Başında a olan 3 harfli 59 kelime var. A harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde a harfi olan kelimeler listesine ya da sonu a harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında a bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ANT

  1. [isim] Tanrı'yı veya kutsal bilinen bir kişiyi, bir şeyi tanık göstererek bir olayı doğrulama, yemin
    • "Ant içmiştik, güya büyüyünce evlenecektik." (Haldun Taner)
  2. Kendi kendine söz verme, ahit
    • "Andım var, bu işi yapacağım."

ATİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Gelecek
    • "Ne harabiyim ne harabatiyim / Kökü mazide olan atiyim." (Yahya Kemal Beyatlı)

ALO

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [ünlem] Telefon konuşmasına başlarken kullanılan bir seslenme sözü

ATV
...
ACI

  1. [isim] Bazı maddelerin dilde bıraktığı yakıcı duyu, tatlı karşıtı
    • "Acıyı sever."
    • "Ameliyattan sonra çok acı çekti."
    • "Bu söz ona çok acı geldi."
    • "Başkalarına elinden geldiğince acı vermeye çalışmak başlıca eğlencesiydi." (Refik Erduran)
  2. [sıfat] Tadı bu nitelikte olan
    • "Acı kahvesini yudumluyordu." (Tarık Buğra)
    • "Bu faciaya bizzat karışmışım gibi bir acı duyuyordum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Belki de zamanında lüzumundan fazla susmuştu da şimdi onun acısını çıkarıyordu." (Haldun Taner)
  3. Herhangi bir dış etken dolayısıyla duyulan rahatsızlık, ıstırap
    • "Omuzlarına kadar vücudun derisini haşlayan bayıltıcı yanma acısı ve dehşeti çok sürmedi." (Peyami Safa)
    • "Bana yaptıklarının acısını ondan çıkaracağım."
  4. Ölüm, yangın, deprem vb. olayların yarattığı üzüntü, keder, elem
    • "İnsan, ölümün acısını en çok günün iki uzak saatinde hissetmektedir." (Yusuf Ziya Ortaç)
  5. [sıfat] Çarpıcı, göz alıcı (renk)
    • "Sıcak iklimlerde bu mevsim tek renktedir, sadece acı yeşildir." (Refik Halit Karay)
  6. [sıfat] Keskin, hoşa gitmeyen, şiddetli
    • "Acı poyraz kuvvetle esiyordu." (Orhan Kemal)
  7. [sıfat] Kırıcı, üzücü, incitici, dokunaklı, kötü

AYN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Göz

AĞI

  1. [isim] Zehir

AĞA

  1. [isim] Geniş toprakları olan, sözü geçen, varlıklı kimse
    • "Bu köyün ağası ben miyim, o mu..." (Tarık Buğra)
  2. Halk arasında sayılan ve sözü geçen erkeklere verilen unvan
    • "Mehmet ağa. Hüseyin ağa."
  3. Büyük kardeş, ağabey
    • "Köye varınca ağamdan parasını muhakkak alır, sana veririm." (Etem İzzet Benice)
  4. Okuryazar olmayan yaşlı kimselerin adlarıyla birlikte kullanılan san
  5. [sıfat] Cömert, eli açık
  6. Koca
  7. Osmanlı İmparatorluğu'nda bazı kuruluşların başında bulunanlara verilen resmî san
    • "Yeniçeri ağası. Çarşı ağası."

ATA

  1. [isim] Baba
    • "Olanlardan sonra yine atadan babadan gördüğümüze döndük." (Tarık Dursun K)
  2. Dedelerden ve büyük babalardan her biri
    • "Ey kız gözüme huri görünürsün / Atan sevmez seni benden ziyade." (Karacaoğlan)
  3. Kişinin geçmişte yaşamış olan büyükleri

AKA

  1. [isim] Ağabey

ANİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Ansızın yapılan
    • "Ani bir hareketle Çakır'ın omzunu kavradı, öne itti, sonra aynı kuvvetle geri çekip bastırdı," (Tarık Buğra)
  2. [zarf] Ansızın, birdenbire
    • "Bu iş pek ani oldu."

ABİ

  1. [isim] Bakınız ağabey

ARŞ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İslam inanışına göre göğün en yüksek katı

ALG

Kelime Kökeni : Latince

  1. [isim] Su yosunu

AŞK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu, sevi
    • "Gönlüm düştü bu sevdaya / Gel gör beni aşk neyledi." (Yunus Emre)
    • "Meltemler tanrısı aşka gelip bu yeni varlığı yelpazelemeye koyuldu." (Halikarnas Balıkçısı)

ALİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Yüce, yüksek
    • "Bu bizim en büyük, en şanlı, en ali bir günümüz, en mukaddes millî bayramımız." (Ömer Seyfettin)

ARI

  1. [sıfat] Temiz, münezzeh
  2. Yabancı şeylerden arınmış, katışıksız, saf, halis
  3. Günahsız

AUT

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Dış
    • "Aut çizgisinden nefis bir orta..." (Haldun Taner)

ADA

  1. [isim] Deniz veya göl suları ile çevrilmiş küçük kara parçası, cezire
    • "İnziva yerim bazen limanda bir şileptir, bazen bir ada." (Refik Halit Karay)
  2. Trafiğe açık bir yol üzerinde sola dönüşleri sağlayan, sağ tarafta veya yol ortasında yer alan çizgilerle veya kaldırım taşıyla ayrılmış alan
  3. Çevresi yollarla belirlenmiş olan arsa ve böyle bir arsayı kaplayan yapılar topluluğu

ARA

  1. [isim] İki şeyi birbirinden ayıran uzaklık, açıklık, aralık, boşluk, mesafe
    • "Ben onları akşama yemeğe çağırdım. Sen de geleceksin. Orada ben aranızı bulurum." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Sabahtan beri ara vermeden yağan sessiz, ince nisan yağmuru." (Peyami Safa)
    • "Bir vakitler aralarından su sızmayan o dünya ahiret kardeş hatun kişiler, şimdi birbirlerini çekemiyor, birbirlerinin arkasından söylemediklerini bırakmıyorlardı." (Haldun Taner)
    • "Emine ile aralarını bulmaya çalışacağını söyledi." (Halide Edip Adıvar)
  2. İki olguyu, iki olayı birbirinden ayıran zaman, fasıla
  3. Kişilerin veya toplulukların birbirine karşı olan durumu veya ilgisi
    • "Öğrenciyle öğretmenin arasının daima iyi olması gerekmektedir."
  4. Toplu bulunan nesnelerin veya kimselerin içi
    • "Aralarında anası babası ile Binnaz'ın da bulunduğu on sekiz işçiydiler." (Necati Cumalı)
  5. Aralık
  6. Bir oyunda, bir filmde dinlenme süresi, antrakt
  7. Toplu jimnastik dizilmelerinde, sıradakilerin birbirlerinden yanlamasına olan uzaklıkları
  8. Futbol oyununun kırk beşer dakikalık iki devresi arasında verilen on beş dakikalık dinlenme süresi
  9. Basketbol ve voleybolda takımların dinlenmek, taktik almak ve oyun alanlarını değiştirmek için kullandıkları süre

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü