İçinde o olan 4 harfli 308 kelime var. İçerisinde O harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında o harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu o harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ATOL

  1. [isim] Mercan adası

SABO

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Genellikle birçok Avrupa ülkesinde giyilen tahta ayakkabı
  2. Üzerinde deri vb. bant bulunan bir tür sandalet

BROŞ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Kadınların takındıkları süs iğnesi

MODA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Değişiklik gereksinimi veya süslenme özentisiyle toplum yaşamına giren geçici yenilik
  2. Belirli bir süre etkin olan toplumsal beğeni, bir şeye karşı gösterilen aşırı düşkünlük
    • "Moda sandığımız birçok şeylerin hayatın kendi bünyesinden geldiği anlaşılır." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
    • "Bu işin modası geçti, onu vaktiyle yapmak gerekti."
  3. [sıfat] Geçici olarak yeniliğe ve toplumsal beğeniye uygun olan
    • "Moda şapka."

MUÇO

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Gemilerde çalışan küçük yaştaki tayfa yamağı, miço
  2. Meyhaneci çırağı

OYUN

  1. [isim] Vakit geçirmeye yarayan, belli kuralları olan eğlence
    • "Tenis, tavla, dama, çelik çomak, bale oyundur."
    • "Ömer de bizimle idi ama oyunumu bozacağı için sana yüzünü göstermemiştim." (Refik Halit Karay)
    • "Millî takım güzel bir oyun çıkardı."
    • "Kendisine oyun ettim diye, benden kuşkulandığı hâlde gene bana başvuruyor." (Osman Cemal Kaygılı)
  2. Kumar
    • "Bazıları oyun başından kalkar kalkmaz her şeyi unuturlar." (Peyami Safa)
  3. Şaşkınlık uyandırıcı hüner
    • "Hokkabazın oyunu. Cambazın oyunu."
  4. Tiyatro veya sinemada sanatçının rolünü yorumlama biçimi
  5. Müzik eşliğinde yapılan hareketlerin bütünü
    • "Zeybek oyunu."
    • "Büyük annem yeni dansları eski kabakçı Arapların oyunu kadar bile güzel bulmuyor." (Halide Edip Adıvar)
  6. Seslendirilmek veya sahnede oynanmak için hazırlanmış eser, temsil, piyes
  7. Bedence ve kafaca yetenekleri geliştirmek amacıyla yapılan, çevikliğe dayanan her türlü yarışma
    • "Olimpiyat oyunları. Akdeniz oyunları."
  8. Güreşte rakibini yenmek için yapılan türlü biçimlerde şaşırtıcı hareket
  9. Teniste, tavlada taraflardan birinin belirli sayı kazanmasıyla elde edilen sonuç
  10. Hile, düzen, desise, entrika
    • "Atatürk hiçbir zaman onların oyununa kanmış değildir." (Haldun Taner)

SOFU

Kelime Kökeni : Arapça

  1. Dinin buyruk ve yasaklarına bütünüyle uyan (kimse)

AORT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Kalbin sol karıncığından çıkan ve vücuda kırmızı kan dağıtan büyük atardamar

FİLO

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Bir arada ve bir komuta altında bulunan savaş gemilerinin veya uçaklarının bütünü
  2. Aynı tür yük taşıyan ticaret gemilerinin veya kara taşıtlarının bütünü
    • "Ticaret filosu."
  3. Bit

OKÇU

  1. [isim] Ok yapan veya satan kimse
  2. Okçuluk sporunu yapan kimse, kemankeş

ORAN

  1. [isim] Büyüklük, nicelik, derece bakımından iki şey arasında veya parça ile bütün arasında bulunan bağıntı, nispet
    • "Dini, dili ne olursa olsun her insan doğup büyüdüğü, ekmeğini kazandığı toprak üstünde korkusuz, güven altında yaşadığı oranda kendini mutlu duyuyordu." (Necati Cumalı)
  2. İki şeyin birbirini tutması, karşılıklı uygunluk, tenasüp
  3. Akıl yoluyla gerçeğe yakın olduğuna inanılarak verilen yargı, tahmin
  4. İki büyüklük, iki nicelik arasındaki bağıntı
    • "Üçün sekize oranı."

BOYA

  1. [isim] Renk vermek, dış etkilerden korumak için eşyanın üzerine sürülen veya içine katılan renkli madde
    • "Tırnaklarının boyasını beğenmiyorum." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Hiç boya kullanmaz, az pudra sürerdi." (Peyami Safa)
    • "Kimi kirpiklerine boya sürüyordu." (Refik Halit Karay)
    • "Kıpkızıl bir boya çektin odanın her yerine." (Mehmet Akif Ersoy)
  2. Resim yapmak için kullanılan kuru, sulu veya yağlı boya
  3. Aldatıcı görünüş
  4. Yazmak için kullanılan mürekkep

LODA

  1. [isim] Küme, yığın
    • "Saman lodası."
  2. Demet
  3. Taneli veya tanesiz saman yığını
  4. Üzeri toprak veya otla örtülmüş saman yığını

NATO

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [sıfat] "Söz dinlemez, söz anlamaz, taş gibi kafa" anlamlarındaki nato kafa, nato mermer deyiminde geçen bir söz

RODA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Yöntemine uygun düzgün sarılmış halat yumağı

OYUŞ

  1. [isim] Oyma işi veya biçimi

KONU

  1. [isim] Konuşmada, yazıda, eserde ele alınan düşünce, olay veya durum, mevzu
    • "Öğretmenimizin verdiği konuları manzum yazardım." (Yusuf Ziya Ortaç)
  2. Üzerinde konuşulan şey, bahis
    • "Daha fazla tafsilata girmeyi bugün zararlı gördüğüm için bu konuda susacağım." (Burhan Felek)

ODAK

  1. [isim] Bir ışık veya ısı kaynağından yayılan ışınların toplandığı yer, mihrak
  2. Herhangi bir düşüncede, nitelikte olan kimselerin kaynağı veya bir şeyin toplandığı, yoğunlaştığı yer, mihrak
    • "Herkesin ilgisini çeken bir odak olmaktan mutluluk duyardı." (Muzaffer Uyguner)

OJİT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Yanardağ kütlelerinde bulunan ve feldspatla birlikte bazaltların temelini oluşturan piroksen cinsinden mineral madde

ONLU

  1. [sıfat] On parçadan oluşan, kendinde herhangi bir şeyden on tane bulunan
  2. [isim] İskambil, domino vb. oyunlarda on işaretini taşıyan kâğıt veya pul

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü