Başında ö olan 7 harfli 136 kelime var. Ö harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ö harfi olan kelimeler listesine ya da sonu ö harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında ö bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ÖTÜŞMEK

  1. [nsz] Birlikte veya karşılıklı ötmek
    • "Bir dakika evvel yaprakların arasında ötüşen kuşlar susuyor, gece oluyordu." (Memduh Şevket Esendal)

ÖĞLENCİ

  1. [isim] İkili öğretim yapan okullarda öğleden sonra ders gören öğrenci, sabahçı karşıtı

ÖRTÜNÜŞ
...
ÖNCÜLÜK

  1. [isim] Öncü olma durumu
  2. Önderlik
    • "Bu millet Batı tipi tiyatroyu Muhsin Ertuğrul'un öncülüğüne borçlu..." (Haldun Taner)

ÖLDÜRME

  1. [isim] Öldürmek işi
    • "Meğer eskiden, öldürme vasıtası ne kadar az ve korunma çaresi ne kadar çokmuş." (Ruşen Eşref Ünaydın)

ÖYLEYSE

  1. o hâlde
    • "Ben öyle bir şey demedim." (Refik Halit Karay)
    • "Öyle veya böyle, bir amatör, bir heveskâr işte." (Tarık Buğra)
    • "Bana öyle gelirdi ki çocuklar yalnız kışın büyürler." (Sait Faik Abasıyanık)

ÖNLEMEK

  1. [-i] Bir şeyin olmasına veya yapılmasına engel olmak
    • "Her an bu tempoyu duymamı kim, nasıl önleyecek?" (Haldun Taner)
  2. Ortaya çıkan veya çıkacağı düşünülen bir tehlikeyi durdurmak, önüne geçmek
    • "Yakın felaketi önlemek için esaslı tedbir almak güçtür." (Falih Rıfkı Atay)

ÖZLEŞME

  1. [isim] Özleşmek işi, arılaşma
  2. Ağacın çoğunlukla öze yakın bölümlerinin artık öz su iletmemesi ve bunun sonucunda kuruyup sertleşmesi olayı

ÖLÇÜLÜK

  1. [isim] Ölçü olma durumu
    • "Fakat bu bizim için bir münakaşada ölçülük etmez." (Falih Rıfkı Atay)

ÖNEMSİZ

  1. [sıfat] Önemi olmayan, ehemmiyetsiz

ÖZENSİZ

  1. Gelişigüzel
    • "Onun yanında kendisini inanılmayacak kadar özensiz ve çirkin buluyordu." (Atilla İlhan)
  2. Özenmeden, isteksizce iş yapan (kimse)

ÖZENMEK

  1. [-e] Beğendiği şeye benzemeye çalışmak, yapmaya kalkışmak
    • "Biri hukuktan çıkar, hariciye memurluğuna göz diker; diğeri tıbbiyeyi bitirir, aktörlüğe özenir." (Refik Halit Karay)
  2. [nsz] Bir şeyi yaparken elden geldiğince iyi yapmaya çabalamak, bir şeye büyük dikkat ve ilgi göstermek, itina etmek
    • "Dünya güzelliği sendedir mevcut / Hususi özenmiş yaratmış mabut." (Âşık Veysel)
  3. [-e] Birini veya bir şeyi taklit etmeye çalışmak

ÖDEŞMEK

  1. [nsz] Birbirine olan borçları ödeyip alacak verecek bırakmamak
  2. Karşılık olarak benzer iş, hareket yapıp veya bir şey verip borçlu kalmamak
    • "İçinden, yarın paydosu biraz erken çalar, ödeşiriz, diye düşündü." (Haldun Taner)

ÖKSÜRÜŞ

  1. [isim] Öksürme işi veya biçimi

ÖZLENTİ

  1. [isim] Özlem, hasret

ÖTTÜRME

  1. [isim] Öttürmek işi

ÖNLEYİŞ

  1. [isim] Önleme işi veya biçimi

ÖRTÜNME

  1. [isim] Örtünmek işi

ÖĞRETİM

  1. [isim] Belli bir amaca göre gereken bilgileri verme işi, tedris, tedrisat, talim
    • "Ben bizzat bölükte ilköğretim hocalığı yaptım." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Öğrenmeyi kolaylaştıracak etkinlikleri düzenleme, gereçleri sağlama ve kılavuzluk etme işi

ÖLÇÜLME

  1. [isim] Ölçülmek işi

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü