Sonunda f olan 5 harfli 78 kelime var. F harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde f harfi olan kelimeler listesine ya da başında f harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- İTLAF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Öldürme, yok etme, telef etme
- "Bu, beni kalbimin en derininden yaralayan ... bir itlaf hançeri oldu." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Öldürme, yok etme, telef etme
- ŞERİF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kutsal, şerefli
-
Soylu, temiz
-
[sıfat]
Kutsal, şerefli
- SAHAF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Genellikle kullanılmış ve eski kitap alıp satan kitapçı
-
[isim]
Genellikle kullanılmış ve eski kitap alıp satan kitapçı
- KEŞİF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ortaya çıkarma, meydana çıkarma, açma
- "Meselenin künhü bir türlü keşif ve halledilemiyor." (Refik Halit Karay)
-
Var olduğu bilinmeyen bir şeyin ortaya çıkarılması
- "Amerika'nın keşfi."
-
Gizli olan bir şey hakkında geniş bilgi edinme
-
Bir şeyin olacağını önceden anlama, sezme, tahmin
-
Bir olay veya durumun oluş nedenlerini anlayabilmek için yerinde inceleme yapma
- "Bu davaların dağ tepe keşiflerine koşar, kararlarını kaleme alır." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Ortaya çıkarma, meydana çıkarma, açma
- KESİF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yoğun
-
Saydam olmayan
-
Sık, kalın
-
[sıfat]
Yoğun
- İTHAF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Birinin adına sunma, armağan etme
-
[isim]
Birinin adına sunma, armağan etme
- NEZİF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kanama
- "Bu şiddetli nezfin önüne geçememekten korkuyordu." (Peyami Safa)
-
[isim]
Kanama
- MASİF
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Kütlesi, görünürdeki bütün hacmi kaplayan, kaplama veya doldurma olmayan, som
-
[sıfat]
Kütlesi, görünürdeki bütün hacmi kaplayan, kaplama veya doldurma olmayan, som
- HOŞAF
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bütün veya dilimler hâlindeki kuru meyvenin şekerli suyla kaynatılmasıyla yapılan bir tür tatlı
-
[isim]
Bütün veya dilimler hâlindeki kuru meyvenin şekerli suyla kaynatılmasıyla yapılan bir tür tatlı
- PASİF
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Edilgin
- "Yalnız müdafaa hâlinde ve pasif bir mücadeleyi sevdiğini zannettim." (Peyami Safa)
-
Çekingen, durgun
- "Dolmabahçe, bir sis bulutu gibi silik, sessiz ve pasif, âdeta varlığından utanır gibi uzanmaktadır." (Haldun Taner)
-
Edilgen
-
[isim]
Bir mal varlığı üstünde etki yapan, para ile değerlendirilebilir borç ve yükümlülüklerin toplamı
-
[sıfat]
Edilgin
- EŞREF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Çok onurlu, çok şerefli
-
[sıfat]
Çok onurlu, çok şerefli
- LATİF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yumuşak, hoş, ince bir güzelliği olan
- "Bu latif yere rüzgâr nüfuz edemez, güneyin kızgın ateşi orayı yakamazdı." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Yumuşak, hoş, ince bir güzelliği olan
- LÜTUF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Önem verilen, sayılan birinden gelen iyilik, yardım, ihsan, inayet, atıfet
- "Allah'ın lütuflarına karşı minnet ve şükran duygularıyla dolmuştu." (Cahit Uçuk)
- "Merhametin biricik kaynağı olan senden lütuf diliyorum."
-
[isim]
Önem verilen, sayılan birinden gelen iyilik, yardım, ihsan, inayet, atıfet
- MOTİF
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yan yana gelerek bir bezeme işini oluşturan ve kendi başlarına birer birlik olan ögelerden her biri
- "Halı motifi. Danteldeki motifler."
-
Bir eserde sık sık tekrarlanan süsleyici öge
-
Bestenin bir parçasına çeşitli yönlerden birlik sağlayan belirleyici küçük birim
- "Melodi motifi."
-
[isim]
Yan yana gelerek bir bezeme işini oluşturan ve kendi başlarına birer birlik olan ögelerden her biri
- NAHİF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Zayıf, cılız, çelimsiz
- "Elleri çok ince, lades kemiklerinden yapılmış gibi nahif parmaklar..." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Zayıf, cılız, çelimsiz
- SELEF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir görevde, bir makamda kendinden önce bulunmuş olan kimse, öncel, halef karşıtı
- "Hâlbuki yeni patron selefine hiç benzemiyordu." (Haldun Taner)
-
[isim]
Bir görevde, bir makamda kendinden önce bulunmuş olan kimse, öncel, halef karşıtı
- KAŞİF
- ...
- İNSAF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Acımaya, vicdana veya mantığa dayanan adalet
- "Sende insaf yok mu, adamcağız bu borcu birden verirse işi bozulmaz mı?"
-
[ünlem]
"Acı, düşün" anlamlarında bir seslenme sözü
- "İnsaf! Oraya yarım saatte gidilir mi?"
-
[isim]
Acımaya, vicdana veya mantığa dayanan adalet
- EŞRAF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir yerin zenginleri, sözü geçenler, ileri gelenler
- "Öte taraftan da ileri fikirlerim kasaba eşrafını kuşkulandırmaya başlamıştı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Bir yerin zenginleri, sözü geçenler, ileri gelenler
- TELEF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yok etme, öldürme
-
Boş yere harcama, yıpratma
-
[isim]
Yok etme, öldürme