İçinde bel olan 8 harfli 50 kelime var. İçerisinde BEL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında bel olan kelimeler listesine ya da Sonu bel ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
B E L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
BEL, LEB
2 Harfli Kelimeler
BE, EL, LE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BELETMEK
-
-
[-i]
Kundaklatmak
-
[-i]
Kundaklatmak
- EBELEMEK
-
-
[-i]
Oyunda ebe yapmak
-
[-i]
Oyunda ebe yapmak
- BELMOPAN
- ...
- BELİRMEK
-
-
[nsz]
Önce belli veya görünür olmayan bir şey ortaya çıkmak, tezahür etmek
- "Karanlıkların ardından birçok adamlar belirerek acayip birtakım eşyalar taşıyor." (Refik Halit Karay)
-
Bir düşünce veya durum kesin bir biçim almak, tebellür etmek
- "Kafasında günden güne çeşitli düşünceler, çeşitli kaygılar beliriyordu." (Orhan Hançerlioğlu)
-
İyice görünür ve anlaşılır bir durum almak, tebarüz etmek
- "O kibar cemiyete nasıl bir elbise ile gireceğini düşündü, manzara gözünün önünde belirdi." (Refik Halit Karay)
-
[nsz]
Önce belli veya görünür olmayan bir şey ortaya çıkmak, tezahür etmek
- BELİRGİN
-
-
[sıfat]
Belirmiş durumda olan, göze çarpan, besbelli, açık, bariz, sarih
- "Hüzünlü bakışlarının daha belirgin hâle getirdiği iri, siyah, ceylan gözleriyle ... alımlı da sayılabilirdi." (Erhan Bener)
-
[sıfat]
Belirmiş durumda olan, göze çarpan, besbelli, açık, bariz, sarih
- BELLEKLİ
-
-
[sıfat]
Belleği olan
-
[sıfat]
Belleği olan
- KALUBELA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İslam inancına göre, ruhlar yaratıldığında Allah'ın "Ben sizin Tanrı'nız değil miyim?" sorusuna ruhların verdikleri "evet" cevabı
-
Çok eski zaman
-
[isim]
İslam inancına göre, ruhlar yaratıldığında Allah'ın "Ben sizin Tanrı'nız değil miyim?" sorusuna ruhların verdikleri "evet" cevabı
- BELLETME
-
-
[isim]
Belletmek işi
-
[isim]
Belletmek işi
- BELİTKEN
-
-
[isim]
Belitler sistemi
-
[isim]
Belitler sistemi
- TUBELESS
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[sıfat]
Bakınız içsiz (2)
-
[sıfat]
Bakınız içsiz (2)
- TEMBELCE
-
-
Tembel bir biçimde
-
Tembel bir biçimde
- BELİRTEN
-
-
[isim]
Tamlayan
-
[isim]
Tamlayan
- BELEDİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İl, ilçe, kasaba, belde vb. yerleşim merkezlerinde temizlik, aydınlatma, su, toplu taşıma ve esnafın denetimi gibi kamu hizmetlerine bakan, başkanı ve üyeleri halk tarafından seçilen, tüzel kişiliği olan örgüt, şehremaneti
-
Bu örgütün bulunduğu bina
- "Daha belediyeyi dönmüş dönmemiştim ki beynimden vurulmuşa döndüm." (Tarık Dursun K)
-
[isim]
İl, ilçe, kasaba, belde vb. yerleşim merkezlerinde temizlik, aydınlatma, su, toplu taşıma ve esnafın denetimi gibi kamu hizmetlerine bakan, başkanı ve üyeleri halk tarafından seçilen, tüzel kişiliği olan örgüt, şehremaneti
- TEBELLÜĞ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bildirimi alma
-
[isim]
Bildirimi alma
- BELEŞTEN
-
-
[zarf]
Emek vermeden, karşılıksız
- "Para olduğu vakit karşıki İsmail'in kahvesine gidersin, olmadığı vakit buraya gelir, kahveyi hep beleşten içersin." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[zarf]
Emek vermeden, karşılıksız
- BESBELLİ
-
-
[sıfat]
Açık, apaçık, çok belli
- "Açlığını kim duyar eğri ovaların, yanık dağların / Ölülerin duymadığı besbelli." (Fazıl Hüsnü Dağlarca)
-
[zarf]
Anlaşıldığına göre, anlaşılıyor ki
-
[sıfat]
Açık, apaçık, çok belli
- CAZİBELİ
-
-
[sıfat]
Alımlı
- "Sesi mat, yavaş, tatlı ve cazibeli idi." (Falih Rıfkı Atay)
-
Önemli, ağırlığı olan
- "Zamanın en ciddi, en cazibeli bir meselesini konuşabilmek için oraya kapanmışlar ve kendilerini unutmuşlardı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Alımlı
- TABELALI
- ...
- BELENMEK
-
-
[-e]
Kundaklanmak
- "Çocuk olsam beleklere belensem." (Âşık Veysel)
-
Bulanmak, bulaşmak, örtülmek
- "Ben yere yığılıp kafam kanlara belenince..." (Refik Erduran)
-
[-e]
Kundaklanmak
- BELLEYİŞ
-
-
[isim]
Belleme işi veya biçimi
-
[isim]
Belleme işi veya biçimi