Başında dağ olan 8 harfli 13 kelime var. Dağ ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde dağ olan kelimeler listesine ya da sonu dağ ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında dağ bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A D Ğ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

DAĞ

2 Harfli Kelimeler

AD, AĞ

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

DAĞARCIK

  1. [isim] Meşin torba
  2. Repertuvar
  3. Bellek
    • "Dağarcıklarındaki üç beş yüz kelimeye yeni duydukları sekiz onu da eklenince bu iş pekâlâ oluyordu." (Tarık Buğra)

DAĞLATMA

  1. [isim] Dağlatmak işi

DAĞLATIŞ

  1. [isim] Dağlatma işi veya biçimi

DAĞLANIŞ

  1. [isim] Dağlanma işi veya biçimi

DAĞITICI

  1. [isim] Mektup, gazete vb. şeyleri dolaşarak dağıtan kimse, müvezzi
  2. Motorlarda yüksek gerilimli akımı çalışma sırasına göre bujilere yayıp gönderen aygıt, distribütör

DAĞLILIK
...
DAĞALASI

  1. [isim] Eti kırmızı bir çeşit küçük alabalık (Salmo alpinus)

DAĞLAMAK

  1. [-i] Kızgın bir demirle hayvan derisine damga vurmak
  2. Akan kanı dindirmek veya hasta bölümleri ortadan kaldırmak için vücudun bir yerini kızdırılmış bir metal araçla yakmak
    • "Kızgın maşa demirini al da kollarını dağla dese dağlayacakmışım." (Osman Cemal Kaygılı)
  3. Çok sıcak, soğuk veya acı, bir şey, yakmak
    • "Soğuk yüzünü dağladı. Biber ağzını dağladı."
  4. Acısı yüreğine işlemek

DAĞLANMA

  1. [isim] Dağlanmak işi

DAĞLAYIŞ

  1. [isim] Dağlama işi veya biçimi

DAĞITMAK

  1. [-i] Toplu durumda bulunanları birbirinden uzaklaştırmak veya ayırmak
    • "Düşman ordusunu çil yavrusu gibi dağıtırlardı." (Yahya Kemal Beyatlı)
  2. [nsz] Belli bir orana göre bölüştürmek, pay etmek, tevzi etmek
    • "Muhacir kümeleri arasında ekmek dağıtmakla uğraşan yaşlıca bir adama seslendi." (Peyami Safa)
  3. Herhangi bir şeyi ayrı ayrı kimselere vermek
  4. Bir şeyin veya bir yerin düzenini bozmak
    • "Odayı dağıtmak. Kâğıtları dağıtmak."
  5. Güçlü bir vuruşla büyük bir zarara yol açmak
    • "Bir yumrukta beynini dağıttı."
  6. [nsz] İletmek, ulaştırmak
    • "Selamlar dağıtarak telaşsız ve yorgun bana doğru yürüyordu." (Refik Halit Karay)
  7. Bir topluluğun varlığına son vermek, feshetmek
    • "Kooperatifi dağıttılar."
  8. Kurulu bir düzeni bozmak
  9. Etkisini, gücünü azaltmak, gidermek
  10. [nsz] Ne yaptığını bilmeyecek kadar içip kendinden geçmek
  11. [nsz] Değişik sebeplerle kendini koyuvermek, beklenmedik davranışlarda bulunmak

DAĞCILIK

  1. [isim] Dağa tırmanma sporu, alpinizm

DAĞILMAK

  1. [nsz] Toplu durumdayken ayrılıp birbirinden uzaklaşmak
    • "Yolcular artık yavaş yavaş dağılıyorlardı." (Haldun Taner)
  2. Değer ve birimler belli etkenlerle, oranlı olarak bölünmek
  3. Parçalanarak yayılmak, ufalanmak
    • "Kentin eski merkezindeki evler kendiliğinden yıkılıyor, bahçe duvarları dökülüp dağılıyordu." (Ayla Kutlu)
  4. Karışık duruma gelmek, düzeni bozulmak
    • "Oda dağıldı."
    • "Siyah saçları hare hare suyun yüzüne dağıldı." (Cahit Uçuk)
  5. Birliği, beraberliği bozulmak
    • "Golü yiyince takım dağıldı. Babanın ölümünden sonra aile dağıldı."
  6. Bir topluluğun, kuruluşun varlığı son bulmak, fesholunmak, münfesih olmak
  7. Yavaş yavaş kaybolmak, yok olmak
    • "Ona ne zaman rastlasanız içiniz açılır, efkârınız dağılır." (Haldun Taner)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü