Başında i olan 4 harfli 133 kelime var. İ harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde i harfi olan kelimeler listesine ya da sonu i harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında i bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

İMZA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir kimsenin, bir yazının altına bu yazıyı yazdığını veya onayladığını belirtmek için her zaman aynı biçimde yazdığı ad veya işaret
    • "Mektubun sonunda imzamı görür görmez kim bilir ne kadar şaşıracaksın." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Önüne bir tomar parşömen çeken ağa, yeni öğrendiği imzasını atmaya başladı." (Orhan Kemal)
    • "Bir haftaya kalmayacak, bizim delegeler sulhu imza edecekler." (Ömer Seyfettin)
  2. İmzalama işi
  3. Herhangi bir dalda ün yapmış yazar, sanatçı
    • "Dergi en ünlü imzalara yer veriyor."

İNAM

  1. [isim] Emanet, vedia

İMAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İnanç
    • "Ben bu devreyi geçirinceye kadar imanım gevremiştir." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Güçlü inanç, inan
    • "Kalpleri vatan aşkı ve imanı ile doluydu." (Hüseyin Cahit Yalçın)
    • "Onun özveri, alçak gönüllülük taşan yüzünü görünce hayatın sadece bir para çekişmesi olmadığına iman getirir, ferahlardınız." (Haldun Taner)
    • "Müslüman olmadan varmayacağını anlayınca kırkyıllık kart gâvuru imana getirdi." (Halide Edip Adıvar)

İMAJ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] İmge
    • "Ondan daha saygın, daha yakışıklı ve etkili bir şef imajı bulmak zordu." (Haldun Taner)

İTME

  1. [isim] İtmek işi

İRİS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Saydam tabaka ile göz merceği arasında bulunan, ince, kasılabilen bir zardan oluşan, gözün renkli bölümü

İNŞA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yapı kurma, yapı yapma, kurma
    • "Köprü inşası."
  2. Düz yazı veya şiir kaleme alma, yazıya dökme
  3. Düz yazı

İSİM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ad
    • "Ama siz ecnebiler ismi çıkmış yerlerden hoşlanırsınız." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Fabrika sahibinin ismini cismini aldı." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Kişi, insan
    • "Biz eskidikçe yaşlarımız yirmiden yirmi bire, yirmi birden yirmi ikiye bastıkça yeni yüzler, yeni isimler katılıyor aramıza." (Yusuf Ziya Ortaç)
  3. Ad

İNAK

  1. [isim] Dogma

İŞBU

  1. [isim] Bu, özellikle bu
    • "İşbu sebepten dolayı."

İLİM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bilim
    • "Kılıç gibi kesen ve şakırdayan mantığıyla ilmin askerleşmiş tipiydi." (Peyami Safa)
    • "Onun ilminden anlayan şoför seni istediği yere götürür." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Ayrıntı, özellik, nitelik

İPKA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. Sınıfta bırakma
  2. [isim] Yerinde, önceki durumunda bırakma

İBNE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Edilgin eş cinsel erkek, homoseksüel
  2. [ünlem] Kızgınlıkla söylenen bir söz

İNME

  1. [isim] İnmek işi
    • "Sağ yanına inme inmiş. Hekimler epeyce çalıştılar, ilaç verdiler, kan aldılar ise de fayda etmedi." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Vücudun bir bölümünde hareket ve hissetmenin kalkması, felç, paralizi, nüzul

İZCİ

  1. [isim] İz güderek aradığını bulabilen kimse, keşşaf
  2. Dayanışma ve yardımlaşma duygularını geliştirmek, ruhça ve bedence güçlendirilmek için kamplarda ve okullarda eğitilen genç
    • "Tam bu sırada, sokağın başından bir izci alayı sökün etti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

İÇİM

  1. [isim] İçme işi veya biçimi, içiş
  2. Bir şey içilirken alınan tat
    • "Bu çayın rengi yok ama içimi iyi."
  3. [sıfat] Bir yudumda içilecek miktarda olan

İRSİ
...
İCAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Buluş
    • "Nihayet, yaza çize ilk satırı üç nokta ile başlayan yeni bir tarz icat ettim." (Yusuf Ziya Ortaç)
  2. Gerçekmiş gibi gösterme çabası
    • "Çok durduğumdan şüphelenmesinler diye uydurma bir tamir icat ettim." (Aka Gündüz)

İMGE

  1. [isim] Zihinde tasarlanan ve gerçekleşmesi özlenen şey, düş, hayal, hülya
  2. Genel görünüş, izlenim, imaj
    • "Efsanevi asi kız imgesine, bu imgenin kararlı ödünsüzlüğüne kavuşabilirdi." (Murathan Mungan)
  3. Duyu organlarının dıştan algıladığı bir nesnenin bilince yansıyan benzeri, hayal, imaj
  4. Duyularla algılanan, bir uyaran söz konusu olmaksızın bilinçte beliren nesne ve olaylar, hayal, imaj

İNCİ

  1. [isim] İstiridye gibi bazı kavkılı deniz hayvanlarının içerisinde oluşan, değerli, küçük, sert, sedef renginde süs tanesi
    • "Pek âlâ elinde inci gibi yazısı var, daha ziyade okuyup da ne olacak?" (Memduh Şevket Esendal)
  2. Bu tanelerden oluşan takı
    • "Yalıdaki ev, Dürnev Hanım'ın halılarını, incilerini gözden çıkarmasıyla kurtuldu." (Necati Cumalı)
  3. Yanlışlığı sebebiyle gülünç olan söz veya cümle

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü