İçinde ol olan 6 harfli 118 kelime var. İçerisinde OL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ol olan kelimeler listesine ya da Sonu ol ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BOLLUK
-
-
[isim]
Bol olma durumu
- "Eteğin belinde bir bolluk var."
-
Parasal bakımdan rahatlık
- "Hep eski bolluk zamanlarında yapılmış büyük vezir konaklarına rastlanırdı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Fazlalık
- "Öteden beri dergileri kaplayan şiir bolluğundan ürkerim." (Necati Cumalı)
-
Her şeyin bol olduğu yer
-
[isim]
Bol olma durumu
- DOLUSU
-
-
[sıfat]
Dolduracak kadar
- "Yemeğe iki kepçe dolusu yağ konuldu."
-
[sıfat]
Dolduracak kadar
- KOLTUK
-
-
[isim]
Omuz başının altında, kolun gövde ile birleştiği yer
- "Gazetelerini bir koltuğunun altına koydu, zayıf kollarıyla kutulara sarıldı." (Halide Edip Adıvar)
- "Nihayet sonbaharın yağmurlu, serin bir günü koltuğa giriyorum." (Ömer Seyfettin)
- "Ercüment, memurluk hayatında her oturduğu koltuğu doldurmuş..." (Yusuf Ziya Ortaç)
- "Ben de aç duracak değilim ya! Bizim orada senin gibi bir ağa yok ki koltuğunun altına sığınalım." (Memduh Şevket Esendal)
-
Kol dayayacak yerleri olan geniş ve rahat sandalye
- "Ta yan beline kadar gömüldüğü koltuğunun içinden ileriye doğru uzandı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Eski düğünlerde damatla gelinin eve girerken konuklar arasından kol kola geçmeleri töreni
- "Babamız, annemizi gelin geldiği ilk gün şu merdivenin alt başında karşılamış, 'koltuk' yapılmıştı." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
Yapıcılıkta yan destek
-
Demirledikten sonra gemiyi iskeleye, rıhtıma veya başka bir gemiye bağlayan ip
-
Koltuklama veya koltuklanma
- "O koltuktan hoşlanmaz."
-
Kayırma, destek
- "Dayısının koltuğunda sırtı yere gelmez."
-
Yüksek mevki, makam
- "Koltuk kavgası."
-
Genelev
- "Burası Mesut Bey adında bir herifin koltuğudur." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Mısır ve buğday fidesinin yanlarından çıkan filizler
-
Kenar, tenha yer
-
[isim]
Omuz başının altında, kolun gövde ile birleştiği yer
- VİYOLO
- ...
- ALVEOL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Torba biçiminde küçük boşluk veya genişlemiş kısım
-
Akciğerde bronşçukların bittiği bölümde minik kese biçimindeki boşlukların son ucu
-
[isim]
Torba biçiminde küçük boşluk veya genişlemiş kısım
- OLANCA
-
-
[sıfat]
Bütün, elde bulunanın hepsi
- "Bunları unutmak, sarsılmamak, olanca dikkatini konu bulmaya sarf etmek gerekti." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Bütün, elde bulunanın hepsi
- KOLOİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Jelatin niteliğinde olan ve suda dağılmışı zarlardan geçmemekle billursulardan ayırt edilen maddelerin genel adı, billursu karşıtı
-
[isim]
Jelatin niteliğinde olan ve suda dağılmışı zarlardan geçmemekle billursulardan ayırt edilen maddelerin genel adı, billursu karşıtı
- KOLSUZ
-
-
[sıfat]
Kolu olmayan
- "Etrafımda hastalar, topallar, kolsuzlar görmüştüm." (Ahmet Haşim)
-
Kol geçirilmemiş olan (giysi)
-
[sıfat]
Kolu olmayan
- YOLSUZ
-
-
[sıfat]
Yolu olmayan
- "Bu dik, sarp ve yolsuz dağları arabalar, katırlar ve otomobillerle aşacaksınız." (Falih Rıfkı Atay)
-
Yavaş giden (taşıt)
- "Bu gemi yolsuzdur."
-
Kurallara aykırı, uygunsuz, yöntemsiz, düzensiz, yersiz, usulsüz, nizamsız
- "Kaymakamın yolsuz icraatı, hususi hayatı hep burada konuşulur, kasabanın olup biten işleri hep burada öğrenilirdi." (Refik Halit Karay)
-
Törelere, toplumun görüşüne aykırı davranan
- "Babam böyle yolsuz bir adam olsaydı anam ne yapardı." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Yolu olmayan
- TOLÜEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Maden kömürü katranında benzinle birlikte bulunan, eritici ve leke çıkarıcı olarak kullanılan, yanabilir sıvı hidrokarbür (CH)
-
[isim]
Maden kömürü katranında benzinle birlikte bulunan, eritici ve leke çıkarıcı olarak kullanılan, yanabilir sıvı hidrokarbür (CH)
- OLUMLU
-
-
[sıfat]
Gözetilen amaca veya beklenilene uygun, yararlı, müspet, pozitif
- "Spor sayfalarını okuyarak toplumumuzdaki olumlu gelişmeleri de izleyebilirsiniz." (Necati Cumalı)
-
Yapıcı
- "Olumlu tip, olumlu sanat diye bir şeyler tutturmuşlardı." (Necati Cumalı)
-
Onaylayan, kabul eden, lehte olan
- "Olumlu bir cevap."
-
Olgulara, deneylere dayalı olarak bazı nitelikleri belli olan, müspet, pozitif
-
Davranışları beğenilen, yapıcı düşünceleri olan, yararlı
-
[sıfat]
Gözetilen amaca veya beklenilene uygun, yararlı, müspet, pozitif
- ETANOL
-
-
[isim]
Alkol
-
[isim]
Alkol
- GOLFÇÜ
-
-
[isim]
Golf oynayan kimse
-
[isim]
Golf oynayan kimse
- JİGOLO
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Geçimi yaşlı ve zengin bir kadın tarafından sağlanan genç, erkek sevgili, tokmakçı
-
[isim]
Geçimi yaşlı ve zengin bir kadın tarafından sağlanan genç, erkek sevgili, tokmakçı
- OVOLİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İç içe mineral kabuklardan oluşan balık yumurtası biçiminde kalker
-
[isim]
İç içe mineral kabuklardan oluşan balık yumurtası biçiminde kalker
- SİSTOL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kalp kasının kasılma devresi
-
[isim]
Kalp kasının kasılma devresi
- GOLLÜK
-
-
[sıfat]
Gol olmaya elverişli, gol olabilecek
- "Bu, gollük bir şuttu."
-
[sıfat]
Gol olmaya elverişli, gol olabilecek
- PİPOLU
- ...
- TROLCÜ
-
-
[isim]
Trol ile balık avlayan kimse
-
[isim]
Trol ile balık avlayan kimse
- FANYOL
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Bariton veya tenor ses veren, bakırdan yapılmış çalgı
- "Klarnetlerle, fanyollar ağır, yalvarıcı nağmelere dökülmüşlerdi." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[isim]
Bariton veya tenor ses veren, bakırdan yapılmış çalgı