Başında ü olan 5 harfli 52 kelime var. Ü harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ü harfi olan kelimeler listesine ya da sonu ü harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ü bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÜZMEK
 - 
    
- 
                        [-i]
                    
                        Üzüntü vermek
                    
                    
- "Onu biraz üzerim ama zekâsına da bayılırım." (Sait Faik Abasıyanık)
 
 - 
                    
                        Bir şeyi gerip çekerek gevşetmek, sürterek aşındırmak
                    
                    
- "Odunlar eşeğin sırtını üzüyordu." (Halikarnas Balıkçısı)
 
 
 - 
                        [-i]
                    
                        Üzüntü vermek
                    
                    
 - ÜRDÜN
 - ...
 - ÜSKÜF
 - 
    
Kelime Kökeni : Rumca
- 
                        [isim]
                    
                        Yüksek aşamadaki yeniçeri subaylarının giydikleri, yarısı arkaya sarkan uzun bir sarık
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Yüksek aşamadaki yeniçeri subaylarının giydikleri, yarısı arkaya sarkan uzun bir sarık
                    
                    
 - ÜLSER
 - 
    
Kelime Kökeni : Fransızca
- 
                        [isim]
                    
                        Sindirim organlarında ve özellikle mide ile onikiparmak bağırsağında görülen yara, karha
                    
                    
- "Midesindeki ülsere salık verilmiş birkaç kocakarı ilacı her zaman iyi gelmez." (Sait Faik Abasıyanık)
 
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Sindirim organlarında ve özellikle mide ile onikiparmak bağırsağında görülen yara, karha
                    
                    
 - ÜNVAN
 - ...
 - ÜNDEŞ
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Benzer sesle biten söz veya cümle
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Benzer sesle biten söz veya cümle
                    
                    
 - ÜNLEM
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Türlü duyguları anlatan veya bir doğa sesini yansıtan kelime, nida: Ah! oh! şak, çat vb
                    
                    
 - 
                    
                        Ünlem işareti
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Türlü duyguları anlatan veya bir doğa sesini yansıtan kelime, nida: Ah! oh! şak, çat vb
                    
                    
 - ÜNİTE
 - 
    
Kelime Kökeni : Fransızca
- 
                        [isim]
                    
                        Birlik, birleşmiş olma durumu
                    
                    
 - 
                    
                        Bir kümenin her elemanı veya bir çokluğu oluşturan varlıkların her biri, birim
                    
                    
 - 
                    
                        Dersin bölümlerinden her biri
                    
                    
 - 
                    
                        Birim
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Birlik, birleşmiş olma durumu
                    
                    
 - ÜÇLER
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Halkın inançlarına göre üç kişilik ermişler topluluğu
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Halkın inançlarına göre üç kişilik ermişler topluluğu
                    
                    
 - ÜSLUP
 - 
    
Kelime Kökeni : Arapça
- 
                        [isim]
                    
                        Anlatma, oluş, deyiş veya yapış biçimi, tarz
                    
                    
- "Akşam içinde en büyük üstatların eserleri kadar mükemmel ve muhteşem olan tabiat bize bir eda ve üslup dersi verir." (Abdülhak Şinasi Hisar)
 
 - 
                    
                        Bir sanatçıya, bir çağa veya bir ülkeye özgü teknik, renk, biçimlendirme ve söyleyiş özelliği, biçem, stil
                    
                    
- "Bu üslup ruhumun yazıma akseden hâletini gösteriyor." (Refik Halit Karay)
 
 - 
                    
                        Sanatçının görüş, duyuş, anlayış ve anlatıştaki özelliği veya bir türün, bir çağın kendine özgü anlatış biçimi, biçem, tarz, stil
                    
                    
- "Üslup beyan aynıyla insandır." (Yahya Kemal Beyatlı)
 
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Anlatma, oluş, deyiş veya yapış biçimi, tarz
                    
                    
 - ÜZLÜK
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Topraktan yapılmış, kulpsuz, küçük çömlek
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Topraktan yapılmış, kulpsuz, küçük çömlek
                    
                    
 - ÜDEBA
 - 
    
Kelime Kökeni : Arapça
- 
                        [isim]
                    
                        Yazarlar, edipler
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Yazarlar, edipler
                    
                    
 - ÜLKER
 - ...
 - ÜTÜLÜ
 - 
    
- 
                        [sıfat]
                    
                        Ütülenmiş, ütü ile buruşuklukları giderilmiş
                    
                    
- "Ayağında beyaz, yeni ütülü bir pantolon, üstünde bir fildekoz var." (Peyami Safa)
 
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Ütülenmiş, ütü ile buruşuklukları giderilmiş
                    
                    
 - ÜRÜME
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Ürümek işi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Ürümek işi
                    
                    
 - ÜZERİ
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Bir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı
                    
                    
- "Bunların üzerinden ustalıkla atlayarak gemiye doğru yürüdü." (Sait Faik Abasıyanık)
 
 - 
                    
                        Varlık, kimlik
                    
                    
- "Bu sözler, Mebrure'nin üzerinde derin ve kuvvetli bir tesir bıraktı." (Peyami Safa)
 
 - 
                    
                        Bir şeyin görülen yanı, yüzü
                    
                    
 - 
                    
                        Bir şeyin dış yüzü, yüzey
                    
                    
 - 
                    
                        Giysi
                    
                    
 - 
                    
                        Vücut, beden
                    
                    
- "Gece sıcak olduğu için üzerine yalnız ince bir pike örtü örttük." (Reşat Nuri Güntekin)
 
 - 
                    
                        Artan, geriye kalan bölüm
                    
                    
- "Alışverişin üzeri."
 
 - 
                    
                        Bazı tamlamalarda zaman bildiren bir söz
                    
                    
- "Sonra yine böyle durgun, yine sıcak, öğle üzerleri vardır, herkesin uykuya vardığı, araba seslerinin kesildiği, sokakların tenhalaştığı bomboş, çıplak öğle üzerleri." (Refik Halit Karay)
 
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Bir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı
                    
                    
 - ÜZÜNÇ
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Üzüntü
                    
                    
- "Çocukların oyun gürültülerinde bile insanı burkan bir üzünç gizlidir." (Selim İleri)
 
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Üzüntü
                    
                    
 - ÜFLEÇ
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Kaynak yapımında, metalleri kesme ve eritme işlemlerinde kullanılan, alev püskürten araç, hamlaç
                    
                    
 - 
                    
                        Laboratuvarlarda yüksek ısı elde edilen araç, hamlaç
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Kaynak yapımında, metalleri kesme ve eritme işlemlerinde kullanılan, alev püskürten araç, hamlaç
                    
                    
 - ÜREME
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Üremek durumu
                    
                    
 - 
                    
                        Canlıların cinsel hücrelerinin birleşmesinden ortaya çıkan tohumla veya doğrudan doğruya oluşturdukları sporlarla çoğalmaları, tenasül
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Üremek durumu
                    
                    
 - ÜÇTAŞ
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Üç taşla oynanan bir tür çocuk oyunu
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Üç taşla oynanan bir tür çocuk oyunu