Sonunda şık olan 7 harfli 30 kelime var. ŞIK ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde şık olan kelimeler listesine ya da başında şık olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

I K Ş Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

KIŞ, ŞIK

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ARDIŞIK

  1. [sıfat] Birbiri ardından gelen, mütevali

DANIŞIK

  1. [isim] Olmayan bir durumu varmış gibi göstermek veya olduğundan başka anlatmak için önceden yapılan anlaşma, muvazaa

YARAŞIK

  1. [isim] Yaraşma, uyma, uygunluk

YILIŞIK

  1. [sıfat] Yapmacık davranışlarla hoş görünmeye çalışan
    • "O hanende denilen yılışık boşboğaza ne diyeyim?" (Sermet Muhtar Alus)

KIPIŞIK

  1. [sıfat] Yarı kapalı (göz)
    • "Gülmesine gülmez ya, küçük, kıpışık, mavi gözlerinden çelik ışıltısı gibi bir şey geçer." (Nezihe Meriç)

MAYIŞIK
...
YAKIŞIK

  1. [isim] Uygunluk, yaraşma
    • "Onu gece yarısı sokağın ortasına atıvermek yakışık almazdı." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Yakışıklı delikanlı

KATIŞIK

  1. İçine başka şeyler karışmış olan, karışık, karma, mahlut

TIKIŞIK

  1. [sıfat] Tıkışmış olan

GÜNAŞIK
...
BARIŞIK

  1. [sıfat] Başkası ile barış durumunda bulunan, dargın veya düşman olmayan, sevecen, hoşgörülü
    • "O özel gün, dinsel bir bayramsa daha bir duygusallaşıyor, herkesle, dünyayla daha bir barışık oluyor." (Haldun Taner)

ANLAŞIK

  1. [isim] Aralarında anlaşma bulunan taraflardan, kimselerden biri

SIKIŞIK

  1. [sıfat] Sıkışmış bir durumda olan
    • "Size bu kadar ücreti niye ödemekteyiz, böyle sıkışık anlarımızda?" (Atilla İlhan)

KIRIŞIK

  1. [sıfat] Kırışmış olan
    • "Söz tiyatroya gelince bu yaşlı sanatkârın kırışık yüzü birdenbire canlandı." (Peyami Safa)
  2. [isim] Deride esnekliğin kaybolmasından oluşan kıvrım
  3. [isim] Kırışmış yer, kırışıklık

KARIŞIK

  1. Ayrı nitelikteki şeylerden oluşmuş
    • "Karışık salata."
  2. Karışmış olan, düzensiz, dağınık, intizamsız
  3. Saf olmayan
    • "Karışık süt."
  4. Çalkantı, kargaşa, gerginlik içinde olan
    • "Bana ne, bu bir yığın ne olduğunu anlamadığım, karışık dolambaçlı işten!" (Necati Cumalı)
  5. Anlaşılması güç olan, açık seçik olmayan, çapraşık
    • "Tuhaf şey! Hakikaten karışık bir kadın." (Peyami Safa)
  6. Halk inancına göre cin ve perilerle ilişkisi olan

SIVAŞIK
...
ÇAKIŞIK

  1. [sıfat] Çakışmış olan
    • "Çakışık üçgenler."

YAPIŞIK

  1. [sıfat] Bir yere yapışmış olan
    • "Zarfa yapışık pullar."
  2. Fizyolojik yönden birbirlerine bağlı olarak doğan
  3. Sürekli bir arada bulunan
    • "Yapışık hemşireler gibi dünyaya beraber gelmişlerdi." (Hüseyin Cahit Yalçın)
  4. Dokunan, değen
    • "Lavabonun duvara yapışık kıyısının üstüne konmuş bir diş fırçası gösteriyordu." (Çetin Altan)

AYRIŞIK

  1. [sıfat] Ayrışmış olan
  2. Ayrı türden, çeşit çeşit, muhtelif, heterojen
  3. Farklı yapıda olan, heterojen, ayrı cinsten

DOLAŞIK

  1. [sıfat] Karışık (saç, ip vb.)
    • "Bir buğday benizli zülfü dolaşık / Gitme diye beni yolda eğler var." (Karacaoğlan)
  2. Dolaşarak giden (yol)
    • "Tozlu ve dolaşık yollar üzerinde saatlerce taban tepmiş." (Ahmet Haşim)
  3. Kolay çözülmeyecek veya içinden çıkılmayacak derecede karışık
    • "Birtakım dolaşık işleri yüzünden istifasını verip çekildi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  4. Amacını doğrudan doğruya değil de dolayısıyla sezdiren
    • "Dolaşık ve tutuk bir dille, yarı anlaşılır yarı anlaşılmaz cümleler mırıldanmaya başladı." (Peyami Safa)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü