Sonunda ç olan 6 harfli 106 kelime var. Ç harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ç harfi olan kelimeler listesine ya da başında ç harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BİLGİÇ
-
-
[isim]
Bilgili kimse
- "Bazı bilgiç hekimler dillerinin makarasını çözerler, tıptan anlamayan hastalarına tıbbi ıstılahlar kullanarak dert anlatırlar." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Bilgisiz olmasına rağmen bilgili görünmek isteyen, bilgili geçinen kimse
-
[isim]
Bilgili kimse
- KAYNAÇ
-
-
[isim]
Volkan bölgelerinde, belli aralıklarla su ve buhar fışkırtan sıcak kaynak, gayzer
-
[isim]
Volkan bölgelerinde, belli aralıklarla su ve buhar fışkırtan sıcak kaynak, gayzer
- GÜVENÇ
-
-
[isim]
Güvenme duygusu, itimat
- "Anneler babalar çocuklarını yarına güvençle yetiştireceklerdir." (Selim İleri)
-
[isim]
Güvenme duygusu, itimat
- TERVİÇ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir düşünceyi tutma, destekleme
- "Fikir hürriyetini terviç eden teşekküller İslam memleketlerinde kökleşmiş bulunuyordu." (Asaf Halet Çelebi)
-
[isim]
Bir düşünceyi tutma, destekleme
- ÇALGIÇ
-
-
[isim]
Mızrap
-
Bahçe süpürgesi, çalkı
-
[isim]
Mızrap
- BİLİNÇ
-
-
[isim]
İnsanın kendisini ve çevresini tanıma yeteneği, şuur
- "İnsanın herhangi bir araçla ne yaşadığının bilincine varmasının bir doyum ve haz kaynağı olduğu unutulmamalıdır." (Ahmet Cemal)
- "Zırhlı otomobilin mitralyözü tarafından biçilir biçilmez, bilincini yitiriyor." (Atilla İlhan)
-
Bir toplumdaki ruhsal etkinliklerin veya ruhsal durumların bütünü
-
Dimağ
-
Temel bilgi, temel görüş
-
Algı ve bilgilerin zihinde duru ve aydınlık olarak izlenme süreci, şuur
- "Davranışlarını bir an önce bilincinin denetiminden kurtarmak için kadehleri birer dikişte boşaltmaya mı başladı?" (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
İnsanın kendisini ve çevresini tanıma yeteneği, şuur
- BOĞUNÇ
-
-
[isim]
Aşırı sıkıntı, üzüntü, kasvet, bunalım
- "Bize daima yakın tarihimizin kaygılar, boğunçlar uyandıracak siyasalarından birer portre çizmeyi amaçlamış gibidir." (Selim İleri)
-
[isim]
Aşırı sıkıntı, üzüntü, kasvet, bunalım
- KULUNÇ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Şiddetli omuz ve sırt ağrısı
- "Nefesi, kulunca, sıtmaya, havaleye, saraya, çarpıntıya birebirmiş." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
- "Ayağıma fena kulunç girdi, diye topallayarak onları takip etti." (Burhan Felek)
-
[isim]
Şiddetli omuz ve sırt ağrısı
- YARGIÇ
-
-
[isim]
Millet adına, yargı yetkisini kullanarak yasaya aykırı davranışlarda veya uyuşulmayan işlerde yasayı yerine getirmekle, adaleti gerçekleştirmekle görevli kimse, hâkim
-
[isim]
Millet adına, yargı yetkisini kullanarak yasaya aykırı davranışlarda veya uyuşulmayan işlerde yasayı yerine getirmekle, adaleti gerçekleştirmekle görevli kimse, hâkim
- GÜLLAÇ
-
-
[isim]
Nişastadan yapılan, çok ince kuru yufka
-
Bu yufkadan hazırlanan tatlı
- "Bir ramazan güllacı yemiştim muhallebicinin birinde, ne güzeldi..." (Nazlı Eray)
-
Kolayca yutulamayan, tadı hoş olmayan toz durumundaki bazı ilaçların içine konuldukları, nişastadan küçük kap
-
[isim]
Nişastadan yapılan, çok ince kuru yufka
- KAYKAÇ
- ...
- YALVAÇ
-
-
[isim]
Peygamber
- "Kendini her şeyi önceden görmüş, biraz ermiş, biraz aziz, biraz yalvaç gibi hissediyor." (Murathan Mungan)
-
[isim]
Peygamber
- BÖLMEÇ
-
-
[isim]
Ambalaj içinde bulunan malları birbirinden ayırmaya yarayan koruyucu parça
-
[isim]
Ambalaj içinde bulunan malları birbirinden ayırmaya yarayan koruyucu parça
- SARNIÇ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yağmur suyu biriktirmeye yarayan yer altı su deposu
- "Birlikte kalenin sarnıcına kadar yürüdüler." (Refik Halit Karay)
-
Gemilerde bulunan sacdan yapılmış tatlı su deposu
-
[isim]
Yağmur suyu biriktirmeye yarayan yer altı su deposu
- DELGİÇ
-
-
[isim]
Ucu sivri demirli, ağaçtan tutacak yeri olan ve tütün dikmeye yarayan araç
-
[isim]
Ucu sivri demirli, ağaçtan tutacak yeri olan ve tütün dikmeye yarayan araç
- HÖRGÜÇ
-
-
[isim]
Devenin sırtındaki tümsek, çıkıntı
-
Bu çıkıntıya benzeyen tümsek, çıkıntı
- "Yüksek yaylalara hörgüçler gibi çökmüş dağları ile ufkumuzu kapladı." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
[isim]
Devenin sırtındaki tümsek, çıkıntı
- TUTMAÇ
-
-
[isim]
Dört köşe kesilmiş küçük hamur parçalarından yapılan yoğurtlu çorba
-
[isim]
Dört köşe kesilmiş küçük hamur parçalarından yapılan yoğurtlu çorba
- KIRBAÇ
-
-
[isim]
Tek parça deri veya uzun esnek bir değneğin ucuna sırım bağlanarak yapılmış vurma aracı
- "Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı / Bir dakika araba yerinde durakladı." (Faruk Nafiz Çamlıbel)
-
[isim]
Tek parça deri veya uzun esnek bir değneğin ucuna sırım bağlanarak yapılmış vurma aracı
- SAĞDIÇ
-
-
[isim]
Düğünde gelin veya güveyiye kılavuzluk eden kimse
-
[isim]
Düğünde gelin veya güveyiye kılavuzluk eden kimse
- SİLGEÇ
-
-
[isim]
Silecek
-
[isim]
Silecek