Sonunda ım olan 6 harfli 34 kelime var. IM ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ım olan kelimeler listesine ya da başında ım olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BITTIM
- ...
- SARSIM
-
-
[isim]
Sarsma işi
-
Tedirginlik
-
[isim]
Sarsma işi
- ARITIM
-
-
[isim]
Petrol, yağ vb. maddeleri arıtma işi, rafinaj
-
[isim]
Petrol, yağ vb. maddeleri arıtma işi, rafinaj
- SALKIM
-
-
[isim]
Üzüm gibi, birçoğu bir sap üzerinde bir arada bulunan meyve
- "Bunu görünce Behzat da iki salkım muzu oradakilere dağıtmış." (Memduh Şevket Esendal)
-
Ana saptan çıkan yan çiçekleri, sapları hep aynı uzunlukta olan çiçek durumu
-
Baklagillerden, salkım durumunda mor çiçekler açan ve çoğu asma gibi çardağa sarılan ağaç türü ve çiçeği (Wistaria sinensis)
-
Topla atılan demir parçaları
-
[isim]
Üzüm gibi, birçoğu bir sap üzerinde bir arada bulunan meyve
- KAYYIM
- ...
- UZANIM
-
-
[isim]
Nitelik, özellik, ölçü, boyut
-
Yerden herhangi bir gezegene ve güneşe uzanan iki doğrultu arasındaki açı
-
Titreşim durumunda bulunan bir noktanın, herhangi bir anda titreşim merkezinden uzaklığı
-
[isim]
Nitelik, özellik, ölçü, boyut
- AÇINIM
-
-
[isim]
Açınma işi, inkişaf
-
Bir cismin yüzeylerinin açılıp bir düzlem üzerine yayılması, inkişaf
-
[isim]
Açınma işi, inkişaf
- TALKIM
-
-
[isim]
Ana sapın bir çiçekle sonuçlandığı, büyümeyi yan sapların sürdürdüğü bir tür uzama biçimi
-
[isim]
Ana sapın bir çiçekle sonuçlandığı, büyümeyi yan sapların sürdürdüğü bir tür uzama biçimi
- ZIKKIM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Zehir, ağı
-
İçki ve sigara
- "Bu zıkkım haramdır, insana zararı vardır." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Zehir, ağı
- ÇAĞRIM
-
-
[isim]
Yüksek bir sesin yetişebileceği kadar uzaklık
- "İki çağrım ötede bir pınar var."
-
[isim]
Yüksek bir sesin yetişebileceği kadar uzaklık
- UYARIM
-
-
[isim]
Bir uyaran karşısında organizmanın gösterdiği tepki, tembih
-
Bir uyarma sebebiyle herhangi bir kasta, salgı bezinde olan açık veya gizli değişme
-
[isim]
Bir uyaran karşısında organizmanın gösterdiği tepki, tembih
- RIHTIM
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bir akarsu veya deniz kıyısında doldurularak yapılmış, gemilerin indirme bindirme veya yükleme boşaltma yapabileceği yer
- "Gençlik neşesi, bahar güneşi aydınlığı ve şarkı sesleri içinde küçük rıhtımlara yanaşıyoruz." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Bir akarsu veya deniz kıyısında doldurularak yapılmış, gemilerin indirme bindirme veya yükleme boşaltma yapabileceği yer
- TILSIM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Doğaüstü işler yapabileceğine inanılan güç
- "Hele bu Cumhuriyet sözünü ne seviyor, nasıl sihirli bir deyim, her şeyi bir anda değiştiriverecek bir tılsımmış gibi tekrarlıyor." (Atilla İlhan)
-
Büyülü olduğuna inanılan muska vb. şey
-
Çare, önlem, kuvvet
- "Bu insanlar, hastalık ve acı, görünmez bir canavar gibi yerlerinden kaptı mı çantaya tılsım gibi bakarlar." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Doğaüstü işler yapabileceğine inanılan güç
- ULAŞIM
-
-
[isim]
Ulaşma işi
-
Köyler, şehirler, ülkeler arasında bir yerden bir yere gidiş geliş, münakale, muvasala, temas
- "İki şehir arasında ulaşım kesildi."
-
Bir şeyi bir yerden başka bir yere aktarma
-
[isim]
Ulaşma işi
- HIMHIM
-
-
[sıfat]
Sesleri genizden çıkararak konuşan (kimse)
- "Onu hımhım sanırsınız ama sonradan inatçı bir nezlenin tutsağı olduğunu anlarsınız." (Salâh Birsel)
-
[zarf]
Sesleri genizden çıkararak
- "Beni biraz hımhım konuşan fakat gözleri fıldır fıldır bir komiserin önüne götürdüler." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Sesleri genizden çıkararak konuşan (kimse)
- ONARIM
-
-
[isim]
Onarma işi, tamirat, tamir
- "Onarımı yeni bitmiş yapının önünde hayvanın dizginlerini tıpkı tıpkısına bir erkek gibi çekti." (Orhan Kemal)
- "Ondan sonra da birkaç kez onarım görmüştür." (Salâh Birsel)
-
Bir yapının, bir heykelin, bir resmin bozulmuş yerlerini yeniden yapma, ilk durumuna getirme, restore etme
-
[isim]
Onarma işi, tamirat, tamir
- IŞINIM
-
-
[isim]
Işın veya tanecik yayımı, ışıma, radyasyon
-
Uzayda yayılan bir dalgayı oluşturan ögelerin bütünü, ışıma, radyasyon
-
Bir enerjinin ışık demeti durumunda yayılması, ışıma, radyasyon
-
Isının, bir kaynaktan ışın ve dalga hareketi yoluyla yayılması, ışıma, radyasyon
-
[isim]
Işın veya tanecik yayımı, ışıma, radyasyon
- YARDIM
-
-
[isim]
Kendi gücünü ve imkânlarını başka birinin iyiliği için kullanma, muavenet
- "Bu, bir ricada bulunacak, bir yardım isteyecek sandı." (Memduh Şevket Esendal)
- "Kalkmasına yardım etmedikten başka ayaklarından sarılmış, bir defa da böyle sürümüştüm." (Refik Halit Karay)
- "Devlet yahut diğer kamu tüzel kişilerinden mali yardım gören haber ajansları hakkında da uygulanır." (Anayasa)
- "Mal sahibi Rafet Reis, ona epey yardımda bulunmuştu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Bir ülkeye bağış veya ödünç olarak verilen para ve ihtiyaç maddeleri
-
Etki
- "Otların üstünde, ağaçların yapraklarında kalan yağmur damlaları rüzgârın da yardımıyla öğleye kadar kurudu." (Necati Cumalı)
-
Bağış, iane
-
[isim]
Kendi gücünü ve imkânlarını başka birinin iyiliği için kullanma, muavenet
- TARTIM
-
-
[isim]
Ritim
-
[isim]
Ritim
- ALAŞIM
-
-
[isim]
Bir metalin belli oranlarda bir veya birkaç metalle ergimesiyle oluşan yeni metal, halita
-
[isim]
Bir metalin belli oranlarda bir veya birkaç metalle ergimesiyle oluşan yeni metal, halita