Başında i olan 4 harfli 133 kelime var. İ harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde i harfi olan kelimeler listesine ya da sonu i harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında i bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- İLLİ
- ...
- İNDİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Herkesçe kabul edilebilecek bir temele bağlanamayıp yalnız bir kişinin kendi kanısına dayanan
- "Bizden evvelki zamanların tarihleri hep değilse de ekseriyetle indi vesikalara istinat etmiştir." (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
Herkesçe kabul edilebilecek bir temele bağlanamayıp yalnız bir kişinin kendi kanısına dayanan
- İNEÇ
-
-
[isim]
Tekne, yukaç karşıtı
-
[isim]
Tekne, yukaç karşıtı
- İRSİ
- ...
- İRAP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
"Hiçbir değeri ve önemi yok" anlamındaki irapta mahalli yok deyimde geçen bir söz
-
[isim]
"Hiçbir değeri ve önemi yok" anlamındaki irapta mahalli yok deyimde geçen bir söz
- İCRA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir müzik eserini oluşturan notaları sese çevirme
- "Hiçbir felaket ona büyük bir tesir icra etmiyor." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Borçlunun alacaklıya karşı yapmak veya ödemekle yükümlü bulunduğu bir şeyi adli bir kuruluş aracılığıyla yerine getirme
- "Kirayı icra ile alabildim. İcra memuru."
- "Ankara Radyosu sanatçıları Hacı Arif Bey'den kürdilihicazkâr makamını icra ediyorlardı." (Haldun Taner)
-
Adliyenin bu işle görevli dairesi
-
Yapma, yerine getirme, bir işi yürütme
-
[isim]
Bir müzik eserini oluşturan notaları sese çevirme
- İMİK
- ...
- İŞLİ
-
-
[sıfat]
Üzeri nakışlı
- "Sırma işli bir peştamal." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[sıfat]
Üzeri nakışlı
- İBDA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yaratma, yoktan var etme
-
[isim]
Yaratma, yoktan var etme
- İMGE
-
-
[isim]
Zihinde tasarlanan ve gerçekleşmesi özlenen şey, düş, hayal, hülya
-
Genel görünüş, izlenim, imaj
- "Efsanevi asi kız imgesine, bu imgenin kararlı ödünsüzlüğüne kavuşabilirdi." (Murathan Mungan)
-
Duyu organlarının dıştan algıladığı bir nesnenin bilince yansıyan benzeri, hayal, imaj
-
Duyularla algılanan, bir uyaran söz konusu olmaksızın bilinçte beliren nesne ve olaylar, hayal, imaj
-
[isim]
Zihinde tasarlanan ve gerçekleşmesi özlenen şey, düş, hayal, hülya
- İBNE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Edilgin eş cinsel erkek, homoseksüel
-
[ünlem]
Kızgınlıkla söylenen bir söz
-
[isim]
Edilgin eş cinsel erkek, homoseksüel
- İŞAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yazı ile bildirme
-
[isim]
Yazı ile bildirme
- İCAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Az sözle çok şey anlatma
-
[isim]
Az sözle çok şey anlatma
- İÇKİ
-
-
[isim]
İçinde alkol bulunan içecek
- "Masamızda ne içki ne yemiş ne meze eksildi." (Burhan Felek)
- "Bir buçuk yıl var ki içkiyi bırakmış." (Memduh Şevket Esendal)
-
Bu içeceği içme işi
- "Arkadaş yoluna kumara, içkiye alıştım." (Tarık Buğra)
-
[isim]
İçinde alkol bulunan içecek
- İNİŞ
-
-
[isim]
İnme işi veya biçimi
-
Yukarıdan aşağıya gittikçe alçalan eğimli yer, yokuş karşıtı
- "İnişte yol uzadıkça uzadı."
-
Gerileyiş, çöküş
-
Araçlı jimnastikte, atlayarak veya hızlanarak araçtan ayrılma durumu
-
[isim]
İnme işi veya biçimi
- İSOT
-
-
[isim]
Kırmızı, acı biber
-
[isim]
Kırmızı, acı biber
- İĞNE
-
-
[isim]
Dikiş dikmeye yarayan, ince, ucu sivri, bir ucunda iplik geçecek deliği bulunan çelik araç
- "Sabah sabah davullar vurulup meydan kurulur. Aman öyle bir kalabalık olur ki iğne atsan yere düşmez." (Eflatun Cem Güney)
- "İğne ile kuyu kazmak gibi bir şeydi oymacılık." (Çetin Altan)
- "Sonunda doktorların ısrarıyla bir sürü kuduz iğnesi yedi." (Refik Erduran)
- "Konuk kadının durgunluğu evdeki tedirginliktendi, iğne üstünde oturuyormuşçasına eğretiydi duruşu." (Burhan Günel)
-
İki şeyi birbirine tutturmaya yarar ince, uzun, ucu sivri, metal araç
- "Çengelli iğne. Toplu iğne."
-
Toplu iğnenin süs olarak kullanılan, iri başlı, renkli bir türü
-
Genellikle kadınların süs olarak elbiselerinin göğüs, yaka vb. yerlerine taktıkları süs eşyası
-
Bazı araçların ucu sivri parçaları
- "Pusula iğnesi."
-
Bazı böceklerin kendilerini savunmak için kullandıkları organ
- "Arının iğnesi. Akrebin iğnesi."
-
Oltanın ucundaki küçük çengel
-
Dokunaklı söz
-
Bitkilerde yumurtacıkla tepecik arasındaki sapçık
-
Şırınga
-
Zerk yolu ile vücuda verilen ilaç
- "Hekim hastaya hap yerine iğne verdi."
-
Vücuda bu yolla ilaç verme işi
- "Eczacının yaptığı bir adrenalin iğnesinden sonra gözlerini açtı." (Haldun Taner)
-
[isim]
Dikiş dikmeye yarayan, ince, ucu sivri, bir ucunda iplik geçecek deliği bulunan çelik araç
- İKSA
- ...
- İPSİ
-
-
[sıfat]
İpi andıran, ipe benzeyen, ip gibi
-
[sıfat]
İpi andıran, ipe benzeyen, ip gibi
- İCAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kira
- "Tek hanemi sizin gibi asil bir aileye icara vereyim." (Peyami Safa)
-
[isim]
Kira