İçinde lak olan 6 harfli 57 kelime var. İçerisinde LAK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında lak olan kelimeler listesine ya da Sonu lak ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A K L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

KAL, LAK

2 Harfli Kelimeler

AK, AL, LA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

HAŞLAK

  1. [sıfat] Kızgın, kaynar, çok sıcak
    • "Fakat kendisini iki çatık kaşın altında parlayan iki hiddetli göz karşıladı. Sevincinin üzerine haşlak sular döküldü." (Aka Gündüz)

MASLAK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sürekli su akan boru
    • "İlerideki maslaktan su doldurmaya giden simsiyah bir zenci kızının yakasından asıldı." (Osman Cemal Kaygılı)
  2. Su yolu üzerinde bulunan su haznesi
  3. Büyük yalak

CIRLAK

  1. [sıfat] Hoşa gitmeyen, çok belirgin renk
  2. [isim] Cırcır böceği

DAZLAK

  1. [sıfat] Başında saçı olmayan (kimse, baş)
    • "Işığı, donuk donuk yansıtan dazlak bir kafa." (Atilla İlhan)

KUŞLAK

  1. [isim] Av kuşları bol olan yer

SAĞLAK
...
FIRLAK

  1. [sıfat] Dışarı doğru fırlamış, çıkmış, çıkık
    • "Alt dudağını bıyığının içine geçirmiş, gözleri fırlak, sanki bir timsaha bakıyordu.." (Falih Rıfkı Atay)

MUĞLAK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Anlaşılması güç, anlaşılmaz, karışık, çapraşık
    • "Son günlerin karşı, muğlak vakalarını tahlil edemedi." (Peyami Safa)

İLLAKİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [zarf] İlla

LAKTAZ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Süt şekerini üzüm şekerine çeviren bir bağırsak enzimi

APALAK

  1. [sıfat] Tombul, gürbüz, iri (bebek ve küçük çocuk)

LAKACI

  1. [isim] Lakçı

MUTLAK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Salt
    • "Eskilerden üstün olmasa da onlar kadar mutlak bir roman yazmak istiyorum." (Halide Edip Adıvar)
  2. Kendi başına var olan, hiçbir şeye bağlı olmayan, bağımsız, saltık
  3. [zarf] Kesinlikle

MABLAK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Hamur, merhem, boya vb. şeyleri ezip karıştırarak yoğurmak için kullanılan ve bir ucu ele alınacak biçimde saplı, öbür ucu yassı olan alet
  2. Aşure kazanlarını karıştırmakta kullanılan, uzun saplı ve yayvan uçlu tahta kepçe

PİLAKİ

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] İçine soğan, sarımsak, maydanoz, havuç vb. katılarak zeytinyağıyla pişirilen ve soğuk olarak yenen yemek
    • "Fasulye pilakisi. Balık pilakisi."
  2. [sıfat] Aptal, ahmak

DIZLAK

  1. [sıfat] Dazlak

YAYLAK

  1. [isim] Otlak

ASALAK

  1. Bir canlıda sürekli veya geçici yaşayarak ona zarar veren başka canlı, parazit
  2. [sıfat] Başkalarının sırtından geçinen (kimse), abacı, ekti, otlakçı, tufeyli

CAVLAK

  1. [sıfat] Çıplak, tüysüz
    • "Arkasına fırlayan külahını ben elimle tutup cavlak kafasına geçirdim." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Ne olacak a canım, hepimiz de ya bir kaza neticesinde veyahut kazasız olarak cavlağı çekeceğiz." (Halikarnas Balıkçısı)

KAVLAK

  1. [sıfat] Kabuğu dökülmüş
    • "Kavlak bir ağaç."
  2. Güneşten derisi soyulan (kimse)
  3. [isim] Yer altı boşluklarının tavan ve yan duvarlarında bulunan gevşemiş veya düşebilir kaya parçası

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü