İçinde sa olan 6 harfli 244 kelime var. İçerisinde SA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında sa olan kelimeler listesine ya da Sonu sa ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AS
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KURSAK
-
-
[isim]
Kuşların yemek borusu üzerinde bulunan, yiyeceklerin toplandığı torba biçiminde şişkin organ
-
Böceklerin ve solucanların sindirim kanallarında bulunan, kuşların kursağına benzeyen yapı
-
Kuş kursağı şişirilip kurutularak yapılan veya ona benzetilen şişkin şey
- "Düdüğün kursağı patlamış."
-
Boğaz
-
[isim]
Kuşların yemek borusu üzerinde bulunan, yiyeceklerin toplandığı torba biçiminde şişkin organ
- SALPAK
-
-
[sıfat]
Salpa
- "Salpak kız, ayağının altına baksana!" (Sermet Muhtar Alus)
-
[sıfat]
Salpa
- SAYICA
-
-
[zarf]
Sayı bakımından, adetçe, adedî
-
[zarf]
Sayı bakımından, adetçe, adedî
- SANTİM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bazı ülkelerde kullanılan para biriminin yüzde birine eşit olan küçük para birimi
-
Santimetre
-
[isim]
Bazı ülkelerde kullanılan para biriminin yüzde birine eşit olan küçük para birimi
- SARMAL
-
-
[sıfat]
Dolana dolana oluşmuş, birbirini izleyen, helisel, helezoni
-
İçinden çıkılmaz (durum)
-
[sıfat]
Dolana dolana oluşmuş, birbirini izleyen, helisel, helezoni
- KISACA
-
-
[sıfat]
Oldukça kısa, biraz kısa
- "Mutfakta kısaca boylu, kısıkça sesli, başı yazma yemeni, sırtı örme hırkalı ihtiyarca bir hanımla karşılaştık." (Memduh Şevket Esendal)
-
[zarf]
Kısa olarak, özetle
- "O hafta çocukluk arkadaşı ile iki defa daha kısaca görüşebildi." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[sıfat]
Oldukça kısa, biraz kısa
- SAYLAV
-
-
[isim]
Milletvekili, mebus
-
[isim]
Milletvekili, mebus
- VESAİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Araçlar, vasıtalar
- "İki cephane depomuz vardır ki bunlar, seksen otomobil ve bütün ordu vesaitiyle altı ayda oraya depo edilmiştir." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Araçlar, vasıtalar
- SANAYİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
Ham maddeleri işlemek, enerji kaynaklarını yaratmak için kullanılan yöntemlerin ve araçların bütünü, işleyim, endüstri
-
Ham maddeleri işlemek, enerji kaynaklarını yaratmak için kullanılan yöntemlerin ve araçların bütünü, işleyim, endüstri
- RESSAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Resim yapan sanatçı
- "Ben kendi hesabıma ressam olmak isterdim." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Resim yapan sanatçı
- SANDAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sandalgillerden, kerestesi sert ve kokulu bir ağaç (Santalum album)
-
[isim]
Sandalgillerden, kerestesi sert ve kokulu bir ağaç (Santalum album)
- MESAİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sorunlar
- "... ve şair mesail hakkında da noktainazarlarımız bildirildi." (Atatürk)
-
[isim]
Sorunlar
- TUTSAT
-
-
[isim]
Tutulu satış
-
[isim]
Tutulu satış
- MESAME
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gözenek
-
[isim]
Gözenek
- SAHİFE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sayfa
-
[isim]
Sayfa
- SANMAK
-
-
[nsz]
Bir şeyin olma veya olmama ihtimalini kabul etmekle birlikte, olabileceğine daha çok inanmak, zannetmek
- "Sahiden hasta sanıyorlar, tebdilihava tavsiye ediyorlardı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Gibi gelmek, farz etmek
- "Bu hareketimi tamamıyla histen gelen bir şey sandı." (Peyami Safa)
-
Bir şey veya kimsenin ... olduğunu düşünmek
- "Doktor Sevim, hastayı ilk gördüğü an kendinde değil sanmıştı." (Atilla İlhan)
-
[nsz]
Bir şeyin olma veya olmama ihtimalini kabul etmekle birlikte, olabileceğine daha çok inanmak, zannetmek
- SARNIÇ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yağmur suyu biriktirmeye yarayan yer altı su deposu
- "Birlikte kalenin sarnıcına kadar yürüdüler." (Refik Halit Karay)
-
Gemilerde bulunan sacdan yapılmış tatlı su deposu
-
[isim]
Yağmur suyu biriktirmeye yarayan yer altı su deposu
- SARSIŞ
-
-
[isim]
Sarsma işi veya biçimi
-
[isim]
Sarsma işi veya biçimi
- SAĞKOL
-
-
[isim]
Birinin çok güvendiği kimse
- "Kendisine kardeşim gözüyle bakılacağını, isterse her konuda sağkolum olacağını söyledim." (Refik Erduran)
-
[isim]
Birinin çok güvendiği kimse
- VASATİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Ortalama
- "Tıp kongresi, yaşlılık ve vasati insan ömrü üzerine eğilmiş." (Burhan Felek)
-
[sıfat]
Ortalama