Başında ş olan 5 harfli 106 kelime var. Ş harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ş harfi olan kelimeler listesine ya da sonu ş harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ş bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ŞAPEL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kilisecik
-
Büyük kiliselerin içinde bir azizin adına ayrılmış küçük ibadet yeri
-
[isim]
Kilisecik
- ŞİŞEK
-
-
[isim]
İki yaşındaki koyun
-
Kuzulama dönemine girmiş veya doğurmuş koyun
-
[isim]
İki yaşındaki koyun
- ŞOFÖR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sürücü
- "Cumartesi günü kalkacak otobüste şoförün yanında iki kişilik yer ayırttı." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Sürücü
- ŞAPÇI
-
-
[isim]
Şap yapan veya satan kimse
-
[isim]
Şap yapan veya satan kimse
- ŞAYAK
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Kaba dokunmuş, dayanıklı bir çeşit yün kumaş
-
Bu kumaştan yapılmış elbise
- "Beyaz şayaklar giymiş, kuvvetli, güzel, genç bir âşık." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Kaba dokunmuş, dayanıklı bir çeşit yün kumaş
- ŞÜPHE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kuşku
- "Hiçbir şey anlamamış, şüpheler içinde yerime gelip oturmuştum." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Bu sözünde samimi olduğuna hiç şüphe etmem." (Falih Rıfkı Atay)
- "Evinde yalnız olduğu ve hiç şüphe yok, birçok işi olduğu hâlde saatlerce benim için o pencerenin önünde duruyor." (Memduh Şevket Esendal)
- "Yaşayışı şüpheye düşürmüştü beni." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Kuruntu
-
[isim]
Kuşku
- ŞAHİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tanık
- "Kendisine uzun uzun anlattığım hikâyemin şahidi yoktu." (Refik Halit Karay)
- "Neler yapabileceğine, kasabayı, memurları iki parmağı üstünde oynattığına çok şahit olmuşlardı." (Yahya Kemal)
- "Eniştemiz bizi şahit tuttukça babam da istihzalı bir tavır alır, kıs kıs gülerdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Tanık
- ŞARKI
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tonlama değişiklikleriyle çeşitli duygular uyandıran uyumlu, ezgili insan sesleri dizisi
- "Pürüzsüz, tane tane şarkı söyler gibi ahenkli bir konuşma tarzı vardı." (Haldun Taner)
- "Eğlenmek için derin bir heves doğdu, ıslıkla bir şarkı tutturdu." (Peyami Safa)
-
Klasik Türk müziğinde aşk üzerine söylenen, nakaratı ve ara nağmesi olan parça
- "Şirket vapurları, bir şarkının nakaratı gibi ikide bir geçerlerdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Ezgi, müzik parçası, melodi
- "Halk şarkıları."
-
Divan edebiyatında, bestelenmek için dörtlükler biçiminde ve uyaklı olarak yazılmış olan şiir biçimi
-
[isim]
Tonlama değişiklikleriyle çeşitli duygular uyandıran uyumlu, ezgili insan sesleri dizisi
- ŞELEK
-
-
[isim]
Sırtta taşınan yük
-
Boynuzunun biri kırık hayvan
-
[isim]
Sırtta taşınan yük
- ŞİRAN
- ...
- ŞAKIT
- ...
- ŞİMDİ
-
-
[zarf]
Şu anda, içinde bulunduğumuz zamanda
- "Şimdi daha bahtiyar bir haberi sevgili bir sesten bizzat duymaya imkân buluyoruz." (Abdülhak Şinasi Hisar)
- "Duruşunda, bakışlarında şimdiye kadar hiç alışık olmadığımız bir acayip mehabet.." (Haldun Taner)
-
Az sonra, yakında
- "Annen şimdi gelir, ağlama sus!"
-
Az önce, biraz önce, demin
- "Otobüs şimdi geçti, öbürü ne zaman gelir bilmem."
-
Artık, bundan böyle, bu duruma göre
- "Sizden kaçan hayvanı da şimdi kim bilir hangi semtte satacaklar?" (Burhan Felek)
-
[zarf]
Şu anda, içinde bulunduğumuz zamanda
- ŞİLTE
-
-
[isim]
Üstünde oturulan, yatılan, içi yünle, pamukla doldurulmuş döşek
- "Anasının evinde de bir yer yatağında, bir tek şilte üzerinde yatardı." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Üstünde oturulan, yatılan, içi yünle, pamukla doldurulmuş döşek
- ŞEDDE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Arap yazısında, bir ünsüzün iki kez okunması gereken harfin üstüne konulan işaret
-
[isim]
Arap yazısında, bir ünsüzün iki kez okunması gereken harfin üstüne konulan işaret
- ŞURUP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çok kaynatılarak koyulaştırılmış şerbet
- "Sen hele şu kadayıfın şurubuna bir göz atıver." (Atilla İlhan)
-
Çeşitli meyve özleri ve şekerin kaynatılmasıyla elde edilen içecek
- "Vişne şurubu."
-
İçinde çok miktarda şeker bulunan koyu sıvı kıvamda olan ilaç
- "Kuvvet şurubu."
-
[isim]
Çok kaynatılarak koyulaştırılmış şerbet
- ŞEKEL
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
İsrail para birimi
-
[isim]
İsrail para birimi
- ŞİŞİK
-
-
[sıfat]
Kabarık, şiş
-
[sıfat]
Kabarık, şiş
- ŞORCA
- ...
- ŞERPA
- ...
- ŞİNTO
- ...