Başında ört olan 20 kelime var. Ört ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ört olan kelimeler listesine ya da sonu ört ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ört bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
ÖRTÜŞTÜRMEK
ÖRTÜŞTÜRME
ÖRTTÜRMEK
ÖRTTÜRME, ÖRTÜLMEK, ÖRTÜNMEK, ÖRTÜŞMEK
ÖRTENEK, ÖRTMECE, ÖRTÜLME, ÖRTÜNME, ÖRTÜSÜZ, ÖRTÜŞME
ÖRTBAS, ÖRTMEK, ÖRTÜLÜ
ÖRTME, ÖRTÜK, ÖRTÜŞ
ÖRTÜ
R T Ö Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
TÖR
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÖRTÜŞTÜRMEK
-
-
[-i]
Örtüşme işini yaptırmak
-
[-i]
Örtüşme işini yaptırmak
- ÖRTÜŞTÜRME
-
-
[isim]
Örtüştürmek işi
-
[isim]
Örtüştürmek işi
- ÖRTTÜRMEK
-
-
[-i]
Örtme işini yaptırmak
-
[-i]
Örtme işini yaptırmak
- ÖRTTÜRME
-
-
[isim]
Öttürmek işi
-
[isim]
Öttürmek işi
- ÖRTÜNMEK
-
-
[nsz]
Kendi üzerine bir şey örtmek
- "Üşümem merak etme / Sıcak tutar yün fanila / Olmazsa örtünürüm / Battaniyeyi iki katlı." (Behçet Necatigil)
-
Kadın, dinî açıdan görünmesi sakıncalı olan yerlerini örtmek
-
[nsz]
Kendi üzerine bir şey örtmek
- ÖRTÜŞMEK
-
-
[-le]
Aynı noktalarda ve düzlemlerde kesişmek
-
İki görüş, düşünce, sözcük, cümle birbiriyle tam olarak uyuşmak
-
[-le]
Aynı noktalarda ve düzlemlerde kesişmek
- ÖRTÜLMEK
-
-
[nsz]
Örtme işine konu olmak
- "Kamara deliklerinin üstleri küçücük camlarla örtülmüş." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[nsz]
Örtme işine konu olmak
- ÖRTÜSÜZ
-
-
[sıfat]
Örtüsü olmayan
-
Örtülmemiş
- "İşte yalının penceresinde yengemin örtüsüz başı renkli bir demet..." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Açık seçik, gizlenmeyen
- "En ciddileri bile cıvıtan meclis, örtüsüz telmihlere, taşkın hareketlere de müsamaha etmeye başlamıştı." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Örtüsü olmayan
- ÖRTÜLME
-
-
[isim]
Örtülmek işi
-
Bir gök cisminin yeryüzündeki gözlemciye göre, başka bir gök cisminin arkasından geçmesi
-
[isim]
Örtülmek işi
- ÖRTENEK
-
-
[isim]
Hayvanların vücudunu örten deri, kıl, tüy, pul vb. dokuların bütünü
-
Bazı organları örten zarlar
-
[isim]
Hayvanların vücudunu örten deri, kıl, tüy, pul vb. dokuların bütünü
- ÖRTMECE
-
-
[isim]
Söylenmesi kaba, çirkin veya sakıncalı görülen nesnelerin, kavramların, başka kelimelerle daha uygun ve edepli bir biçimde anlatılması, edebikelam
-
Kandırma, gizleme
-
[isim]
Söylenmesi kaba, çirkin veya sakıncalı görülen nesnelerin, kavramların, başka kelimelerle daha uygun ve edepli bir biçimde anlatılması, edebikelam
- ÖRTÜNME
-
-
[isim]
Örtünmek işi
-
[isim]
Örtünmek işi
- ÖRTÜŞME
-
-
[isim]
Örtüşmek durumu veya biçimi
-
[isim]
Örtüşmek durumu veya biçimi
- ÖRTÜLÜ
-
-
[sıfat]
Örtüsü olan
- "Orta yaşlı, başı örtülü bir kadın yanımda duruyor." (Refik Halit Karay)
-
Örtülmüş, bir şey ile kaplanmış
- "Yerler yemyeşil ve ıslak bir çimenle örtülü." (Ahmet Haşim)
-
[zarf]
Açıklama yapmadan, belli belirsiz bir biçimde, müphem
-
[sıfat]
Örtüsü olan
- ÖRTMEK
-
-
[-i]
Korumak, görünmez duruma getirmek veya gizlemek için üstüne bir şey koymak
- "Kadın bebeğini itina ile yatırdı, yüzünü örttü." (Aka Gündüz)
-
Kapamak
- "Perihan kızdı, gidip piyanonun kapağını örttü." (Peyami Safa)
-
Kaplamak
- "Sarmaşıklar duvarları örtmüş."
-
Kötü bir durumu belli etmemek, gizlemek, saklamak
- "Birinin suçunu örtmek."
-
[-i]
Korumak, görünmez duruma getirmek veya gizlemek için üstüne bir şey koymak
- ÖRTBAS
-
-
[isim]
Bir durumun duyulmamasını, yayılmamasını sağlayan önlemler alma
- "Onlar da rezaleti örtbas etmek için kızı Bursa'ya kaçırdılar." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Her türlü ayıbın örtbas olacağını sandığı bir uzak diyara alıp götürmüştür." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Bir durumun duyulmamasını, yayılmamasını sağlayan önlemler alma
- ÖRTÜŞ
-
-
[isim]
Örtme işi veya biçimi
-
[isim]
Örtme işi veya biçimi
- ÖRTÜK
-
-
[sıfat]
Örtülü, kapalı
-
[sıfat]
Örtülü, kapalı
- ÖRTME
-
-
[isim]
Örtmek işi
-
Baş örtüsü
-
Üstü kapalı, önü açık yer
- "Damın örtmesinin altında hasta koyunlara bakıyordu bir adamla beraber." (Yahya Kemal)
-
[isim]
Örtmek işi
- ÖRTÜ
-
-
[isim]
Örtmek için kullanılan şey
- "Hekim, hastanın üstündeki örtüyü açtı." (Memduh Şevket Esendal)
- "Kız Ayşe, anana söyle, seni örtüye soksun." (Ömer Seyfettin)
-
Yapılarda çatı, dam
-
[isim]
Örtmek için kullanılan şey