Başında ö olan 5 harfli 63 kelime var. Ö harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ö harfi olan kelimeler listesine ya da sonu ö harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ö bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÖLÇÜŞ
-
-
[isim]
Ölçme işi veya biçimi
-
[isim]
Ölçme işi veya biçimi
- ÖRGÜT
-
-
[isim]
Ortak bir amacı veya işi gerçekleştirmek için bir araya gelmiş kurumların veya kişilerin oluşturduğu birlik, teşekkül, teşkilat
- "Örgütteki dosyası da çoktan dürülmüştü." (Tarık Buğra)
- "Sizler batıda yerleştiğiniz her karış toprakta Oğuz töresini yaşatacak örgütleri kuracaksınız." (Nezihe Araz)
-
Bir kuruluşa bağlı alt bölümlerin bütünü
-
[isim]
Ortak bir amacı veya işi gerçekleştirmek için bir araya gelmiş kurumların veya kişilerin oluşturduğu birlik, teşekkül, teşkilat
- ÖLÇME
-
-
[isim]
Ölçmek işi
-
[isim]
Ölçmek işi
- ÖLÇÜT
-
-
[isim]
Bir yargıya varmak veya değer vermek için başvurulan ilke, kıstas, mısdak, kriter
- "Geç kalmış bile olsak biz Batı'ya, Batı'nın uygarlık ölçü ve ölçütlerine çoktan uymuşuz." (Tarık Dursun K)
-
[isim]
Bir yargıya varmak veya değer vermek için başvurulan ilke, kıstas, mısdak, kriter
- ÖVÜNÇ
-
-
[isim]
Övünme, kıvanç, iftihar
- "Bütün oba sevdalıları korumanın sevinci, övüncü içindeydi." (Yahya Kemal)
- "Sevgili eşini kaçırarak almış olmaktan büyük övünç duyardı." (Haldun Taner)
-
[isim]
Övünme, kıvanç, iftihar
- ÖRÜLÜ
-
-
[sıfat]
Örülmüş olan
- "Üçüncü itiraz, aruza, bütün yüksek şiirimizin örülü olduğunu görüp de sadık kalmak isteyenlerden geliyor." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[sıfat]
Örülmüş olan
- ÖZEME
-
-
[isim]
Özemek işi veya durumu
-
[isim]
Özemek işi veya durumu
- ÖRTÜK
-
-
[sıfat]
Örtülü, kapalı
-
[sıfat]
Örtülü, kapalı
- ÖĞLEN
-
-
[isim]
Öğle
-
Meridyen düzlemi, nısfınnehar
-
[isim]
Öğle
- ÖLÇER
-
-
[isim]
Ateşi karıştıracak demir kol
-
[isim]
Ateşi karıştıracak demir kol
- ÖLÇÜM
-
-
[isim]
Ölçme işi
-
Ölçülerek elde edilen sonuç
- "Bu alanın ölçümü iki kilometrekaredir."
-
Ölçümleme sonucu, takdir
-
[isim]
Ölçme işi
- ÖZLEM
-
-
[isim]
Bir kimseyi veya bir şeyi görme, kavuşma isteği, hasret, tahassür
- "Nasıl doysun, yılların özlemini gideriyor." (Atilla İlhan)
- "Mustafa Kemal Paşa, özlemini çektiği bir yuvaya kavuşmuştur." (Haldun Taner)
-
[isim]
Bir kimseyi veya bir şeyi görme, kavuşma isteği, hasret, tahassür
- ÖZDEŞ
-
-
[sıfat]
Her türlü nitelik bakımından eşit olan, ayırt edilmeyecek kadar benzer olan, aynı
-
Bir ve aynı olan, bir ve aynı anlama gelen
-
Kendinde özdeşlik bulunan, identik
-
[sıfat]
Her türlü nitelik bakımından eşit olan, ayırt edilmeyecek kadar benzer olan, aynı
- ÖĞREK
-
-
[isim]
At sürüsü
-
[isim]
At sürüsü
- ÖZDEN
-
-
[sıfat]
Özle, öz varlıkla, gerçekle ilgili
-
İçten, candan, samimi
- "Ama ne kadar özden, ne kadar inandırıcıydı bir bilseniz." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Timüs
-
[sıfat]
Özle, öz varlıkla, gerçekle ilgili
- ÖZENÇ
-
-
[isim]
İstek
-
İmrenme
-
[isim]
İstek
- ÖZERK
-
-
[sıfat]
Ayrı bir yasaya bağlı olarak kendi kendini yönetme yetkisi olan (kuruluş, devlet vb.), muhtar, otonom
-
[sıfat]
Ayrı bir yasaya bağlı olarak kendi kendini yönetme yetkisi olan (kuruluş, devlet vb.), muhtar, otonom
- ÖTÜCÜ
-
-
[sıfat]
Güzel öten, ötüşü güzel olan
-
[sıfat]
Güzel öten, ötüşü güzel olan
- ÖNLEM
-
-
[isim]
Kötü veya yanlış bir şeyi önleyecek yol, tedbir
-
[isim]
Kötü veya yanlış bir şeyi önleyecek yol, tedbir
- ÖZLÜK
-
-
[isim]
Bir şeyin durumu, mahiyet
-
Kişi, zat
-
[isim]
Bir şeyin durumu, mahiyet