Başında ç olan 5 harfli 224 kelime var. Ç harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ç harfi olan kelimeler listesine ya da sonu ç harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ç bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇECİK
-
-
[isim]
Madenî kulp, halka, çivi
-
[isim]
Madenî kulp, halka, çivi
- ÇELEK
-
-
[isim]
Boynuzu kırık veya eğri hayvan
-
[isim]
Boynuzu kırık veya eğri hayvan
- ÇÖPÇÜ
-
-
[isim]
Evlerden çöpleri toplayan veya sokakları süpüren temizlik işçisi
-
[isim]
Evlerden çöpleri toplayan veya sokakları süpüren temizlik işçisi
- ÇİZME
-
-
[isim]
Koncu diz kapaklarına kadar çıkan bir çeşit ayakkabı
- "Bedevi kadınları altı iri çivili bir tür yarım çizme giyiyorlar." (Refik Halit Karay)
- "Daha çoğunu istemeye kalkarsa iş değişir o zaman; buna çizmeden yukarı çıkmak denir, herkes haddini bilmeli." (Melih Cevdet Anday)
- "Yaptığım işe hâlâ şaşmaktan ve inanamamaktan vazgeçemediğim hâlde çizmeleri çekmiştim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Koncu diz kapaklarına kadar çıkan bir çeşit ayakkabı
- ÇALGI
-
-
[isim]
Müzik aleti, çalgı aleti, enstrüman
- "Şu evde ne zaman iki tel çalgı çalsak mahalleli söylemediğini bırakmıyor." (Peyami Safa)
-
Çalgı çalma, müzik
- "Sokağın dibinde çalgı sesleri işiterek birkaç adım ilerledi." (Peyami Safa)
-
Müzik topluluğu
- "Çalgı, yerine geçmiş oturmuştu." (Ercüment Ekrem Talu)
-
[isim]
Müzik aleti, çalgı aleti, enstrüman
- ÇUBUK
-
-
[isim]
Körpe dal
- "Asma çubukları taze de duman yapıyor, duman kaçtı gözüme." (Cahit Uçuk)
-
Değnek biçiminde ince, uzun ve sert olan şey
- "Sıcak bir demir çubuktan niçin elini çekiyorsun?" (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
Tütün içmek için kullanılan uzun ağızlık
- "Sabahtan başlar, akşama kadar çubuk içer." (Memduh Şevket Esendal)
-
Kumaşta düz çizgi
-
Ana direkler üzerine sürülen ikinci ve üçüncü direk parçası
-
[isim]
Körpe dal
- ÇELEN
-
-
[isim]
Ev saçağı
-
[isim]
Ev saçağı
- ÇİMME
-
-
[isim]
Çimmek işi
-
[isim]
Çimmek işi
- ÇEPEZ
-
-
[isim]
Bozuk ipek kozası
-
[isim]
Bozuk ipek kozası
- ÇİRİŞ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Çiriş otunun kökünün öğütülmesiyle yapılan ve su ile karılarak tutkal gibi kullanılan esmer, sarı bir toz
-
[isim]
Çiriş otunun kökünün öğütülmesiyle yapılan ve su ile karılarak tutkal gibi kullanılan esmer, sarı bir toz
- ÇATAK
-
-
[isim]
İki dağ yamacının kesişmesi ile oluşmuş dere yatağı
- "Karakaçanı, Armutdere çataklarında bu Bozdayı tepelediydi." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Yapışık, ikiz (meyve)
-
[sıfat]
Kavgacı
-
[isim]
İki dağ yamacının kesişmesi ile oluşmuş dere yatağı
- ÇİZİŞ
-
-
[isim]
Çizme işi veya biçimi
-
[isim]
Çizme işi veya biçimi
- ÇÖMEZ
-
-
[isim]
Medreselerde müderrisin hizmetine bakan ve ondan ders alan öğrenci
- "Bu çömez deminden beri nerede idi?" (Halit Fahri Ozansoy)
-
Birinin kendi işini öğreterek yetiştirmeye başladığı kimse
-
[isim]
Medreselerde müderrisin hizmetine bakan ve ondan ders alan öğrenci
- ÇATIK
-
-
[sıfat]
Çatılmış olan
- "O çatık kara kaşlı, al yanaklı hanımın kucağına oturmak lazım gelmişti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Çatılmış olan
- ÇÜRÜK
-
-
[sıfat]
Çürümüş olan
- "Yabancı, kirli, çürük dişlerini göstererek gülümsüyordu." (Ömer Seyfettin)
-
Sağlam ve dayanıklı olmayan
- "Çürükleri barındırmaz yaylaların yaylası." (Haldun Taner)
-
İş göremez, hastalıklı
-
Sağlam bir temele veya kanıtlara dayanmayan
- "Çürük dava. Çürük iddia."
-
Sakat
-
[isim]
Vurma veya sıkıştırma yüzünden vücutta oluşan mor leke
- "Hemen her gece sille tokat adamakıllı dayak yiyor, her yanı çürük içinde." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Çürümüş olan
- ÇEŞME
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Genellikle yol kenarlarında herkesin yararlanması için yapılan, borularla gelen suyun bir oluktan veya musluktan aktığı, yalaklı su hazinesi veya yapısı, pınar
-
[isim]
Genellikle yol kenarlarında herkesin yararlanması için yapılan, borularla gelen suyun bir oluktan veya musluktan aktığı, yalaklı su hazinesi veya yapısı, pınar
- ÇATIŞ
-
-
[isim]
Çatma işi veya biçimi
-
[isim]
Çatma işi veya biçimi
- ÇÖKEL
-
-
[isim]
Taşan bir suyun çekildikten sonra bıraktığı tortu
-
Çökelti
-
[isim]
Taşan bir suyun çekildikten sonra bıraktığı tortu
- ÇIKIM
- ...
- ÇINAR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
İki çeneklilerden, 30 m'ye kadar uzayabilen, gövdesi kalın, uzun ömürlü, geniş yapraklı bir ağaç (Platanus)
-
[isim]
İki çeneklilerden, 30 m'ye kadar uzayabilen, gövdesi kalın, uzun ömürlü, geniş yapraklı bir ağaç (Platanus)