Sonunda ü olan 5 harfli 87 kelime var. Ü harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ü harfi olan kelimeler listesine ya da başında ü harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇÖZGÜ
-
-
[isim]
Dokumacılıkta atkıların geçirildiği uzunlamasına ipler, arış
-
[isim]
Dokumacılıkta atkıların geçirildiği uzunlamasına ipler, arış
- ÇÜNKÜ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[bağlaç]
Şundan dolayı, şu sebeple, zira
- "Ben şimdi sizin fikrinizi tenkit etmeyeceğim çünkü faydasızdır." (Ömer Seyfettin)
-
[bağlaç]
Şundan dolayı, şu sebeple, zira
- ÜZÜCÜ
-
-
[sıfat]
Üzüntü veren, acıklı
- "Üzücü bir durum."
-
[sıfat]
Üzüntü veren, acıklı
- SÜTSÜ
-
-
[sıfat]
Sütü andıran, süte benzeyen, süt gibi
-
[sıfat]
Sütü andıran, süte benzeyen, süt gibi
- ÇÖRKÜ
-
-
[isim]
Sayı boncuğu
-
[isim]
Sayı boncuğu
- DÜŞKÜ
-
-
[isim]
Uğraşı
-
[isim]
Uğraşı
- SÖZLÜ
-
-
[sıfat]
Sözle, konuşma biçiminde yapılan, şifahi, yazılı karşıtı
- "Sözlü sınav."
-
[isim]
Evlenmek için birbirine söz vermiş olan kimse, yavuklu
-
[sıfat]
Sözle, konuşma biçiminde yapılan, şifahi, yazılı karşıtı
- GÜÇLÜ
-
-
[sıfat]
Gücü olan, kuvvetli, yavuz
- "Hele kendini güçlü hissederse tetik ol, basbayağı saldırganlaşır." (Atilla İlhan)
-
Şiddeti çok olan
-
Etkisi, önemi büyük olan, sözü geçer, forslu
-
Nitelikleri ile etki yaratan, etkili
- "Kitabında ne kadar güçlü ve üslup sahibi bir yazar olduğunu belgeler." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Gücü olan, kuvvetli, yavuz
- SÜRGÜ
-
-
[isim]
Kapının kapanması için arkasına yatay olarak yerleştirilen demir veya ağaç kol, tırkaz, sürme
-
Sürülmüş tarlayı bastırmak ve düzeltmek için kullanılan, taştan veya ağaç kütüğünden tarım aracı, tapan
-
Sıvayı bastırıp düzeltmek için kullanılan büyük mala
-
Hastanın büyük ve küçük abdestini yapabilmesi için altına sürülen kap
-
Çoğu kez bölümlere ayrılmış bir çubuk üzerinde veya bir cetvelin, bir kumpasın ortasına açılmış bir oluk içinde kayabilen sivri uç veya küçük lama
-
[isim]
Kapının kapanması için arkasına yatay olarak yerleştirilen demir veya ağaç kol, tırkaz, sürme
- TÜTSÜ
-
-
[isim]
Dinî törenlerde çevrenin güzel kokmasını sağlamak, büyü veya ilaç yapmak amacıyla yakılan kokulu madde
- "Arziya Hanım da perilerle mutat olan konsültasyonu yaptıktan sonra bana bir tütsü verdi. Nazar değmiş olduğunu ve fazla çalıştırmamalarını tavsiye etti." (Haldun Taner)
-
İçki
-
[isim]
Dinî törenlerde çevrenin güzel kokmasını sağlamak, büyü veya ilaç yapmak amacıyla yakılan kokulu madde
- KÖYCÜ
-
-
[isim]
Köy sorunlarını kendine iş edinen, köylerin ve köylülerin kalkınması yolunda çalışan kimse
-
[isim]
Köy sorunlarını kendine iş edinen, köylerin ve köylülerin kalkınması yolunda çalışan kimse
- TÖRPÜ
-
-
[isim]
Ağaç, kurşun, kalay vb. yumuşak metallerin kabasını almaya yarayan, dişleri uzun ve aralıklı olan eğe
-
Bir şeyin yüzündeki pürüzleri gidermek, düzgünleştirmek için kullanılan kısa, ince, pürtüklü eğe
- "Tırnak törpüsü."
-
[isim]
Ağaç, kurşun, kalay vb. yumuşak metallerin kabasını almaya yarayan, dişleri uzun ve aralıklı olan eğe
- KÜNCÜ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Susam tanesi
-
[isim]
Susam tanesi
- STATÜ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir kimsenin, bir kurum veya bir toplum içindeki durumu
-
Kadro bakımından bağlı olduğu durum, pozisyon
- "Kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri siyasi partilere giremezler." (Anayasa)
-
Tüzük
-
Heykel
- "Köyün evlerinin toprağından yapılmış, canlı, ilkel bir statü düşündüm." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Bir kimsenin, bir kurum veya bir toplum içindeki durumu
- ÖVÜCÜ
-
-
[sıfat]
Öven (kimse veya şey)
- "Bir romanın üzerine övücü saptayımlarda bulunmasına sevindim."
-
[sıfat]
Öven (kimse veya şey)
- KÜRSÜ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kalabalığa karşı konuşma yapanların önünde bulunan yüksekçe yer
- "İki gün süren tartışmalardan sonra Mustafa Kemal kürsüye geldi." (Falih Rıfkı Atay)
-
Ana bilim dalı
- "Türk Dili Kürsüsü. Yakın Çağ Tarihi Kürsüsü."
-
Sandalye
-
Bir fakültede araştırma ve öğretim birimi, bölüm
-
[isim]
Kalabalığa karşı konuşma yapanların önünde bulunan yüksekçe yer
- KÜTLÜ
-
-
Çekirdekli, çiğitli pamuk
- "Kütlüler ak öbeklerle ovaya yayılmıştı." (Yahya Kemal)
-
Çekirdekli, çiğitli pamuk
- BÜRGÜ
-
-
[isim]
Baş örtüsü
-
Çarşaf
-
Atkı
-
İnce perde
-
[isim]
Baş örtüsü
- LÜPÇÜ
-
-
[isim]
Bedavacı
-
[isim]
Bedavacı
- GÜNLÜ
-
-
[sıfat]
Tarihli
- "25 Ağustos 1967 günlü yazı."
-
Belli bir zamanla sınırlı
- "Bu yazı günlüdür."
-
[sıfat]
Tarihli