Başında bil olan 8 harfli 29 kelime var. Bil ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde bil olan kelimeler listesine ya da sonu bil ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında bil bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
B L İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
İL
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BİLLURSU
-
-
[sıfat]
Billuru andıran, billura benzeyen, billur gibi, billurumsu, kristaloit
- "Billursu taş."
-
[isim]
Diyalize uğrayarak çözümlenen madde, koloit karşıtı
-
[sıfat]
Billuru andıran, billura benzeyen, billur gibi, billurumsu, kristaloit
- BİLİNMEZ
-
-
[sıfat]
Bilinmeyen
-
[sıfat]
Bilinmeyen
- BİLGİLİK
-
-
[isim]
Ansiklopedi
-
[isim]
Ansiklopedi
- BİLEKLİK
-
-
[isim]
Oyunlarda bileğin incinmesini önlemek için bileğe takılan meşin sargı
-
[isim]
Oyunlarda bileğin incinmesini önlemek için bileğe takılan meşin sargı
- BİLİMSEL
-
-
[sıfat]
Bilimle ilgili, bilime dayanan, ilmî
-
[sıfat]
Bilimle ilgili, bilime dayanan, ilmî
- BİLGİSİZ
-
-
[sıfat]
Bilgi sahibi olmayan, bilisiz, malumatsız, cahil
-
Aymaz
-
[sıfat]
Bilgi sahibi olmayan, bilisiz, malumatsız, cahil
- BİLETMEK
-
-
[-i]
Bileme işini yaptırmak
-
[-i]
Bileme işini yaptırmak
- BİLİNDİK
-
-
[sıfat]
Bilinen
-
[sıfat]
Bilinen
- BİLEĞİLİ
- ...
- BİLDİRGE
-
-
[isim]
Beyanname
-
[isim]
Beyanname
- BİLGELİK
-
-
[isim]
Bilge olma durumu ve niteliği
- "Bilgelik, içimizde bir duygu olarak kaldıkça bize ancak özlemini çektirdikçe tatlı, hoş bir şey." (Nurullah ataç)
-
Bilgi, hikmet
-
İlk Çağ felsefesinde kendini tanımanın bilgisi, vukuf
-
[isim]
Bilge olma durumu ve niteliği
- BİLİNÇLİ
-
-
[sıfat]
Bilinci olan
-
Kendi etkinliğinin farkında olan, şuurlu
- "Böylece dizi, bir bilinçli giriş, bir bilinçli sonuç ile çerçevelenince elbette daha iyi anlaşılmış olur." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Bilinci olan
- BİLEYSİZ
- ...
- BİLCÜMLE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bütün, hep
- "Memurlarımıza, halkla temas eden bilcümle elemanlara, anlaşılır, yumuşak ve devlet memuruna yakışır bir Türkçe konuşmasını öğretsek..." (Burhan Felek)
-
[sıfat]
Bütün, hep
- BİLGİNCE
-
-
[zarf]
Bilgine yakışır, bilgin tavrında, bilgin gibi
- "Bilgin değilim. Onun için yazılarımda da bilgince tavır takınmaktan çekinirim." (Orhan Veli Kanık)
-
[zarf]
Bilgine yakışır, bilgin tavrında, bilgin gibi
- BİLEYİCİ
-
-
[isim]
Kesici aletleri bilemeyi iş edinmiş olan kimse
-
[isim]
Kesici aletleri bilemeyi iş edinmiş olan kimse
- BİLİŞMEK
-
-
[nsz]
Birbirini tanımak, muarefesi olmak
- "Bunca zamanlar bilişip, ahir dönüp ayrılışıp." (Yunus Emre)
-
Öğrenmek
-
[nsz]
Birbirini tanımak, muarefesi olmak
- BİLENMEK
-
-
[nsz]
Bileme işine konu olmak, keskin duruma getirilmek
-
Bir işe yoğun bir biçimde hazırlanmak, konsantre olmak
- "İkisi de doyasıya tatlı bir gece geçirmek için bilenmiş gibiydiler." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
Hırslanmak, aşırı derecede istemek
-
[nsz]
Bileme işine konu olmak, keskin duruma getirilmek
- BİLLURLU
-
-
[sıfat]
İçinde billur bulunan
- "Billurlu kaya."
-
Bol ışıklı, pırıl pırıl parlayan (yer)
- "Peri saraylarını andıran süslü ve billurlu gazinolar..." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
İçinde billur bulunan
- BİLDİRİŞ
-
-
[isim]
Bildirme işi veya biçimi
-
[isim]
Bildirme işi veya biçimi