Başında ö olan 4 harfli 60 kelime var. Ö harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ö harfi olan kelimeler listesine ya da sonu ö harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında ö bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ÖĞLE

  1. [isim] Gün ortası, öğlen
    • "Ertesi gün öğleye kadar nasıl vakit geçireceğini bilemedi." (Peyami Safa)
  2. Öğle ezanı
  3. Öğle namazı
    • "Öğleyi de kılar, sonra ağıla çıkarım." (Ömer Seyfettin)

ÖVÜŞ

  1. [isim] Övme işi veya biçimi

ÖKSE

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Ökse otu saplarından veya çobanpüskülü kabuklarından çıkarılan yapışkan macun
  2. Bu macunla bulanarak kuş tutmakta kullanılan değnek
    • "Tepelere çıkıp kuşlara ökse kuralım." (Aka Gündüz)
  3. Erkekleri kendine bağlamasını bilen alımlı kadın

ÖVGÜ

  1. [isim] Birini, bir şeyi övmek için söylenen söz veya yazılan yazı, methiye
    • "İstanbul camilerinin övgüsü üstüne açtıkları konuşmalar bitmek bilmezdi." (Necati Cumalı)

ÖŞÜR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ondalık

ÖRGE

  1. [isim] Motif

ÖYKÜ

  1. [isim] Ayrıntılarıyla anlatılan olay
  2. Hikâye
    • "Çok yazamıyorum ama öyküler içinde yaşıyorum." (Nezihe Meriç)

ÖZET

  1. [isim] Bir yazı veya sözün anlamını daha kısa ve özlü biçimde veren yazı veya söz, hülasa, fezleke
    • "Romanın özeti."
  2. Filmin konusunu en kısa biçimde anlatan, bir senaryo çalışmasının ilk basamağı olan metin

ÖLME

  1. [isim] Ölmek işi, fevt, kabız, uful
    • "O kafile her vatandaşın maddi ve manevi hak, selamet ve saadeti için ölmeye gidiyordu." (Halide Edip Adıvar)

ÖTÜM
...
ÖTME

  1. [isim] Ötmek işi

ÖVEÇ

  1. [isim] İki üç yaşındaki erkek koyun
    • "Git kumandana söyle, öveç ise, ucuz olursa iki tane de benim için alsın, anladın mı?" (Memduh Şevket Esendal)

ÖZLÜ

  1. [sıfat] Özü olan, öz bölümü çokça olan
    • "Gönlüm dolu İstanbul'un en özlü sesiyle." (Yahya Kemal Beyatlı)
  2. Benliğinde, varlığında, yapısında herhangi bir nitelik bulunan
    • "Ben o kadar bedbaht, doğru özlü bir kadınım ki beni sonra anlayacaksınız." (Aka Gündüz)
  3. Yapışkan, verimli (toprak)
  4. Düşünceyi gereksiz söz kullanmadan bildiren
    • "Özlü anlatım."

ÖNLÜ
...
ÖĞÜR

  1. [isim] Akran
    • "Çoluk çocuk öylesine öğür oldular ki anları dışarıdan gören pekâlâ çok nüfuslu tek bir aile sanabilirdi." (Haldun Taner)
  2. Takım, fırka, zümre
  3. [sıfat] Öğrenmiş
  4. [sıfat] Alışmış, yadırganmaz olmuş, menus

ÖRÜM

  1. [isim] Sürünün gece veya sabaha karşı otlaması

ÖZGÜ

  1. [sıfat] Birine, bir şeye ait olan, belli bir kimsede veya şeyde bulunan, has, mahsus
    • "Hepsi de halis sporculara özgü sevimli bir çocukluk ve candanlık içinde kocamışlardı." (Haldun Taner)

ÖZNE

  1. [isim] Bir cümlede bildirilen işi yapan, yüklemin bildirdiği durumu üzerine alan kimse veya şey, fail, süje: Çocuk uyudu. Çocuk henüz küçüktür cümlelerinde çocuk sözü öznedir
  2. Bilinci, sezgisi, düş gücü olan, bazı filozoflara göre de dış dünyaya karşıt olan birey

ÖZÜT

  1. [isim] Bir maddenin herhangi bir yolla elde edilmiş olan özü, ekstre

ÖRÜŞ

  1. [isim] Örme işi veya biçimi

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü