Sonunda ı olan 4 harfli 89 kelime var. I harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ı harfi olan kelimeler listesine ya da başında ı harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

AVCI

  1. [isim] Avı kendine iş edinen kimse
    • "Avcı, elinde ipi silkeleyerek yavaş yavaş ağını çekiyordu." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Avcılara özgü şey
    • "Avcı çantası. Avcı giysisi."
  3. [sıfat] Başka hayvanları yakalamakta usta olan (hayvan)
    • "Avcı kuş. Avcı kedi."
  4. Bir şeyi büyük bir istekle izleyen ve bulup ortaya çıkaran, tanıtan kimse
    • "Yıldız avcısı."

DADI

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Çocuk bakımı ile görevli kadın
    • "Yaşlanınca torunlarına dadı olmuş bütün kadınların öçlerini almak istiyor gibiydi." (Memduh Şevket Esendal)

ALLI

  1. [sıfat] Üzerinde al renk bulunan
    • "Allı basma."

SASI

  1. [sıfat] Küf ve çürük gibi kokan
  2. Kokuşmuş
  3. Tatsız

KAÇI

  1. [zamir] Ne kadarı, kaç kişi
    • "Bunların kaçı sana ait?"
    • "Kaçına belge verilecek?"

SIVI

  1. [isim] Bulunduğu kabın biçimini alabilen ve üstü yatay bir düzlem durumuna gelebilen akışkan cisim, mayi

KARI

  1. [isim] Bir erkeğin evlenmiş olduğu kadın, eş, refika, zevce
    • "Eve varınca karım Fadime kapıyı açar." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Vay başına, sen tarlada hiç taş komamışsın. Sonunda bunun sana zararı dokunur. Karının saçlısı, tarlanın taşlısı, demişler." (Kemal Tahir)
  2. Kadın
    • "Analar ağlıyor, nişanlılar ağlıyor, karılar ağlıyordu; fakat Saliha kadın buna alışmıştı." (Halide Edip Adıvar)
  3. Yaşlı, ihtiyar

TANI

  1. [isim] Hastalığın ne olduğunu araştırıp ortaya koyma, tanılama, teşhis

AÇKI

  1. [isim] Bir cismin yüzeyi üzerinde sert bir madde veya bir araç sürterek onu düzleştirip parlatma, perdah
  2. Demircilikte delik büyütmekte kullanılan araç
  3. Anahtar ve her türlü açma aracı

YARI

  1. [sıfat] Bir bütünü oluşturan iki eşit parçadan her biri, nısıf
  2. Bir şeyin yarısı kadar olan, yarım olan
    • "Yarı yolu aldık. Yarı mesafede."
  3. [isim] Futbolda 45 dakikalık her iki devreden biri
    • "Birinci yarıda dört gol attık."
  4. [zarf] Gereğinden az, tam olmayarak
    • "Arkasından yarı şaka, yarı sitem ilave ediyor." (Atilla İlhan)

KİĞI
...
ARTI

  1. [isim] Toplama işleminde + işaretinin adı, zait
  2. [sıfat] Sıfırdan büyük, önünde artı işareti bulunan (sayı), eksi karşıtı, pozitif
  3. Fazlalık
    • "Alışkanlıklarımız artılarıyla eksileriyle nelerdir, aktarılmıyor çocuklarımıza." (Nezihe Meriç)

BATI

  1. [isim] Yeryüzündeki başlıca dört yönden güneşin battığı yön, günindi, garp, doğu karşıtı
    • "En batıda sarı, iki yüksek tepeli bir dağ." (Halide Edip Adıvar)
  2. Bulunulan yere göre güneşin battığı yönde olan bölge, garp
  3. Güneşin 22 Martta ve 23 Eylülde battığı nokta

SARI

  1. [isim] Yeşil ile turuncu arasında bir renk, limon kabuğu rengi
  2. [sıfat] Bu renkte olan
  3. [sıfat] Soluk, solgun

KIYI

  1. [isim] Kara ile suyun birleştiği yer
    • "Kandilli akıntısını geçiyoruz. İşte Küçüksu kasrı, kıyıda bembeyaz gülüyor." (Yusuf Ziya Ortaç)
    • "Sular, sandalı kıyıya atıyordu." (Refik Halit Karay)
  2. Kenar, uç
    • "Su kıyısında yıkanan güvercinler gibi silkindi." (Necati Cumalı)
  3. Sahil
    • "Karşıki kıyıda yün denkleri çıkaran gemiye haykırdık, işaretler ettik." (Refik Halit Karay)
  4. Issız, tenha yer

GIDI
...
SATI

  1. [isim] Satma işi, satış
  2. [sıfat] Adanmış

DAYI

  1. [isim] Annenin erkek kardeşi
  2. Cesur, yiğit
  3. [ünlem] Yaşlı erkeklere söylenen bir seslenme sözü
    • "O kadarcık okumaktan kanun anlaşılsa avukata ekmek mi kalırdı, dayı!" (Sait Faik Abasıyanık)
  4. Kayırıcı
    • "Bunların çok bariz olan bir tarafı da siyasi dayıları sık sık değiştirmeleridir." (Peyami Safa)
  5. Kabadayı
  6. Osmanlı İmparatorluğu döneminde Tunus, Cezayir ve Trablusgarp'ta seçimle başa getirilen yönetici

BARI

  1. [isim] Çit

ASKI

  1. [isim] Üzerine herhangi bir şey asmaya yarar nesne
    • "Giysi askısı."
  2. Pantolon veya giysilerin düşmesini önlemek için omuzdan aşırılan bağ
  3. Artırma, eksiltme vb. resmî iş ilanlarının ilgili daire duvarında belli bir zaman süresince asılı durması
  4. Hastanelerde kırık kol veya bacakların asılarak tutturulduğu araç
  5. Çay, kahve taşımaya yarar kahveci tepsisi, fener
  6. Saklanmak için tavana asılmış dizi veya hevenk
    • "Üzüm askısı. Ayva askısı."
  7. Yeni yapılan yapıların çatısına, ev sahibi tarafından usta için veya düğün arabalarına düğün sahibi tarafından arabacı için armağan olarak asılan kumaş
  8. Gelinin oturacağı yerin üstüne asılan süsler
    • "Askı ... kalpakçılar başındaki hususi dükkânlardan ariyet kaldırılan ve düğün odasının münasip bir köşesine kurulan bir nevi dekor." (Refik Halit Karay)
  9. Kadınların kullandığı altın dizisi veya zincirli mücevherat
  10. Düğünlerde geline yakınları tarafından takılan hediye
  11. İpek böceğinin kozasını sarması için yanına konulan çalı çırpı
  12. Saz şairleri arasında yapılan deyiş yarışında üstün gelene verilmek için duvara asılan kumaş, tabanca vb. ödül

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü