Sonunda f olan 3 harfli 26 kelime var. F harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde f harfi olan kelimeler listesine ya da başında f harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

YUF

  1. [ünlem] Kınama, üzüntü, nefret bildiren bir söz
    • "Allah müstahakkımı versin, gelmişime de geçmişime de ervahıma da yuf olsun!" (Sermet Muhtar Alus)

HAF

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Oyun kurucu

PAF
...
PUF

  1. [isim] Arkalıksız, alçak, yumuşak, ayakları gözükmeyen oturacak
    • "Aynanın önündeki kumaş kaplı, arkalıksız, kabarık, yumuşacık pufa oturmuş." (Refik Halit Karay)
  2. Kaba, kabartılmış, yumuşak minder

RUF

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Çatı, dam

KÜF

  1. [isim] Ekmek, peynir vb. organik maddelerin üzerinde, nem ve ısının etkisiyle oluşan, çoğu yeşil renkli mantar
  2. Pas

SOF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir çeşit sertçe, ince yünlü kumaş
  2. Ham ipekten yapılmış astarlık kumaş
    • "Ankara sofu."

LEF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İçine sokma, iliştirme

ŞEF

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Yetki ve sorumluluğu olan, yöneten kimse
    • "İstasyon şefi. Büro şefi."
  2. Önder, lider
  3. [sıfat] Baş, yönetici durumda bulunan
    • "Şef garson şarabı övünce heveslendim." (Tarık Buğra)

ÖRF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yasalarla belirlenmeyen, halkın kendiliğinden uyduğu gelenek
    • "Yaşandığı asrın örf ve âdetlerini belirtmek bakımından kıymetli bulmuyor değilim." (Refik Halit Karay)

LİF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Her türlü maddeyi oluşturan çok ince ve uzun parça
    • "Ihlamur lifleriyle tavana asılmış kış kavunları gözünün önüne geliyordu." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Yıkanmak için kullanılan bitki telleri demeti veya türlü ipliklerden yapılmış örgü
  3. Tel

KEF
...
TÜF

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Yanardağların püskürttüğü kül, kum ve lav parçacıklarından oluşan, çoğunlukla açık renkli, hafif gözenekli bir tür çökelti taşı

KOF

  1. [sıfat] Kuruyarak veya çürüyerek içi boşalmış olan
    • "Kof ceviz."
  2. Boş, değersiz, bilgisiz, yetkisiz (kimse)
    • "Bunlar medeni milletlerin lügat kitaplarına süs olsun diye yazılmış fantazyalı kof lakırtılardır." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  3. Güçsüz, dermansız
    • "Kof adam."

TEF

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Zilli bir kasnağa geçirilmiş kursak zarından oluşan çalgı
    • "Davul değişmiş, tef değişmiş, kemençe bambaşka bir çalgı olmuştu." (Tarık Buğra)
    • "Sonradan anlaşıldı ki adam hükûmeti tefe koymuş." (Talât Halman)

GAF

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Yersiz, beceriksiz, zamansız söz veya davranış, patavatsızlık, pot
    • "Gerçekçi olmayışı yüzünden, bugün bize tarihî gaf olarak görülen atılımlarla, bu çizgi hayli gölgelenmiştir." (Haldun Taner)
    • "Sesinde ve tavrında hiçbir değişiklik olmamasına rağmen bir gaf yaptığımı zannederek kulaklarıma kadar kızardım." (Reşat Nuri Güntekin)

PÖF

  1. [ünlem] İğrenme anlatan bir söz
    • "Pöf, ne pis koku!"

PÜF

  1. [isim] Bir ateşi söndürmek, canlandırmak için dudakları hafifçe büzerek dışarı verilen soluğun çıkardığı ses
    • "Püf desen söner."

DEF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Savma
    • "Rakı içmesi doğru bir hareket değildi amma sırf defigam etmek için olduktan sonra ehemmiyeti kalmazdı." (Reşat Nuri Güntekin)

LAF

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Söz, lakırtı
    • "Ben lafımı bitirmeden o atıldı."
    • "Aralarından bir tanesi ille de laf anlatacağım diye çene patlatıp duruyormuş." (Çetin Altan)
    • "Tabii Hayri Efendi'yle biraz laf atacak belki de biraz işten güçten bahsedecekti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Şimdi unutup laf mı çıkarıyorsun?" (Ömer Seyfettin)
  2. Sonuçsuz, yararı olmayan söz
    • "Onun söyledikleri laftan ibaret."
    • "Yakınındaki erkeği kime benzetirse onun lisanından bir şarkı ile laf atıyor." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Kocasının erkek kardeşinin sütkardeşi imişsiniz, ben sizi hiç görmedimdi fakat bu evde lafınız geçerdi." (Peyami Safa)
  3. Konuşma
    • "Seyircilerin alışılmış sululuklarından, laf atmalardan kaçındıklarını söyledi." (Tarık Buğra)
  4. Konu, mevzu, bahis
    • "Lafı değiştirdi."
  5. [ünlem] "Öyle şey olamaz, bu sözün hiçbir değeri yok" anlamlarında hafifseme yollu kullanılan bir söz
    • "Şunu yapacakmış, bunu yapacakmış, laf!"
  6. Dedikodu

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü