Başında çok olan 18 kelime var. Çok ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde çok olan kelimeler listesine ya da sonu çok ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında çok bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
ÇOKBİLMİŞLİK
ÇOKLARINCA
ÇOKBİLMİŞ
ÇOKÇULUK, ÇOKLUKLA, ÇOKRAĞAN, ÇOKSAMAK, ÇOKSATAR
ÇOKLARI, ÇOKSAMA
ÇOKGEN, ÇOKLUK, ÇOKTAN
ÇOKAL, ÇOKÇA, ÇOKÇU, ÇOKLU
ÇOK
K O Ç Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ÇOK, KOÇ
2 Harfli Kelimeler
OK
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇOKBİLMİŞLİK
-
-
[isim]
Çokbilmiş olma durumu
- "Zekâ gösterisine yeltenmemiş, çokbilmişlik taslamamıştı." (Kemal Tahir)
-
[isim]
Çokbilmiş olma durumu
- ÇOKLARINCA
-
-
[zarf]
Birçok kimse tarafından
-
[zarf]
Birçok kimse tarafından
- ÇOKBİLMİŞ
-
-
[sıfat]
Her şeye aklı eren, zeki, akıllı
- "Ama bunun lafını bile etmiyor, çokbilmiş görünmek istemez." (Tarık Buğra)
-
Çıkarını bilen, kurnaz
- "O ne çokbilmiş bir kadın." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Her şeye aklı eren, zeki, akıllı
- ÇOKÇULUK
-
-
[isim]
Gerçekçiliğin açıklanmasında birden çok ilkenin temelde bulunduğunu kabul eden öğreti, tekçilik karşıtı, plüralizm
-
[isim]
Gerçekçiliğin açıklanmasında birden çok ilkenin temelde bulunduğunu kabul eden öğreti, tekçilik karşıtı, plüralizm
- ÇOKSATAR
-
-
[isim]
En çok satılan yayın
-
[isim]
En çok satılan yayın
- ÇOKLUKLA
-
-
[zarf]
Genellikle
- "Bazen yumurta pişiriyor, çoklukla yoğurt, peynir, salata, meyve, soğuk etler gibi şeylerle karın doyuruyordu." (Necati Cumalı)
-
[zarf]
Genellikle
- ÇOKSAMAK
-
-
[-i]
Çok görmek
-
[-i]
Çok görmek
- ÇOKRAĞAN
-
-
[isim]
Gür kaynak
-
[isim]
Gür kaynak
- ÇOKLARI
-
-
[zamir]
Birçoğu
- "Çoklarını dinledim."
-
[zamir]
Birçoğu
- ÇOKSAMA
-
-
[isim]
Çoksamak işi
-
[isim]
Çoksamak işi
- ÇOKLUK
-
-
[isim]
Sayı veya ölçü yönünden çok olma durumu, çoğul, kesret, ekseriyet, teklik karşıtı
- "Anayasa değişikliklerinde iptale karar verebilmesi için üçte iki oy çokluğu şarttır." (Anayasa)
-
Çoğunluk
- "O akşam kibarların geleceğini, smokin hatta frakların çoklukta olacağını söyledi." (Halide Edip Adıvar)
-
Kelimelerin belirli eklerle birden çok varlığı veya kişiyi bildirme biçimi, çoğul, cem
-
[zarf]
Sık sık, çokça, çok kez
- "Ben çokluk ata binmediğim için birkaç ay içinde at toplandı, semirdi ve güzelleşti." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Sayı veya ölçü yönünden çok olma durumu, çoğul, kesret, ekseriyet, teklik karşıtı
- ÇOKGEN
-
-
[isim]
Açı oluşturacak biçimde dörtten çok kenardan oluşan kapalı şekil, poligon
-
[isim]
Açı oluşturacak biçimde dörtten çok kenardan oluşan kapalı şekil, poligon
- ÇOKTAN
-
-
[zarf]
Çok zaman önce, çok zamandan beri, öteden beri, uzun süreden beri
- "İçeri girdiklerinde birinci film çoktan başlamış hatta sonuna bile yaklaşmıştı." (Haldun Taner)
-
[zarf]
Çok zaman önce, çok zamandan beri, öteden beri, uzun süreden beri
- ÇOKLU
-
-
[sıfat]
İçinde birden çok işlev barındıran
-
[sıfat]
İçinde birden çok işlev barındıran
- ÇOKAL
-
-
[isim]
Savaşlarda giyilen zırh
-
[isim]
Savaşlarda giyilen zırh
- ÇOKÇA
-
-
[zarf]
Çok olarak
- "Benden utanırlar, odada çokça koca lakırtısı olsa kalkar kaçarlar." (Memduh Şevket Esendal)
-
Aşırı, fazla
- "Çokça alıngan olduğu için arkadaşları onunla sık sık bozuşuyor." (Salâh Birsel)
-
[zarf]
Çok olarak
- ÇOKÇU
-
-
Çokçuluk öğretisini benimseyen (kimse), plüralist
-
Çokçuluk öğretisini benimseyen (kimse), plüralist
- ÇOK
-
-
[sıfat]
Sayı, nicelik, değer, güç, derece vb. bakımından büyük ve aşırı olan, az karşıtı
- "Bana matematik çok kolay geldi." (Falih Rıfkı Atay)
- "Mehmetçiğimiz ayrıca anıtlara layıktır. Onun köylere kadar anıtlaştırılmasını çok görmem." (Peyami Safa)
- "Sonra, çok şükür biz de bu dünyada bir şeyler gördük, diyerek rahat rahat ölür." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
[zarf]
Aşırı bir biçimde
- "Ben annemi çok severim."
-
[sıfat]
Sayı, nicelik, değer, güç, derece vb. bakımından büyük ve aşırı olan, az karşıtı