Sonunda ü olan 6 harfli 76 kelime var. Ü harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ü harfi olan kelimeler listesine ya da başında ü harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- GÖTÜRÜ
-
-
[sıfat]
Fiyatı veya ücreti toptan belirlenen (iş vb.)
-
Toptan fiyat vererek
- "Bu kitapların hepsini götürü on bin liraya aldım."
-
[sıfat]
Fiyatı veya ücreti toptan belirlenen (iş vb.)
- ÖVÜNTÜ
-
-
[isim]
Övünülecek tutum veya davranış
- "İstikbalini sağlamış olmanın o sinire batan, manasız güveni, budalaca övüntüsü..." (Haldun Taner)
-
[isim]
Övünülecek tutum veya davranış
- TROLCÜ
-
-
[isim]
Trol ile balık avlayan kimse
-
[isim]
Trol ile balık avlayan kimse
- SÖMÜRÜ
-
-
[isim]
Sömürme işi
-
[isim]
Sömürme işi
- ÖĞÜTÇÜ
-
-
[isim]
Öğüt veren kimse, nasihatçi
-
Vaiz
-
[isim]
Öğüt veren kimse, nasihatçi
- AMENTÜ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir oluş, düşünce veya ideolojinin temelini oluşturan değer yargıları
- "Haluk'un amentüsü."
-
[isim]
Bir oluş, düşünce veya ideolojinin temelini oluşturan değer yargıları
- GÜDÜCÜ
-
-
[isim]
Gütme işini yapan kimse
- "Sonra kendi güdücüsü de istese durduramaz." (Memduh Şevket Esendal)
-
Çoban, sığırtmaç
-
[isim]
Gütme işini yapan kimse
- ÖRTÜLÜ
-
-
[sıfat]
Örtüsü olan
- "Orta yaşlı, başı örtülü bir kadın yanımda duruyor." (Refik Halit Karay)
-
Örtülmüş, bir şey ile kaplanmış
- "Yerler yemyeşil ve ıslak bir çimenle örtülü." (Ahmet Haşim)
-
[zarf]
Açıklama yapmadan, belli belirsiz bir biçimde, müphem
-
[sıfat]
Örtüsü olan
- ÖZÜNLÜ
-
-
[sıfat]
Bir şeyin aslında veya gerçeğinde olan, ilinekle ilgili olmayıp özde bulunan, deruni, zatî, dışınlı karşıtı
-
[sıfat]
Bir şeyin aslında veya gerçeğinde olan, ilinekle ilgili olmayıp özde bulunan, deruni, zatî, dışınlı karşıtı
- ÜLKÜCÜ
-
-
[sıfat]
Bir ülküye çıkar gütmeden bağlı olan, idealist
- "Bunların aralarında ülkücü ve vatanlarını canlarından binkat fazla seven gazeteciler, yazarlar vardı." (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
Bir ülküye çıkar gütmeden bağlı olan, idealist
- ÜŞÜNTÜ
-
-
[isim]
Toplanma, üşüşme, üşüşüp bir araya gelme
- "Karınca üşüntüsü."
-
[isim]
Toplanma, üşüşme, üşüşüp bir araya gelme
- ÖRGÜCÜ
-
-
[isim]
Örgü örüp satan kimse
-
[isim]
Örgü örüp satan kimse
- ÜNLÜLÜ
-
-
[sıfat]
İçinde ünlü harfi bulunan (söz)
-
[sıfat]
İçinde ünlü harfi bulunan (söz)
- ÖBÜRKÜ
-
-
[zamir]
Öbürü
-
[zamir]
Öbürü
- ÜÇÜZLÜ
-
-
[sıfat]
Üçüzleri olan (ana)
-
Üçü bir arada olan
- "Fransa ile yaptığımız üçüzlü paktın aleyhinde bulunanların..." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Üçüzleri olan (ana)
- ÖDÜNLÜ
-
-
[sıfat]
Ödün niteliğinde olan, ödün vererek yapılan, ivazlı
-
Ödün veren (kimse)
-
[sıfat]
Ödün niteliğinde olan, ödün vererek yapılan, ivazlı
- SÖRFÇÜ
-
-
[isim]
Sörf sporu yapan kimse
-
[isim]
Sörf sporu yapan kimse
- BÜYÜCÜ
-
-
[isim]
Büyü yapan kimse, bağıcı, afsuncu, sihirbaz
-
Çevresindekileri çabuk ve güçlü olarak etkileyen kimse
- "O ne yaman büyücüdür, şeytan tüyü var herifte." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Büyü yapan kimse, bağıcı, afsuncu, sihirbaz
- SÖVÜCÜ
-
-
Sövgücü
-
Sövgücü
- ÖDÜNCÜ
-
-
[isim]
Ödün veren, tavizci
- "Yüze gülücülüğün at oynattığı bir aydınlar ortamında küsebilmek bile insanı ödüncülerden ayıran bir nitelik oluyor." (Haldun Taner)
-
[isim]
Ödün veren, tavizci