Başında ö olan 6 harfli 99 kelime var. Ö harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ö harfi olan kelimeler listesine ya da sonu ö harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ö bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÖDEMLİ
-
-
[sıfat]
Ödemi olan
-
[sıfat]
Ödemi olan
- ÖNAYAK
-
-
[sıfat]
Bir işte öncü, işi yürüten (kimse)
- "Bu işte de önayak olmuş ve neler becermiş." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Bir işte öncü, işi yürüten (kimse)
- ÖZENME
-
-
[isim]
Özenmek işi, özen
-
[isim]
Özenmek işi, özen
- ÖLÜMLÜ
-
-
[sıfat]
Gelip geçici, kalımsız, fâni
- "Onu hâlâ hiç olmazsa rüyalarında ölümlülerin sevdiği gibi sevebilir." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
İnsan
-
[sıfat]
Gelip geçici, kalımsız, fâni
- ÖDEYİŞ
- ...
- ÖVÜLME
-
-
[isim]
Övülmek işi
-
[isim]
Övülmek işi
- ÖLÇMEK
-
-
[-i]
En, boy, hacim, süre gibi nicelikleri kendi cinslerinden seçilmiş bir birimle karşılaştırıp kaç birim geldiklerini belirtmek
- "Dükkânda arşınla kumaş ölçmekle ömür çürütemeyeceğimi söyledim." (Necati Cumalı)
- "Değer yargılarımızı her an, hiç durmamacasına yeniden ölçüp biçmek zorunluluğumuz, işte bu aşağılanma sorunundan kaynaklanıyor." (Selim İleri)
-
Aşırı olmamasına dikkat etmek, kontrol etmek
- "Behiç cesaretini ölçtüğü zaman kendisini oldukça kuvvetli buldu." (Peyami Safa)
-
[-i]
En, boy, hacim, süre gibi nicelikleri kendi cinslerinden seçilmiş bir birimle karşılaştırıp kaç birim geldiklerini belirtmek
- ÖVÜNCE
-
-
[isim]
Övünmeye yol açan veya hak kazandıran şey, mefharet
-
[isim]
Övünmeye yol açan veya hak kazandıran şey, mefharet
- ÖDÜNCÜ
-
-
[isim]
Ödün veren, tavizci
- "Yüze gülücülüğün at oynattığı bir aydınlar ortamında küsebilmek bile insanı ödüncülerden ayıran bir nitelik oluyor." (Haldun Taner)
-
[isim]
Ödün veren, tavizci
- ÖĞÜRÜŞ
-
-
[isim]
Öğürme işi veya biçimi
-
[isim]
Öğürme işi veya biçimi
- ÖRÜLÜŞ
-
-
[isim]
Örülme işi veya biçimi
- "Bu ağır ve etkili örülüşün ilmikleri arasında sıkışıp inceliyor, ufak ufak koparak toz olup dağılıyordu." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Örülme işi veya biçimi
- ÖSTAKİ
-
-
[isim]
Östaki borusu
-
[isim]
Östaki borusu
- ÖLÜEVİ
-
-
[isim]
Bir yakını ölmüş olan aile
-
[isim]
Bir yakını ölmüş olan aile
- ÖVÜNME
-
-
[isim]
Övünmek işi, kıvanç, iftihar
- "Bu hatıralar sonradan birçok defa övünmeme vesile teşkil etmiştir." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Övünmek işi, kıvanç, iftihar
- ÖVÜNTÜ
-
-
[isim]
Övünülecek tutum veya davranış
- "İstikbalini sağlamış olmanın o sinire batan, manasız güveni, budalaca övüntüsü..." (Haldun Taner)
-
[isim]
Övünülecek tutum veya davranış
- ÖRÜNTÜ
-
-
[isim]
Olay veya nesnelerin düzenli bir biçimde birbirini takip ederek gelişmesi
-
[isim]
Olay veya nesnelerin düzenli bir biçimde birbirini takip ederek gelişmesi
- ÖDENİŞ
-
-
[isim]
Ödenme işi veya biçimi
-
[isim]
Ödenme işi veya biçimi
- ÖLÜNME
-
-
[isim]
Ölünmek işi veya durumu
-
[isim]
Ölünmek işi veya durumu
- ÖVÜNEK
-
-
[isim]
Övünülecek şey, övünç kaynağı veya sebebi
- "İnsanoğlu işte şimdi yine başlıca dayanağı ve övüneği olan sağduyusu ve bilinci ile eli şakağında düşünüyor." (Haldun Taner)
-
[isim]
Övünülecek şey, övünç kaynağı veya sebebi
- ÖBÜRKÜ
-
-
[zamir]
Öbürü
-
[zamir]
Öbürü