Sonunda az olan 6 harfli 34 kelime var. AZ ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde az olan kelimeler listesine ya da başında az olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DOYMAZ
-
-
[sıfat]
Açgözlü
- "Hani vatandaşlarımız da güç, ele avuca sığmaz, kanmaz, doymaz insanlar olsa bari!" (Falih Rıfkı Atay)
-
[sıfat]
Açgözlü
- KAMKAZ
-
-
[isim]
Kesme özelliğini yitirmiş, körleşmiş, keskin olmayan bıçak, orak vb. araç
-
[isim]
Kesme özelliğini yitirmiş, körleşmiş, keskin olmayan bıçak, orak vb. araç
- OTOGAZ
- ...
- ÇIKMAZ
-
-
[isim]
Sonu kapalı, çıkış yeri olmayan, hiçbir yere ulaşamayan yol, sokak
- "Bu apartmanın olduğu çıkmazda bir garaj, bir eski ahır, üç esrarlı ve daima kapalı depodan başka bir şey yoktur." (Halide Edip Adıvar)
- "Kıbrıs sorunu, şu ya da bu siyasal oyunla, yeniden çıkmaza girecektir." (Talât Halman)
-
[sıfat]
Çözüme ulaşmayan, çözüm yolu olmayan
-
[isim]
Sonu kapalı, çıkış yeri olmayan, hiçbir yere ulaşamayan yol, sokak
- İLKYAZ
-
-
[isim]
İlkbahar
- "Pek seyrek bana mektup gönderiyorlar ve ilkyaza kadar burada kalacağım söyleniyor." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
İlkbahar
- AMİLAZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Nişastayı parçalayarak şekere çeviren bir enzim
-
[isim]
Nişastayı parçalayarak şekere çeviren bir enzim
- KOFÇAZ
- ...
- ÇAPRAZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Eğik olarak birbiriyle kesişen
- "Mitralyözler onu çapraza almış, kızıl iğneleriyle gövdesini delik deşik ediyorlardı." (Atilla İlhan)
-
İki taraflı, karşılıklı
- "Çapraz ateş."
-
[zarf]
Eğik bir biçimde
- "Boynuna çapraz astığı tüfeğini yokladı." (Samim Kocagöz)
-
[isim]
Bir tür olta iğnesi
-
[isim]
Kopça, düğme
-
[isim]
Güreşte rakibin koltuk altından kol geçirip sarma oyunu
-
[sıfat]
Eğik olarak birbiriyle kesişen
- DİLBAZ
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[sıfat]
Güzel söz söyleyen, konuşkan
-
Konuşmasıyla kandıran
- "Benli küheylan çok yaman, çok dilbaz, çok dessas bir karı." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[sıfat]
Güzel söz söyleyen, konuşkan
- OLAMAZ
-
-
[sıfat]
Olmasını önleyecek derecede güçlü engelleri bulunan, olanaksız, gayrimümkün
- "Havada uçmak, eskiden insan için olamaz sanılırdı."
-
[ünlem]
Hayret, şaşırma bildirmek için kullanılan bir söz
-
[sıfat]
Olmasını önleyecek derecede güçlü engelleri bulunan, olanaksız, gayrimümkün
- FEYYAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Çok verimli, gür
-
[sıfat]
Çok verimli, gür
- KUŞBAZ
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[isim]
Süs kuşları yetiştiren kuş meraklısı
-
Padişahların av kuşlarını yetiştiren görevli
-
[isim]
Süs kuşları yetiştiren kuş meraklısı
- HAYLAZ
-
-
[sıfat]
Hoşa gitmeyen davranışlarda bulunan (kimse), hayta
- "Gelene geçene dilini çıkarır, edepsiz, haylaz bir çocuktu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Çalışma gücü varken çalışmayan, aylaklık eden, yaramaz
-
[sıfat]
Hoşa gitmeyen davranışlarda bulunan (kimse), hayta
- ŞAŞMAZ
-
-
[sıfat]
Değişmez ve yanılmaz nitelikte olan
- "O, gerçekte ne anlatıyorsa o anlattıklarının şaşmaz bir gözlemcisi." (Tarık Dursun K)
-
[sıfat]
Değişmez ve yanılmaz nitelikte olan
- YANMAZ
- ...
- YILMAZ
-
-
[sıfat]
Bir işten gözü korkup vazgeçmeyen, yılmayan
-
[sıfat]
Bir işten gözü korkup vazgeçmeyen, yılmayan
- TOMBAZ
-
-
[isim]
Irmaklarda işleyen, altı düz kayık
-
Üzerinde köprü kurulan, altı düz kayık biçiminde duba
-
[isim]
Irmaklarda işleyen, altı düz kayık
- KURNAZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Kolay kanmayan, başkalarını kandırmasını ve ufak tefek oyunlarla amacına erişmesini beceren, açıkgöz
- "Nedim kurnaz, benden iki gün evvel izin aldı." (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
Kolay kanmayan, başkalarını kandırmasını ve ufak tefek oyunlarla amacına erişmesini beceren, açıkgöz
- TIRKAZ
-
-
[isim]
Kapı mandalı, sürgü
-
[isim]
Kapı mandalı, sürgü
- BAĞNAZ
-
-
[sıfat]
Bir düşünceye, bir inanışa aşırı ölçüde bağlanıp ondan başka bir düşünce ve inanışı kabul etmeyen, mutaassıp, fanatik
-
[sıfat]
Bir düşünceye, bir inanışa aşırı ölçüde bağlanıp ondan başka bir düşünce ve inanışı kabul etmeyen, mutaassıp, fanatik