Başında ç olan 5 harfli 224 kelime var. Ç harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ç harfi olan kelimeler listesine ya da sonu ç harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ç bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇULCU
-
-
[isim]
Çul işleriyle uğraşan kimse
-
Gerekli gereksiz giyecek alan kimse
-
[isim]
Çul işleriyle uğraşan kimse
- ÇELGİ
-
-
[isim]
Alna bağlanan yazma, yemeni
-
[isim]
Alna bağlanan yazma, yemeni
- ÇIKIM
- ...
- ÇIRAĞ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Mum, kandil, lamba vb. ışık veren araç
-
Işık
-
[isim]
Mum, kandil, lamba vb. ışık veren araç
- ÇEMEN
-
-
[isim]
Maydanozgillerden, kimyon türü bir bitki (Cuminum cyminum)
-
Bu bitkinin kokulu tohumu
-
Bu tohumu un durumuna getirip sarımsak, kırmızıbiberle karıştırarak yapılan, genellikle pastırma üzerine sürülen macun
-
[isim]
Maydanozgillerden, kimyon türü bir bitki (Cuminum cyminum)
- ÇALTI
-
-
[isim]
Diken, çalı
-
[isim]
Diken, çalı
- ÇATKI
-
-
[isim]
Uç uca, birbirine çatılan şeylerin bütünü
- "Tüfek çatkısı."
-
Sehpa
-
Alından geçerek başın çevresine çember gibi bağlanan bağ, kaşbastı
- "Alnında, başı ağrıdığı vakitlerdeki gibi beyaz tülbentten bir çatkı vardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Bir işin bütününün veya parçalarının bir araya getirilmesinde uyulan yöntem
-
[isim]
Uç uca, birbirine çatılan şeylerin bütünü
- ÇİZİM
-
-
[isim]
Çizme işi
-
Çizilerek oluşturulmuş biçim
-
Bir şeklin belli bir kurala göre cetvel ve pergel yardımıyla çizilmesi işi
-
[isim]
Çizme işi
- ÇÖKÜŞ
-
-
[isim]
Çökme işi veya biçimi, inhitat
-
Yıkılma
- "Yapıların depremde çöküşü korkunçtu."
-
Çömelip yere oturuş
- "Devenin çöküşü."
-
Devletlerin veya uygarlıkların son bulması, mahvolması, inhitat
- "Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküş yılları."
-
[isim]
Çökme işi veya biçimi, inhitat
- ÇASAR
-
Kelime Kökeni : Macarca
-
[isim]
Viyana'da oturan Alman imparatoruna verilen unvan
-
[isim]
Viyana'da oturan Alman imparatoruna verilen unvan
- ÇERGE
-
-
[isim]
Derme çatma çadır, göçebe çadırı
- "Belki on aile keçelerden, kilimlerden çergelerini meyve ağaçlarının altlarına kurdular." (Ömer Seyfettin)
-
Çingene çadırı
-
Otağ
-
[isim]
Derme çatma çadır, göçebe çadırı
- ÇELİK
-
-
[isim]
Su verilerek çok sert ve esnek bir duruma getirilebilen, birleşiminde az miktarda karbon bulunan demir ve karbon alaşımı, polat
- "Süngülerini çelikten birer parmak gibi göğe kaldırmışlar." (Ruşen Eşref Ünaydın)
- "Çelik ve demir vücuduyla hassas bir sporcuya benziyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Bu alaşımdan yapılmış
- "Tavandaki abajursuz, çelik elektrik lambasını yakmış okuyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Su verilerek çok sert ve esnek bir duruma getirilebilen, birleşiminde az miktarda karbon bulunan demir ve karbon alaşımı, polat
- ÇİTİL
- ...
- ÇENET
-
-
[isim]
Açıldığında tohumların ortaya çıktığı kabuk
-
İstiridye vb. iki çeneli yumuşakçalarda, kolsu ayaklılarda kavkının iki parçasından her biri
-
[isim]
Açıldığında tohumların ortaya çıktığı kabuk
- ÇOĞUL
-
-
[isim]
Çokluk: Ordular. Geldik
-
[isim]
Çokluk: Ordular. Geldik
- ÇELİM
-
-
[isim]
Güç, kuvvet
-
[isim]
Güç, kuvvet
- ÇÖZÜK
-
-
[sıfat]
Çözülmüş olan
-
[sıfat]
Çözülmüş olan
- ÇAPAK
-
-
[isim]
Göz pınarında ve kirpiklerde birikerek pıhtılaşan veya kuruyan akıntı
-
Madenler dövülürken sıçrayan ince, ufak parça
-
Metal veya toprak eşya kenarlarında bulunan pürüz
-
[isim]
Göz pınarında ve kirpiklerde birikerek pıhtılaşan veya kuruyan akıntı
- ÇANAK
-
-
[isim]
Toprak, metal vb. bir maddeden yapılmış yayvan, çukurca kap
- "Oradaki sigara çanağından bir Gelincik alıp yaktıktan sonra anlattı." (Burhan Felek)
- "Oh olsun... Vallahi memnun oldum, diyordu. Çanak tuttun. Şunun şurasında rahat sana battı mıydı?" (Reşat Nuri Güntekin)
-
Göz çukuru
- "Kanlı çanaklarından fırlayan iri parlak gözleri, pek korkunç bakıyordu." (Ömer Seyfettin)
-
Çiçeğin en dışında bulunan yeşil yaprakların tümü
-
Çevresine göre alçakta bulunan, derinliği genişliğinden az olan arazi
-
[sıfat]
Göstermelik, yalan yanlış, önceden belirlenmiş sonucu almaya yönelik
- "O sayfaları hazırlayanlar karşımızdaki cephenin dolduruşuyla bir çanak anket düzenlediler." (Refik Erduran)
-
[isim]
Toprak, metal vb. bir maddeden yapılmış yayvan, çukurca kap
- ÇEKME
-
-
[isim]
Çekmek işi
- "Siyah kehribar tespihini çekmeye başladı." (Cahit Uçuk)
-
Çekmece
- "Sonra çekmesinden pembe bir dosya çıkarıp önüne sürdü." (Haldun Taner)
-
Yüksekteki ince dalları çekip kesmeye yarar, ay biçiminde, uzun saplı, ağzı tırtıklı bıçak
-
Parmak veya mızrapla çalınan çalgı
-
Ağacın yapısındaki nem oranının azalması sonucu boyutlarının küçülmesi
-
İş yaparken giyilen bir tür şalvar
-
[sıfat]
Çekilerek giyilen veya kullanılan
- "Erkekleri yandan lastikli çekme fotinden başkasını bilmiyorlardı." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Düzgün biçimli
- "Çekme burun."
-
Vücut bölümlerinin bükücü kas gücü ile bir direnci kendisine yaklaştırması
-
[isim]
Çekmek işi