Sonunda ı olan 5 harfli 227 kelime var. I harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ı harfi olan kelimeler listesine ya da başında ı harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

CAZCI

  1. [isim] Caz müziği çalan veya besteleyen kimse
    • "Aaa diyorlar, burada bar açılmış, bak cazcı Arap kapıda." (Yusuf Ziya Ortaç)

MIHÇI
...
OTACI

  1. [isim] Hekim

HAÇLI

  1. [sıfat] Haçı olan

BALLI

  1. [sıfat] İçinde bal bulunan
  2. Şanslı

BIÇKI

  1. [isim] Tahta veya ağaç biçmekte kullanılan, karşılıklı iki sapı olan ve iki kişi tarafından kullanılan büyük testere
  2. Motorla çalışan bir çeşit güçlü testere
  3. Saraç bıçağı
  4. Bağ budamaya yarayan dişli bıçak

ÇAVLI

  1. [isim] Henüz ava alıştırılmamış doğan yavrusu

NAZLI

  1. [sıfat] Kolayca gönlü olmayan, kendini ağır satan, ısrar bekleyen, işveli, edalı
    • "Nazlı mı nazlı, süzüm süzüm süzülen bir kız çocuğuydu." (Tarık Buğra)
  2. Üstüne titrenilen, değer verilen
    • "Ben çocukluğumdan beri gayet nazlı büyüdüm." (Peyami Safa)
  3. Özen isteyen, nazik
  4. Sağlığını, dayanıklılığını çabuk yitiren

ARTÇI

  1. [isim] Geçmiş bir sanat veya edebiyat çığırını sürdüren sanatçı veya hareket
  2. Yürüyüş durumunda bulunan bir askerî birliğin güvenliğini sağlamak için arkadan gelmek üzere bırakılan kıta, dümdar
  3. [sıfat] Arkadan gelen, sonra olan, öncü karşıtı

GAMLI

  1. [sıfat] Kaygılı, tasalı, sıkıntısı, üzüntüsü olan, mağmum
    • "Babası onun bu taşkın hareketine gamlı gözlerle bakıyordu." (Peyami Safa)
  2. Sıkıntı veya üzüntü veren

ODALI

  1. [sıfat] Herhangi bir sayıda odası olan
    • "Bunlara Yenişehir'de, üç odalı bir ev de buldum." (Memduh Şevket Esendal)
  2. [isim] Topkapı Sarayı'nda oturan saray adamları

OTAĞI
...
YAYGI

  1. [isim] Yere veya döşeme üzerine serilen örtü
    • "En iyi yer orasıdır, yaygınızı oraya yayın!" (Halide Edip Adıvar)

SIRLI

  1. [sıfat] Sır (I) sürülmüş, sırı (I) olan
    • "Toprak olanları dahi pek zevkle yapılmış olup ekserisi cam gibi sırlıdır." (Falih Rıfkı Atay)

HIRLI

  1. [sıfat] İşinde doğru, uslu, iyi (kimse)
    • "Ben onu tanımıyorum, hırlı mıdır, hırsız mıdır bilmem!"
  2. Yaramaz, şımarık, kötü (kimse)

ZARSI

  1. [sıfat] Zarı andıran, zara benzeyen, zar gibi
    • "Zarsı doku."

BAĞLI

  1. [sıfat] Bir bağ ile tutturulmuş olan
    • "Günlerden beri bağlı duran demir, sert bir hırıltıyla denize daldı." (Halikarnas Balıkçısı)
    • "Atatürk ilke ve inkılaplarına ve laik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma ant içerim." (Anayasa)
    • "Özel ilk ve orta dereceli okulların bağlı olduğu esaslar, devlet okulları ile erişilmek istenen seviyeye uygun olarak kanunla düzenlenir." (Anayasa)
  2. Gerçekleşmesi bir şartı gerektiren, vabeste
    • "Ekinlerin gürleşmesi yağmura bağlıdır, Sevincimiz üzüntümüz / Hep sana bağlı." (Behçet Necatigil)
    • "İhtiyarın Arslan Bey'e bu kadar bağlı olması, Giray'ı sık sık bir tarafa itmesi canını sıkıyordu." (Sevinç Çokum)
  3. Sınırlanmış, sınırlı
    • "Tüzüğe bağlı bir işlem."
  4. Kapatılmış olan, kapalı
    • "Bağlı geçit."
  5. Bir kuruluşun yetkisi altında bulunan
    • "Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunun bağlı kuruluşlarını ziyaret ettim."
  6. Sadık
    • "Türkiye Cumhuriyeti Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir." (Anayasa)
  7. Bir kimseye, bir düşünceye, bir hatıraya saygı, aşk vb. duygularla bağlanan, tutkun
    • "Çocuklarına bağlı ana."
  8. Halk inanışına göre, büyü etkisiyle cinsel güçten yoksun edilmiş (erkek)

SAÇLI

  1. [sıfat] Saçı olan
    • "Ak saçlı. Sarı saçlı."

ORALI

  1. [sıfat] O yerden olan
    • "Oralı mıdır, değil midir, beni zerre kadar ilgilendirmez." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Hiç oralı olmaz ve hâlinden yakınır." (Salâh Birsel)

ORASI

  1. [isim] O yer, ora
    • "Odam orası, dedi, sağ tarafa düşen kapı." (Refik Halit Karay)
  2. O yönü
    • "İşin orası önemli değil."

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü