Sonunda emek olan 9 harfli 121 kelime var. EMEK ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde emek olan kelimeler listesine ya da başında emek olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E E K M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
EKME, EMEK, KEME, MEKE
3 Harfli Kelimeler
EKE, KEM
2 Harfli Kelimeler
EK, EM, KE, ME
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇİVİLEMEK
-
-
[-i]
Bir şeyi bir yere çivi ile tutturmak, mıhlamak
-
Aynı noktaya sürekli olarak bakmak
- "Duvara sırtını verip çömeldi. Gözünü hamamcının geleceği yola çiviledi." (Abbas Sayar )
-
[-i]
Vurmak, öldürmek
-
[-e]
Olduğu yerde hareketsiz bırakmak
- "Maçın sonuna kadar sanki koltuğuna çivilemişler, hiç kımıldamıyor." (Atilla İlhan)
-
Sabitleştirmek, kesin olarak yerleştirmek
- "Adamı dışarıya çekerken bir cümleyi zihnine çiviler gibi yerleştirdi." (Aka Gündüz)
-
[-i]
Bir şeyi bir yere çivi ile tutturmak, mıhlamak
- EŞİTLEMEK
-
-
[-i]
Eşit duruma getirmek
-
[-i]
Eşit duruma getirmek
- BERELEMEK
-
-
[-i]
Bereli duruma getirmek
-
[-i]
Bereli duruma getirmek
- EVETLEMEK
-
-
[-i]
Evet demek, onaylamak
-
[-i]
Evet demek, onaylamak
- İFİLDEMEK
-
-
[nsz]
Hafifçe titremek
-
Ürpermek
-
[nsz]
Hafifçe titremek
- İLİKLEMEK
-
-
[-i]
Bir şeyin düğmesini iliğine geçirmek
-
[-i]
Bir şeyin düğmesini iliğine geçirmek
- İTEKLEMEK
-
-
[-i]
Sürekli olarak itmek, kakmak
-
İtelemek
-
[-i]
Sürekli olarak itmek, kakmak
- ESİRGEMEK
-
-
[-i]
Korumak, himaye etmek, vikaye etmek
- "Senin genç, temiz ve fedakâr ruhunu bu felaketten esirgemek isterim." (Hüseyin Cahit Yalçın)
- "İnsan yurdu için canını esirgemez."
-
Bir şeyi yapmaktan veya vermekten kaçınmak
- "Hemşiremden esirgediğiniz şeyi ben kabul edecek kadar alçalmadım." (Aka Gündüz)
-
[-i]
Korumak, himaye etmek, vikaye etmek
- TERSLEMEK
-
-
[-i]
Bir kimseye gönül kırıcı, sert söz söylemek veya gönül kırıcı davranmak, azarlamak
- "Kaç defa tersledim, yine uslanmadı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[-i]
Bir kimseye gönül kırıcı, sert söz söylemek veya gönül kırıcı davranmak, azarlamak
- KARELEMEK
-
-
[-i]
Karelere ayırmak
-
Bir resmi büyütme veya küçültme işleminden sonra asıl örneğin oranlarını kopyasında da elde etmek için bir resmi eşit sayıda karelere ayırmak
-
[-i]
Karelere ayırmak
- HARFLEMEK
-
-
[-i]
Harf harf söylemek
-
[-i]
Harf harf söylemek
- TAZELEMEK
-
-
[-i]
Yenisiyle veya tazesiyle değiştirmek
- "Barmenle yardımcısı boşalan kadehleri tazeliyorlardı." (Çetin Altan)
-
Bazı yiyecekleri, bayatlamışken kaynatıp taze duruma getirmek
-
[nsz]
Bir işi bir daha yapmak, tekrarlamak
- "Hoca bir kere daha tazeleyince harıl harıl yazmaya koyuldu." (Haldun Taner)
-
[nsz]
Bozulduğu düşünülen bir bağ veya inancı yeniden oluşturmak
- "İmam Efendi abdest tazeleyecekmiş dediler." (Memduh Şevket Esendal)
-
[nsz]
Unutulmuş bir duygu veya bir düşünceyi yeniden canlandırmak
- "Rica ederim, bu bahisleri açıp da dert tazeleme!" (Refik Halit Karay)
-
[-i]
Yenisiyle veya tazesiyle değiştirmek
- KREMLEMEK
-
-
[-i]
Krem sürmek
-
[-i]
Krem sürmek
- MİNELEMEK
-
-
[-i]
Mine ile süslemek
-
[-i]
Mine ile süslemek
- GECELEMEK
-
-
[nsz]
Geceyi bir yerde geçirmek
- "Gönül oralarda gecelemek, ertesi sabahı görmek istiyor." (Ahmet Rasim)
-
Gecenin geç saatlerine kadar bir şeyle uğraşmak
-
[nsz]
Geceyi bir yerde geçirmek
- ÇEKEMEMEK
-
-
[-i]
Çekme işini yapamamak
-
Katlanamamak
- "Ben onun hırçınlığını artık çekemem."
-
Kıskanmak
- "Belli bir şey ki bu genç ikisinden de baskın, çekemiyorlar." (Haldun Taner)
-
[-i]
Çekme işini yapamamak
- ÇENİLEMEK
-
-
[nsz]
Canı yanan köpek ağlar gibi acı acı ses çıkarmak
-
[nsz]
Canı yanan köpek ağlar gibi acı acı ses çıkarmak
- DİZELEMEK
-
-
[-i]
Dize durumuna getirmek
-
[-i]
Dize durumuna getirmek
- ÖKSELEMEK
-
-
[-i]
Ökse ile yakalamak
-
[-i]
Ökse ile yakalamak
- PEÇELEMEK
-
-
[-i]
Bir şeyi örtmek
- "Nasıl bir dirhem et bin ayıbı örterse bir kese akçe ondan da fazlasını peçeler." (Burhan Felek)
-
Gizlemek
-
Uzaktan seçilmesin diye bir şeyin üzerine ağaç dalı, çalı vb. şeyler örtmek, alalamak, kamufle etmek
-
[-i]
Bir şeyi örtmek