Başında de olan 6 harfli 81 kelime var. De ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde de olan kelimeler listesine ya da sonu de ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında de bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DESTAR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Sarık
-
Örtü
-
[isim]
Sarık
- DENDEN
-
-
[isim]
Bir çizelgede alt alta gelen aynı söz veya söz gruplarının tekrar yazılmasını önleyerek kolaylık sağlamak amacıyla kullanılan noktalama işaretinin adı (")
-
[isim]
Bir çizelgede alt alta gelen aynı söz veya söz gruplarının tekrar yazılmasını önleyerek kolaylık sağlamak amacıyla kullanılan noktalama işaretinin adı (")
- DEMLİK
-
-
[isim]
İçerisinde çay demlenen emzikli kap
-
[isim]
İçerisinde çay demlenen emzikli kap
- DEALER
- ...
- DEFTER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Genellikle hafif bir kapak içerisinde, yazı yazmak için bir araya tutturulmuş kâğıt yaprakları
- "Nikâh memurunun masasında, biraz sonra imzalayacakları defter vardı." (Suat Derviş)
- "Bir defterler tutardı, bayılırdık." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Ondan vazgeçiniz artık. O buranın defterinden silindi gibi bir şey oldu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
- "Sevmek, inanmak, bağlanmak gibi şeyler defterinde yoktu." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Genellikle hafif bir kapak içerisinde, yazı yazmak için bir araya tutturulmuş kâğıt yaprakları
- DERCEP
- ...
- DEVREN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Devir (II) yoluyla, devrederek
- "Devren satılık bakkal dükkânı."
-
[zarf]
Devir (II) yoluyla, devrederek
- DEFİLE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Giyecekleri tanıtmak amacıyla mankenlerin yaptıkları gösteri, giyim gösterisi
- "Bir moda salonunda defileye bakıyormuşçasına baştan ayağa kadar süzdüğünü fark ettim." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Giyecekleri tanıtmak amacıyla mankenlerin yaptıkları gösteri, giyim gösterisi
- DEVRİM
-
-
[isim]
Belli bir alanda hızlı, köklü ve nitelikli değişiklik
-
İhtilal
- "Fransız devrimi."
-
İnkılap
-
Çevrilme, katlanma, bükülme
-
[isim]
Belli bir alanda hızlı, köklü ve nitelikli değişiklik
- DESTEK
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bir şeyin yıkılmaması için konulan eğik veya düz dayak, payanda
- "Dernekler ... siyasi partilerden destek göremez ve onlara destek olamazlar." (Anayasa)
-
Üzerine bir şey oturtmaya, tutturmaya, koymaya yarar araç, hamil
- "Şamdan, sehpa, sacayak birer destektir."
-
Maddi ve manevi yardımcı, dayanak
- "Kızardı, söylenirdi ama gene de tek desteği oydu hayatta." (Orhan Hançerlioğlu)
-
Bir birlik için sağlanan yardım veya koruma
-
Bir vektörü taşıyan sonsuz doğru
-
[isim]
Bir şeyin yıkılmaması için konulan eğik veya düz dayak, payanda
- DERLEM
-
-
[isim]
Koleksiyon
-
Bir incelemede kullanılmak üzere bir araya getirilmiş metinlerin bütünü
-
[isim]
Koleksiyon
- DEVRİK
-
-
[sıfat]
Katlanıp kendi üzerine bükülmüş
- "Kısa keten etek, yakası devrik bol bluz..." (Halide Edip Adıvar)
-
Devrilmiş olan
-
Yatırılmış, yıkılmış, dik durumunu yitirmiş
- "Devrik çam ağaçları."
-
Darbe ile makamından indirilmiş
- "Devrik başbakan."
-
[sıfat]
Katlanıp kendi üzerine bükülmüş
- DERUNİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
İçle ilgili, içten
- "Seven insanda fiziki güzelliklerin deruni taraflarını gören gözler olurmuş." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Özünlü
-
[sıfat]
İçle ilgili, içten
- DEREKE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Aşağı derece
- "... ben Bayraktar Paşazade Haluk Bey'in kızı, evime pansiyoner alacak derekeye düşeyim." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Aşağı derece
- DERTLİ
-
-
[sıfat]
Derdi olan
- "Dertli hâlinden ne bile / Yüreği sağ olan kişi." (Yunus Emre)
-
[sıfat]
Derdi olan
- DEFİNE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Toprak altına gömülerek saklanmış para veya değerli şeyler, gömü
-
[isim]
Toprak altına gömülerek saklanmış para veya değerli şeyler, gömü
- DEVASA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Dev gibi, çok büyük
- "Kınalı, bir mil uzakta, kocaman hafif ışıklı bir böcek, devasa böcek hâlinde yatıyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Dev gibi, çok büyük
- DERECE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir süreç içindeki durumlardan her biri, basamak, aşama, rütbe, mertebe
- "Hukuk tahsilini Paris'te bitirmiş, birinci derece diploma almıştı." (Ömer Seyfettin)
-
[edat]
Denli, kadar
- "Beyoğlu'nda bu derece itibar görmemişti." (Ercüment Ekrem Talu)
-
Ölçü aletlerinin ölçeğinde belirtilmiş bulunan başlıca bölümlerden her biri
- "Sıcakölçerin dereceleri."
-
Sıcaklıkölçer
-
Bir çözeltinin yoğunluğunu ölçmede kullanılan birim
-
Bir çemberin üç yüz altmışta birine eşit olan açı birimi
- "Dik açılar doksan derecedir."
-
Başarı gösterme
-
[isim]
Bir süreç içindeki durumlardan her biri, basamak, aşama, rütbe, mertebe
- DERTOP
-
-
[sıfat]
"Getirilmek, büzülmek" anlamındaki dertop edilmek ve "bir araya getirmek, toparlamak" anlamındaki dertop etmek birleşik fiillerinde geçer
- "İskemlenin üzerine dertop edilerek atılmış duran pantolonunu ayağına geçirdi." (Ercüment Ekrem Talu)
-
[sıfat]
"Getirilmek, büzülmek" anlamındaki dertop edilmek ve "bir araya getirmek, toparlamak" anlamındaki dertop etmek birleşik fiillerinde geçer
- DEFOLU
-
-
[sıfat]
Defosu olan, bozuk, özürlü, kusurlu, ayıplı (kumaş, giysi, mal vb.)
-
[sıfat]
Defosu olan, bozuk, özürlü, kusurlu, ayıplı (kumaş, giysi, mal vb.)