Başında şa olan 6 harfli 49 kelime var. Şa ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde şa olan kelimeler listesine ya da sonu şa ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında şa bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A Ş Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AŞ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ŞAHLIK
-
-
[isim]
Şah olma durumu
-
Afgan ve İran hükümdarlığı
-
Bir kimsenin saltanat dönemi
-
[isim]
Şah olma durumu
- ŞAMAMA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Güzel kokulu bir tür küçük kavun
-
Kavuna benzer bir yıllık otsu ve sürüngen bir bitki (Cucumis dudaim)
-
[isim]
Güzel kokulu bir tür küçük kavun
- ŞAKACI
-
-
[sıfat]
Şaka yapmasını seven, şakalaşmadan hoşlanan, latifeci
- "Gazi, teessürünü şakacı bir tonla örterek sözümü kesti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Şaka yapmasını seven, şakalaşmadan hoşlanan, latifeci
- ŞAHİKA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Doruk, zirve
- "Civar dağların karlı şahikalarını yeni sevgilime gösteriyorum." (Refik Halit Karay)
-
En üst derece
- "Sanatın nadir kaydedeceği bir şahikadan gürlemişti." (Halit Fahri Ozansoy)
-
[isim]
Doruk, zirve
- ŞARBON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Çeşitli hayvanlarda, özellikle koyun ve sığırlarda görülen, deri veya mukoza yoluyla insana bulaşan, bulaştığı yerde kara bir çıban yapan tehlikeli hastalık, karakabarcık, karayanık, yanıkara
-
[isim]
Çeşitli hayvanlarda, özellikle koyun ve sığırlarda görülen, deri veya mukoza yoluyla insana bulaşan, bulaştığı yerde kara bir çıban yapan tehlikeli hastalık, karakabarcık, karayanık, yanıkara
- ŞAKIMA
-
-
[isim]
Şakımak işi
-
[isim]
Şakımak işi
- ŞAMANİ
- ...
- ŞANSIZ
-
-
[sıfat]
Ünsüz
-
Gösterişsiz
-
Kılıksız, kıyafetsiz
-
[sıfat]
Ünsüz
- ŞAŞULA
- ...
- ŞALAKİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Şal taklidi kumaş
-
[isim]
Şal taklidi kumaş
- ŞAKŞAK
-
-
[isim]
Çoğunlukla hokkabazların kullandıkları, hafifçe vurulduğunda hızla vurulmuş gibi "şak" diye ses çıkaran tahta maşa
-
[isim]
Çoğunlukla hokkabazların kullandıkları, hafifçe vurulduğunda hızla vurulmuş gibi "şak" diye ses çıkaran tahta maşa
- ŞANTÖZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kadın şarkıcı
-
[isim]
Kadın şarkıcı
- ŞAHSEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Kendi (kendim, kendin ...), bizzat
- "İngiltere sefiri, kendi devletinin prensibini burada şahsen de takip ediyor." (Ercüment Ekrem Talu)
-
Tanışmadan, dış görünüşü ile, uzaktan
- "Onu şahsen tanırım, ahbaplığımız yoktur."
-
[zarf]
Kendi (kendim, kendin ...), bizzat
- ŞABLON
-
Kelime Kökeni : Almanca
-
[isim]
Üzerindeki harf ve şekillerin çevre çizgileri kalem ucu girecek biçimde oyuk olan, bu çizgilerden kalemle istenilen biçim elde edilen, metal veya plastikten cetvel
-
Değişik alanlarda düzeltme, belirleme, ölçme, denetleme işlerinde kullanılan ve yaptığı işe göre yapısı değişen araç
-
Körü körüne yansılanan, çok kez tekrarlandığından kanıksanmış basmakalıp örnek
-
[isim]
Üzerindeki harf ve şekillerin çevre çizgileri kalem ucu girecek biçimde oyuk olan, bu çizgilerden kalemle istenilen biçim elde edilen, metal veya plastikten cetvel
- ŞAHBAZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
İri bir tür akdoğan
-
[sıfat]
Çevik ve becerikli
-
[sıfat]
Yiğit, kahraman, mert (kimse)
-
[isim]
İri bir tür akdoğan
- ŞANTAJ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Herhangi bir çıkar sağlamak amacıyla bir kimseyi, kendisiyle ilgili lekeleyici, gözden düşürücü bir haberi yayma veya açığa çıkarma tehdidiyle korkutma
- "Bu, bana bir blöften ziyade şantaj gibi görünüyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Herhangi bir çıkar sağlamak amacıyla bir kimseyi, kendisiyle ilgili lekeleyici, gözden düşürücü bir haberi yayma veya açığa çıkarma tehdidiyle korkutma
- ŞAHANE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Çok güzel, mükemmel, üstün nitelikli
- "Kadın biraz geçkin ama güzelliği şahane!" (Refik Halit Karay)
-
Hükümdarla ilgili, hükümdara özgü olan
-
Hükümdara yakışacak durumda olan
-
[sıfat]
Çok güzel, mükemmel, üstün nitelikli
- ŞANSON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kıta adı verilen ve şarkı gibi söylenen mısra dizisi
-
Şarkı
-
Melodi
-
[isim]
Kıta adı verilen ve şarkı gibi söylenen mısra dizisi
- ŞAŞMAK
-
-
[-e]
Umulmayan, beklenmeyen veya olağanüstü bir olay, bir olgu karşısında şaşkın duruma gelmek, hayret etmek
- "Aynı anda nasıl olur da başka bir iş tutabileceğine şaşar kalırdınız." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
[-den]
Yolundan sapmamak, gidişini değiştirmemek veya yanılmamak
- "Güzel düşün, iyi hisset, yanılma, aldanma / Ne varsa doğrudadır, doğruluk şaşar sanma." (Tevfik Fikret)
-
[-i]
Şaşırmak
- "Yolunu şaşmak. Gününü şaşmak."
-
[-e]
Umulmayan, beklenmeyen veya olağanüstü bir olay, bir olgu karşısında şaşkın duruma gelmek, hayret etmek
- ŞAKİRT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Öğrenci, çırak
- "Dedeye -yeni şakirdiniz efendim- diyerek çekilip gidince kız odanın ortasında kakıldı kaldı." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Öğrenci, çırak