Sonunda ç olan 4 harfli 45 kelime var. Ç harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ç harfi olan kelimeler listesine ya da başında ç harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

PUNÇ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Çay, şeker, tarçın, limon karışımına rom veya kanyak gibi damıtılmış alkollü bir içki katılarak yapılan ve bu içkinin buharlaşan alkolü yakıldıktan sonra içilen içki

PANÇ
...
FELÇ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İnme
    • "Babam kendisine felç geldiği zaman beni affetti ve çağırttı." (Peyami Safa)
    • "Yağmur yüzünden trafik felce uğradı."
    • "Sigara içmeyiz, nikotinin yarın bize yapabileceği fenalıkları düşünmek elimizi felce uğratır." (Peyami Safa)

DREÇ

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Ağlı kepçe, tarama ağı
    • "Dreçlerle, algarnalarla, manyetolarla avlanmak."

BORÇ

  1. [isim] Geri verilmek üzere alınan veya ödenmesi gerekli para veya başka bir şey
    • "Vaktim yok, bana para bul, şu borcu ödeyeyim, söz verdim." (Peyami Safa)
    • "On beş lira borç aldıktan sonra eve döndüm." (Halide Edip Adıvar)
    • "Altlarında şilte, dolaplarında eşya kalmadı ama kimseye de borç yapmadılar." (Peyami Safa)
    • "Babasından bir şey koparamadığı zaman borç ediyor, sonra ona ödetiyordu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. Birine karşı bir şeyi yerine getirme yükümlülüğü, vecibe
    • "Vatan borcu biter bitmez ordayım." (Bekir Sıtkı Erdoğan)

EMEÇ

  1. [isim] Su ve kara yosunlarının, kökü andıran tutunma organı

ULAÇ

  1. [isim] Zarf-fiil

İLİÇ
...
FERÇ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Dişi canlılarda üreme organının dış bölümü, vulva

AVUÇ

  1. [isim] Elin iç tarafı, apaz, hapaz
    • "Balo ve kokteyl partisine bir davetiye alabilmek için keselerinin ağzını açmak kifayet etmezse, avuçlarını açarlar." (Haldun Taner)
    • "Sen avucunu yalarsın! Beni daha fazla rahatsız etme, tamam mı?" (Erhan Bener)
    • "Sizin analarınızın, babalarınızın hayat idealini avucumun içi gibi bilirim." (Haldun Taner)
  2. Elin yarı yumulmuş durumu
    • "Buğdayı avucu ile aldı."

DERÇ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Alma, toplama
  2. Kaydetme

BRİÇ

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Dört kişi arasında oynanan bir iskambil oyunu
    • "Briç masasında operetçi Muhlis Sabahattin başı çeker." (Salâh Birsel)

MURÇ

Kelime Kökeni : Ermenice

  1. [isim] Betonu kırmakta veya betona delik açmakta kullanılan sivri uçlu, çelikten yapılmış bir alet

TUNÇ

  1. [isim] Koyu kızıl renkte olan, bakır, çinko ve kalay alaşımı, bronz
    • "Başında kalpak tunçtan bir miğfer gibi duruyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. [sıfat] Bu alaşımdan yapılmış olan

AĞAÇ

  1. [isim] Meyve verebilen, gövdesi odun veya kereste olmaya elverişli bulunan ve uzun yıllar yaşayabilen bitki
    • "Neredesin yahu, seni bekleye bekleye ağaç olduk."
  2. [sıfat] Bu gibi bitkilerin gövdesinden ve dallarından yapılan
    • "Ağaç tekne."
  3. Direk

BURÇ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kale duvarlarından daha yüksek, yuvarlak, dört köşe veya çok köşeli kale çıkıntısı
    • "Surun yıkık burçlarından baykuşlar gülüyor." (Haldun Taner)
  2. Zodyak üzerinde yer alan on iki takımyıldıza verilen ortak ad
  3. Demir aksamın birbirine değmesini engellemek, boşlukları doldurmak amacıyla sarı, karbon, plastik vb.nden yapılan bir motor parçası

ARAÇ

  1. [isim] Bir iş yapmakta veya sonuçlandırmakta, gücünden yararlanılan nesne
  2. Kişiler veya nesneler arasında bağlantı sağlayan şey, vasıta
    • "Dil, anlaşmayı sağlayan bir araçtır."
  3. Taşıt
    • "Taşıt araçlarına hiç binmez, yaz kış asker postalları ile kilometrelerce yolu yaya yürürdü." (Haldun Taner)

KIRÇ

  1. [isim] Kışın, sisli havalarda, ağaç dallarını, toprak çıkıntılarını vb. yerleri kaplayan buz tabakası

ANAÇ

  1. [isim] Yemiş verecek durumdaki ağaç
    • "Bir yıllanmış ağaca anaç derler, babaç demezler." (Burhan Felek)
  2. Yavru yetiştirecek duruma gelmiş olan hayvan
  3. [sıfat] İri, kart
    • "Ön sıranın başına oturmuş, iki anaç kız, baş başa konuşuyorlar." (Memduh Şevket Esendal)
  4. [sıfat] Kurnaz
  5. [sıfat] Deneyli, bilgili
  6. [sıfat] Başına buyruk

PENÇ
...
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü