF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bilgi ve kültür
-
Öğretim ve eğitim sistemi
- "En büyük emelim, maarif vekili olarak yurdumun irfanını yükseltmektir." (Atatürk)
-
[isim]
Bilgi ve kültür
- MEVKUF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Vakfedilmiş
-
Tutuklu
- "... şirketin başlıca müdürleri orada mevkuf." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Vakfedilmiş
- PANDUF
- ...
- ÇİRKEF
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
İğrenç ve bulaşkan (kimse veya şey)
- "Çirkefe taş atma, hikmetini mırıldanarak kaçar gibi uzaklaştı." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Pis ve bulanık su
-
[sıfat]
İğrenç ve bulaşkan (kimse veya şey)