Sonunda a olan 4 harfli 407 kelime var. A harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde a harfi olan kelimeler listesine ya da başında a harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HOPA
- ...
- KOZA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
İçinde tohum veya krizalit bulunan korunak, kozalak
- "Pamuk kozası. İpek kozası."
- "Hiçbir tarakta bezim kalmadı, ipek böceği gibi kozama çekilmiş, kendi hâlimde, politikaya bulaşmadan yaşıyorum." (Atilla İlhan)
- "Pamuk ırgatları alaçıkların önüne oturmuşlar, koza çekiyorlardı." (Yahya Kemal)
-
İpek böceğinin ördüğü ve içine kapandığı korunak
-
[isim]
İçinde tohum veya krizalit bulunan korunak, kozalak
- YUHA
-
-
[ünlem]
Yuh
-
[ünlem]
Yuh
- BAĞA
-
-
[isim]
Kaplumbağa
-
Deniz kaplumbağasının kabuğu
-
Kaplumbağa kabuğu
-
Ur
-
[sıfat]
Kaplumbağa kabuğundan yapılmış veya bu kabuğu andırır biçimde olan
- "Bağa gözlük."
-
[isim]
Kaplumbağa
- FUTA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
İpekli peştamal
- "Karşı kahvenin çırağı bacağındaki zıpkasını örten futasıyla dört kahve getirdi." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
İpekli peştamal
- HORA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Birçok kişi tarafından el ele tutuşarak oyun müziği eşliğinde oynanan bir halk oyunu
- "Derhâl ayağa kalkıp, bir caz havası tutturup hora tepmeye başladı." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Birçok kişi tarafından el ele tutuşarak oyun müziği eşliğinde oynanan bir halk oyunu
- İKSA
- ...
- POSA
-
-
[isim]
Suyu alınmış her tür yiyecek maddesinin artığı
- "Onlar öyledir, adamın posasını çıkarırlar, dedi." (Refik Halit Karay)
-
Tortu, çökelti
-
Ezilmiş pancarın soğuk suda birkaç kez sıkılmasından sonra geriye kalan ve suda erimeyen artık
-
[isim]
Suyu alınmış her tür yiyecek maddesinin artığı
- MALA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Harç alıp sürmeye yarayan, çoğu üçgen biçiminde, yassı, demirden, üstten tahta saplı, duvarcı ve sıva aracı, sürgü
-
[isim]
Harç alıp sürmeye yarayan, çoğu üçgen biçiminde, yassı, demirden, üstten tahta saplı, duvarcı ve sıva aracı, sürgü
- RÜYA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Düş
- "Annemi ölmüş gördüm rüyamda / Ağlayarak uyanmışım." (Orhan Veli Kanık)
- "Yolculuğumuz rüya gibi geçti."
- "Geceleri Avrupa şehirleri rüyama girer." (Ömer Seyfettin)
-
Gerçekleşmesi imkânsız durum, hayal
- "Bu saadetin bir ay, bir buçuk ay sonra yeniden bir rüya olacağını bile aklına getirmiyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Gerçekleşmesi beklenen ve istenen şey, umut
-
[isim]
Düş
- AĞVA
- ...
- LEVA
-
Kelime Kökeni : Bulgarca
-
[isim]
Bulgar para birimi
-
[isim]
Bulgar para birimi
- VAHA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çöllerde çoğu kez yüze çıkan yer altı sularının yarattığı tarım veya yerleşme bölgesi
-
[isim]
Çöllerde çoğu kez yüze çıkan yer altı sularının yarattığı tarım veya yerleşme bölgesi
- CEZA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Uygunsuz davranışlarda bulunanlara uygulanan üzüntü, sıkıntı, acı verici işlem veya yaptırım
- "Hırsızlıktan üç ay ceza çekti."
- "Hasretten lime lime olmuş zavallı kalbinle oynayanlar cezalarını buldular." (Halide Edip Adıvar)
- "Bu haylazlığının cezasını çeker." (Peyami Safa)
- "Seni yalana tövbe ettirecek bir cezaya çarptırmalıyım." (Refik Halit Karay)
-
Suç işleyen bir kimsenin yaşantısına, özgürlüğüne, mallarına, onuruna karşı yasaların öngördüğü yaptırım
- "... kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz." (Anayasa)
-
[isim]
Uygunsuz davranışlarda bulunanlara uygulanan üzüntü, sıkıntı, acı verici işlem veya yaptırım
- KOŞA
-
-
[sıfat]
Çift, eş, ikiz
- "Koşa badem sığmayan dar ağızlım." (Dede Korkut)
-
[zarf]
Hep birlikte
-
[sıfat]
Çift, eş, ikiz
- SEZA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[ünlem]
Uygun, yaraşır, bir şeye değer
- "Hele, Topaç dedikleri o mollanın hâli görülmeye seza." (Sermet Muhtar Alus)
-
[ünlem]
Uygun, yaraşır, bir şeye değer
- ANMA
-
-
[isim]
Birini veya bir şeyi akla getirerek sözünü etme
-
Ölmüş bir insanı hatırlamak için yapılan tören, ihtifal
-
[isim]
Birini veya bir şeyi akla getirerek sözünü etme
- GALA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Resmî bir törenden sonra yapılan büyük ve gösterişli şölen
-
Ön gösterim
- "Yalnız bir gece için ecnebilere verdiği bir Kontes Maritza galasını da hiç unutamazdı." (Haldun Taner)
-
[isim]
Resmî bir törenden sonra yapılan büyük ve gösterişli şölen
- MANA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anlam
- "Ne halk buyruğun tutarsın ne kul sözün işitirsin / Hiç bilmezsin mana nedir, ne dilde çağırmak gerek." (Yunus Emre)
- "Kızın adını Emel koydu. Oğlanınkini Fethi ... Sanki bundan emelini fethetmiş manası çıkıyordu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Anlam
- AZMA
-
-
[isim]
Azmak işi
-
[sıfat]
Melez
-
[isim]
Azmak işi