Başında b olan 6 harfli 443 kelime var. B harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde b harfi olan kelimeler listesine ya da sonu b harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında b bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BABACA
-
-
[sıfat]
Baba gibi, babaya yakışır
- "Bu kardeşçe, babaca muameleleri karşısında, artık böyle bir hisse kapılmanın ne kadar yersiz olduğunu anlamaya başlamıştım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Baba gibi, babaya yakışır
- BUZUKİ
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Bağlamaya benzer, bozuk düzen çalınan bir Yunan çalgısı
-
[isim]
Bağlamaya benzer, bozuk düzen çalınan bir Yunan çalgısı
- BAKİRE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Cinsel ilişkide bulunmamış dişi, kız, kızoğlan, kızoğlankız
- "Bu mahallede bakire kızları bakkal dükkânına bile yollamıyorlar." (Peyami Safa)
-
[isim]
Cinsel ilişkide bulunmamış dişi, kız, kızoğlan, kızoğlankız
- BARTIN
- ...
- BİNLİK
-
-
[isim]
Bin birimden oluşan para
-
Yaklaşık olarak üç litrelik büyük şişe
-
[sıfat]
Bin tanesi bir arada olan
-
[isim]
Bin birimden oluşan para
- BOALAR
-
-
[isim]
Sürüngenler sınıfının, yılanlar takımının bir bölümü
-
[isim]
Sürüngenler sınıfının, yılanlar takımının bir bölümü
- BODRUM
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Bir yapının yol düzeyinden aşağıda kalan bölümü
- "Ev, bodrumu, tavan arası ve iki katıyla tam bir konak yavrusudur." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Bir yapının yol düzeyinden aşağıda kalan bölümü
- BABACI
- ...
- BELLEK
-
-
[isim]
Yaşananları, öğrenilen konuları, bunların geçmişle ilişkisini bilinçli olarak zihinde saklama gücü, dağarcık, akıl, hafıza, zihin
- "Böylelerini dinlediğimizde, belleğimizde sözleri, hiç mi hiç, kalmaz." (Salâh Birsel)
-
Bir bilgisayarda, programı değişmeyen verileri, yapılacak iş için gerekli olan ara sonuçları toplayan bölüm
-
[isim]
Yaşananları, öğrenilen konuları, bunların geçmişle ilişkisini bilinçli olarak zihinde saklama gücü, dağarcık, akıl, hafıza, zihin
- BOZMAK
-
-
[-i]
Bir şeyi kendisinden beklenilen işi yapamayacak duruma getirmek
- "Bu iki radyo istasyonu birbirini bozuyor."
-
Bir yerin, bir şeyin düzenini karıştırmak
- "Bir insanın aklını bozabilmesi için evvelce bu aklın mevcut olması lazım gelir." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Dokunmak, zarar vermek
- "Bu yemek midemi bozdu."
-
Geçersiz bir duruma getirmek
- "Eğer nişanını bozduysa yazıklar olsun." (Memduh Şevket Esendal)
-
Büyük parayı küçük birimlere ayırmak
- "Bir milyon lira bozar mısın?"
-
Bozguna uğratmak, yenmek, mağlup etmek
- "Düşman ordusunu bozmak."
-
Altını paraya çevirmek, bozdurmak
-
Yabancı ülke parasını Türk parasına çevirmek
-
Bağ veya bostanın son ürününü toplamak
- "Bostanı bozduk."
-
Kızlığına zarar vermek
-
Biçimini ve kullanılışını değiştirmek
- "Eskileri bozuyor, beni, çocuğu giydiriyor." (Ömer Seyfettin)
-
Bırakmak, dağıtmak
- "Tam biraz rahat edeceğim, işimi bozuyorsun." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Bir kimseyi beklemediği bir davranış karşısında bırakarak veya sözünü yalana çıkararak küçük düşürmek
- "Adamcağızı fena bozdunuz."
-
[-le]
Aklını yitirecek derecede bir şeye düşkün olmak
- "Adamcağız politika ile bozmuş."
-
Kötü duruma getirmek
-
[-i]
Bir şeyi kendisinden beklenilen işi yapamayacak duruma getirmek
- BRİKET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Linyit ve kömür tozundan basınçla elde edilen yakıt
-
Linyit, kömür tozu ve katran tortusundan basınçla elde edilen, tuğla biçimli yapı malzemesi
-
Kum ve çimentonun birleştirilmesiyle elde edilen yapı malzemesi
-
[isim]
Linyit ve kömür tozundan basınçla elde edilen yakıt
- BUMBUZ
-
-
[sıfat]
Çok soğuk
-
[sıfat]
Çok soğuk
- BARMEN
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Barda içki hazırlayıp sunan kimse
-
[isim]
Barda içki hazırlayıp sunan kimse
- BOGOTA
- ...
- BULUCU
-
-
[isim]
Kâşif
-
Gazları, mayınları, radyoaktif mineralleri, manyetik dalgaları bulmaya yarayan araç, dedektör
-
[isim]
Kâşif
- BIÇKIN
-
-
[isim]
Külhanbeyi, kabadayı
- "Ulan, onlar bey, sen bıçkın." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[sıfat]
Korkusuz, gözü pek, yürekli, cesur
- "Sekiz tane bıçkın, sekiz tane ayağı filarlı pınar başı çocuğuna kim laf dinletebilir ki..." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Külhanbeyi, kabadayı
- BAĞNAZ
-
-
[sıfat]
Bir düşünceye, bir inanışa aşırı ölçüde bağlanıp ondan başka bir düşünce ve inanışı kabul etmeyen, mutaassıp, fanatik
-
[sıfat]
Bir düşünceye, bir inanışa aşırı ölçüde bağlanıp ondan başka bir düşünce ve inanışı kabul etmeyen, mutaassıp, fanatik
- BAŞSIZ
-
-
[sıfat]
Başı olmayan
- "Fakat o gözünü kapayınca başsız kalan konak ..." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Yöneticisi, başkanı olmayan
-
[sıfat]
Başı olmayan
- BHUTAN
- ...
- BÜLTEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Özel veya resmî kurum, kuruluş veya yetkili kişilerce herhangi bir durumla ilgili olarak süreli veya süresiz yayımlanan duyuru
-
Dergi
-
[isim]
Özel veya resmî kurum, kuruluş veya yetkili kişilerce herhangi bir durumla ilgili olarak süreli veya süresiz yayımlanan duyuru