İçinde emek olan 9 harfli 125 kelime var. İçerisinde EMEK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında emek olan kelimeler listesine ya da Sonu emek ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E E K M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
EKME, EMEK, KEME, MEKE
3 Harfli Kelimeler
EKE, KEM
2 Harfli Kelimeler
EK, EM, KE, ME
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- EMEKLİLİK
-
-
[isim]
Emekli olma durumu, tekaütlük
- "Büyükelçi emekliliğe ilkin kolay adapte olamamıştır." (Haldun Taner)
-
[isim]
Emekli olma durumu, tekaütlük
- GEZELEMEK
-
-
[nsz]
Gezinmek
- "Onun böyle boş saatlerinde içeri dışarı işgüzar işgüzar gezelediğini gören ihtiyarcık ezilir büzülür." (Haldun Taner)
-
Sıkıntılı bir durumda dolaşmak, gezinmek
-
[nsz]
Gezinmek
- TANELEMEK
-
-
[-i]
Tanelerini ayırmak
- "Narı tanelemek."
-
[-i]
Tanelerini ayırmak
- EMEKÇİLİK
-
-
[isim]
Emekçi olma durumu
-
[isim]
Emekçi olma durumu
- AFİŞLEMEK
-
-
[-i]
Afiş asıp duyurmak
-
Nitelemek, göstermek
- "Olayı yenilik diye afişledi."
-
[-i]
Afiş asıp duyurmak
- ZEDELEMEK
-
-
[-i]
Hafifçe yaralamak
-
Zarar vermek
-
[-i]
Hafifçe yaralamak
- ÖYKÜLEMEK
-
-
[-i]
Tahkiye etmek
-
[-i]
Tahkiye etmek
- DÖRTLEMEK
-
-
[-i]
Bir şeyin sayısını dörde çıkarmak
-
[-i]
Bir şeyin sayısını dörde çıkarmak
- GÜNÜLEMEK
-
-
[-i]
Kıskanmak, çekememek, haset etmek
-
[-i]
Kıskanmak, çekememek, haset etmek
- ÖZGÜLEMEK
-
-
[-i]
Bir şey veya bir yeri birine, bir şeye ayırmak, vermek, hasretmek, tahsis etmek
-
[-i]
Bir şey veya bir yeri birine, bir şeye ayırmak, vermek, hasretmek, tahsis etmek
- İĞNELEMEK
-
-
İğne ile tutturmak
- "Hanım ipek peçesini açmış, çarşafının üzerine iğnelemiş." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[-i]
Üstü kapalı olarak onur kırıcı, üzüntü verici söz söylemek
- "Onlara karşı minnet altında olmaktan doğan bir kızgınlıkla Şinasi'yi her fırsatta iğnelerdi." (Halide Edip Adıvar)
-
İğne ile tutturmak
- FİDELEMEK
-
-
[-i]
Fidan dikmek
-
[-i]
Fidan dikmek
- İNİLDEMEK
- ...
- NİCELEMEK
-
-
[-i]
Bir şeyi sayı, ölçü vb. ile bildirmek
-
Bir terime, tek veya çok oluşuna göre bir nicelik yüklemek
-
[-i]
Bir şeyi sayı, ölçü vb. ile bildirmek
- YENİLEMEK
-
-
[-i]
Bir kimse veya bir şeyin yerine yenisini koymak
- "Fatih Sultan Mehmet onu onarttığı gibi III. Murat da 1582 yılında yenilemiştir." (Salâh Birsel)
-
[-i]
Bir kimse veya bir şeyin yerine yenisini koymak
- ÇENİLEMEK
-
-
[nsz]
Canı yanan köpek ağlar gibi acı acı ses çıkarmak
-
[nsz]
Canı yanan köpek ağlar gibi acı acı ses çıkarmak
- GÜDELEMEK
-
-
[-i]
Ardına düşmek, kovalamak, sürmek
-
[-i]
Ardına düşmek, kovalamak, sürmek
- İRDELEMEK
-
-
[-i]
Bir konunun incelenmesi ve eleştirilmesi gereken bütün yönlerini birer birer incelemek, araştırmak, tetkik ve tetebbu etmek, mütalaa etmek
- "Tanpınar sanki gördüğü, irdelediği konuları, sorunları bize bir an önce iletmek istiyor." (Selim İleri)
-
[-i]
Bir konunun incelenmesi ve eleştirilmesi gereken bütün yönlerini birer birer incelemek, araştırmak, tetkik ve tetebbu etmek, mütalaa etmek
- ESİRGEMEK
-
-
[-i]
Korumak, himaye etmek, vikaye etmek
- "Senin genç, temiz ve fedakâr ruhunu bu felaketten esirgemek isterim." (Hüseyin Cahit Yalçın)
- "İnsan yurdu için canını esirgemez."
-
Bir şeyi yapmaktan veya vermekten kaçınmak
- "Hemşiremden esirgediğiniz şeyi ben kabul edecek kadar alçalmadım." (Aka Gündüz)
-
[-i]
Korumak, himaye etmek, vikaye etmek
- ÖZÜMLEMEK
-
-
[-i]
Canlı varlıklar, dışarıdan aldıkları besinleri, değişikliğe uğratarak yeni bir birleşimle, organizmanın gereksinme duyduğu maddeler durumuna getirmek, temsil etmek
-
Edinilmiş olan bilgileri bireyin öz malı durumuna getirmek
- "Topraklar üzerinde gelmiş geçmiş eski insancıl kalıtını özümlemişti." (Necati Cumalı)
-
[-i]
Canlı varlıklar, dışarıdan aldıkları besinleri, değişikliğe uğratarak yeni bir birleşimle, organizmanın gereksinme duyduğu maddeler durumuna getirmek, temsil etmek