Başında öte olan 12 kelime var. Öte ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde öte olan kelimeler listesine ya da sonu öte ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında öte bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
ÖTEKİLERİ, ÖTELENMEK, ÖTELETMEK
ÖTELEMEK, ÖTELENME, ÖTELETME
ÖTEBERİ, ÖTEKİSİ, ÖTELEME, ÖTENAZİ
ÖTEKİ
ÖTE
E T Ö Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ÖTE
2 Harfli Kelimeler
ET, TE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÖTELENMEK
-
-
[nsz]
Öteleme işi yapılmak
-
[nsz]
Öteleme işi yapılmak
- ÖTEKİLERİ
-
-
[zamir]
Ötede bulunanlar, diğerleri, başkaları
-
[zamir]
Ötede bulunanlar, diğerleri, başkaları
- ÖTELETMEK
-
-
[-i]
Öteleme işini yaptırmak
-
[-i]
Öteleme işini yaptırmak
- ÖTELETME
-
-
[isim]
Öteletmek işi
-
[isim]
Öteletmek işi
- ÖTELENME
-
-
[isim]
Ötelenmek işi
-
[isim]
Ötelenmek işi
- ÖTELEMEK
-
-
[-i]
Öteye götürmek
-
Belli olmayan bir süre ertelemek
-
[-i]
Öteye götürmek
- ÖTEKİSİ
-
-
[zamir]
Ötede bulunan, diğeri, başkası
- "Beriki sandalye kırık, ötekisini al."
-
[zamir]
Ötede bulunan, diğeri, başkası
- ÖTELEME
-
-
[isim]
Ötelemek işi
-
Bir cismin, bütün noktalarının eşit, paralel ve yöndeş yollar çizmesiyle beliren hareketi, intikal
-
[isim]
Ötelemek işi
- ÖTENAZİ
- ...
- ÖTEBERİ
-
-
[isim]
Türlü, önemsiz, ufak tefek şeyler
- "Çıkıp öteberi almaya çarşıya gittim." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Türlü, önemsiz, ufak tefek şeyler
- ÖTEKİ
-
-
[sıfat]
Bilinenden, sözü edilenden ayrı, öbür, diğer
- "Bu iki perdelik bir oyun imiş, bitince ötekini oynayacaklarmış!" (Memduh Şevket Esendal)
-
Sözü edilen veya benzer iki nesneden önem ve konum bakımından uzakta olan
-
[sıfat]
Bilinenden, sözü edilenden ayrı, öbür, diğer
- ÖTE
-
-
[isim]
Konuşanın temel olarak aldığı bir şeyden daha uzak olan yer veya şey, mavera
- "Köşklerin biraz ötesinde köy kulübelerine benzer derme çatma evler görülürdü." (Ruşen Eşref Ünaydın)
- "Hasta da olsalar yapmıyorum işte! Ötesi var mı? İşte başhekim, git söyle." (Memduh Şevket Esendal)
- "Ötesi yok, bütün sinirlerim, iliklerim âşık oluverdi işte!" (Aka Gündüz)
-
Bir şeyin arkadan gelen bölümü
- "İşin ötesi kolay."
-
[sıfat]
Bulunulan yere göre karşı yanda olan
- "Evimizin bir yanı bahçe, öte yanı sokaktı." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Daha fazla, çok
- "Güzel olduğu pek iddia edilmezdi ama güzellikten de öte güçlü bir çekiciliği vardı." (Haldun Taner)
-
[isim]
Konuşanın temel olarak aldığı bir şeyden daha uzak olan yer veya şey, mavera